Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/9896 E. 2023/505 K. 08.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9896
KARAR NO : 2023/505
KARAR TARİHİ : 08.02.2023

MAHKEMESİ … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin ailesi gönderdiği için malzemeleri çöpe döktüğünü, savurgan olduğunu, evin bütçesini düşünmediğini,kendi acil olmayan ihtiyaçlarının bir an önce giderilmesi için müvekkilini zor duruma düşürdüğünü, müvekkilinin ailesini istemediğini, bu bahane ile sürekli kavga ettiğini, müvekkilinin ailesine gitmek istemediğini, müvekkilinin annesini ve kardeşini evden kovduğunu, 2018 yılı Aralık ayında evi terk ettiğini ve bir daha geri dönmediğini, barışma girişimleri sırasında ailesini hakaret edip, saldırdığını belirterek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarını, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili için 150.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesinde yer alan iddiaların doğru olmadığını, kayınvalidesinin sürekli eşini doldurduğunu, kendisini kötülediğini, hakaret ettiğini, doğumdan itibaren davalının kendisi ve müşterek çocukla hiç ilgilenmediğini, sürekli içki içtiğini ve sabaha karşı eve geldiğini, telefonda gizli gizli konuştuğunu, hakaretler ettiğini, herkesten borç para aldığını ve kendisinin numarasını verdiğini, alacaklıların kendisini aradığını ve anne ve babasını sürekli rahatsız ederek para istediğini, kendisinin bu durumu davacı ile konuşmak istediğini ancak davacının bu duruma çok sinirlendiğini, davacının yengesini amcasını eve çağırdığını, kendisinin yengesi, amcası ve kayınpederi tarafından gece 12 de hakaretler edilerek anne ve babasının evine çocuğu ile bırakıldığını, müşterek evi kendisinin terk etmediğini, 8 aydır anne ve babasının yanında kaldığını, bu süre içerisinde davacının iki kere geldiğini, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarını, müşterek çocuğun velâyetinin tarafına verilmesini, müşterek çocuk için aylık 900,00 TL tedbir-iştirak nafakası, kendisi yararına aylık 900,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı- karşı davacı kadının, davacı-karşı davalı erkeğin ailesi ile tartışma yaşayarak onlara hakaret edip saldırdığı, erkeğin ailesiyle görüşmesini istemediği, davacı-karşı davalı erkeğin ise ailesinin evliliklerine müdahalesine engel olmadığı, annesinin kadına “sen pissin, yaptığın yemekler yenmez” şeklinde sözler söylerek aşağılamasına göz yumduğu, sürekli arkadaşları ile gezerek eve geç saatte geldiği, eve arkadaşlarını getirerek alkol aldığı, davacı- karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı erkeğin yasal koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, müşterek çoçuğun velâyetinin annesine verilmesine, baba ile çocuk arasında şahsi ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 7.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminatın ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili ; kusur belirlemesi, kadının boşanma davasının kabulü, velâyet, kişisel ilişki, kadın lehine verilen nafaka, müvekkilinin tazminat talebinin reddi yönünden ve kadın lehine takdir edilen tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; katılma yolu ile erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı- karşı davalı erkeğin İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurlu davranışları dışında ayrıca eşi ve çocuğunun ihtiyaçları ile yeterince ilgilenmediği, birlik görevlerini yerine getirmediği, erkeğin annesinin, kadına yönelik İlk Derece Mahkemesince kabul edilen aşağılamaları dışında, erkeğin kız kardeşleri ve annesinin de dahil olduğu şekilde, tarafların evliliğe müdahalesinin olduğu ve erkeğin buna sessiz kaldığı, son olayda kadının, eşi ve eşinin ailesi tarafından gece yarısı evden gönderildiği, her hangi bir geliri ve mal varlığı bulunmayan boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadına yoksulluk nafakası verilmesinde; 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası oluştuğundan kadına maddî ve manevî tazminat verilmesinde; çocuğun yaşı, fiili durumu, uzman raporu ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde velâyetin anneye verilmesinde ve kurulan kişisel ilişkide isabetsizlik bulunmadığı, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası miktarlarının yetersiz olduğu gerekçesi ile kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf isteminin kısmen kabulüne, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarı ile maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik istinaf isteminin kabulüne, sair yönlere ilişkin istinaf isteminin ise esastan reddine karar verilerek ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasının davalı- karşı davacı kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasının, 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, erkeğin istinaf isteminin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin ve kadının davasının kabulünün hatalı olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, baba ile çocuk arasında düzenlenen kişisel ilişkinin yetersiz olduğunu, nafakalar ve tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalı erkeğin kusurlu davranışlarının bulunup bulunmadığı, nafakalar, tazminatlar, velâyet ve kişisel ilişkinin düzenlemesine ilişkin hükümlerin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.