Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/9891 E. 2023/877 K. 08.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9891
KARAR NO : 2023/877
KARAR TARİHİ : 08.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki ayrılık davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 12.05.2022 tarihli ara kararı ile davacının sözleşme ile belirlenen mal rejiminin kaldırılması talebinin tefrik edilmesine, asıl karar ile ayrılık davasının kabulüne, tarafların 2 yıl süre ile ayrılıklarına, çocukların geçici velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmolunmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından kendisi ve ortak çocuklar yararına hükmolunan nafaka miktarları, davalı vekili tarafından ise tefrik ara kararı ve asıl karar yönünden kararın istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından ayrılık davasının kabulü ve tefrik kararı yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 168 inci maddesinde “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna; bölge adliye mahkemesi kararları hakkında ise temyiz yoluna, ancak hükümle birlikte gidilebilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu yasal düzenleme karşısında, davalı vekilinin sözleşme ile belirlenen mal rejiminin kaldırılması isteminin tefriki ara kararının temyizi mümkün olmadığından, davalı vekilinin sözleşme ile belirlenen mal rejiminin kaldırılması talebine yönelik tefrik kararına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı vekilinin ayrılık davasının kabulü yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kendisini aldattığını, eski sekreteri ile ilişki yaşadığını, onunla birlikte farklı bir evde kaldığını, davalının sevgilisine iş yeri açtığını, bu olayların müvekkilini fazlaca üzdüğünü ve etrafına karşı müvekkilini küçük düşürdüğünü, davalının mal kaçırmaya çalıştığını belirterek, müvekkilinin ve müşterek çocukların ayrı yaşayabilmeleri için ayrılık kararı verilmesine, ayrılık süresi boyunca önceki nafaka miktarının artırılarak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL ve müvekkili lehine de aylık 2.000,0 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki geçerli mal rejimininin kaldırılmasını ve ayrılığa karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacının 5 yıldır sürekli kavga çıkardığını, saldırısına maruz kaldığını, ağır hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, davacının nafaka geliri elde edebilmek için asılsız beyanlarda bulunduğunu, davacı ile evliliğinin tamamen bittiğini, davacının yalnızca iftiralar ile maddi hesaplar peşinde olduğunu, davacının oturduğu evin elektrik, su, internet, doğalgaz faturalarını her ay ödediğini, müşterek çocuklarının okul, yiyecek, giyim masraflarını kendisinin karşıladığını, davacının çalışarak gelir elde ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının 5-6 yıldır başka bir kadınla birlikte yaşayarak eşine karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, bu nedenle tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, taraflar arasında … 4. Aile Mahkemesi’nin 2017/464 Esas, 2018/622 Karar sayılı dosyasında yargılaması yapılan boşanma davasında, davalı kadının davacıyı sevdiğini söyleyerek boşanma davasının reddini talep ettiği, söz konusu boşanma davasında verilen nihai kararda evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı ancak davacı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle bu sonuca ulaşılmasının tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklandığı, davalıya atfı mümkün hiçbir kusurun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davalının tam kusurlu davranışları nedeniyle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, ancak davacının davalıdan boşanmak istemediği, bu haliyle tarafların evliliği devam ettirme ihtimalinin mevcut olduğu ve ayrılığa ilişkin yasal şartların gerçekleştiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek boşanma davasında verilen kararın kesinleştiği tarihten itibaren davacı kadın ve çocuklar yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 169 uncu ve 197 inci maddeleri uyarınca tedbir nafakasına hükmedilmesinin uygun olacağı gerekçesi ile davacının ayrılık talebinin kabulü ile kararın kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere tarafların 2 yıl süre ile ayrılıklarına, tarafların ayrılık süresince geçerli olmak üzere, tarafların müşterek çocukları Burak ve Mustafa’nın tedbiren velayetlerinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, … Bölge Adliye Mahkemesi’nin 02.02.2021 tarih ve 2018/2943 Esas ve 2021/153 Karar sayılı ilamı gereği tahsilde mükerrerlik olmaması kaydıyla, … Bölge Adliye Mahkemesi’nin 02.02.2021 tarih ve 2018/2943 Esas ve 2021/153 Karar sayılı ilamının kesinleştiği 16.06.2021 tarihinden itibaren ayrılık süresinin sona ereceği tarihe kadar geçerli olmak üzere, davacı için aylık 1.200,00 TL, müşterek çocuklar Burak ve Mustafa’nın her biri için ayrı ayrı aylık 1.100,00 TL tedbir nafakasına, 12.05.2022 tarihli ara kararı ile de davacının sözleşmeyle belirlenen mal rejiminin kaldırılması talebinin tefrik edilmesi ile ayrı esasa kaydedilmesine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece hükmedilen tedbir nafakaları miktarının düşük olduğunu belirterek; çocuklar ve kendisi yararına hükmolunan tedbir nafakası miktarı yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

2.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında ayrılık kararının sebeplerinin oluşmadığını, boşanma davasının reddine ilişkin mahkeme kararı ile bu kararın gerekçesinin çeliştiğini, kadının boşanmak istememesinin ayrılık için gerekçe oluşturmayacağını, nafaka talebininde hukuki yarar bulunmadığı ve reddi gerektiği, miktarın yüksek olduğu, mal rejimine yönelik bir talep ve yine taraflar arasında sözleşme ile kabul edilmiş bir mal rejimi bulunmadığı halde, mahkemece talebin dışına çıkılarak karar verilmesinin de mümkün olmadığını, dava dilekçesinde talep edilmeyen ve davalı tarafça muvafakat edilmeyen konuda iddiaların genişletilerek karar verilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın kabulü ve tefrik kararı yönlerinden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ayrılık davasının kabulü ile tarafların ayrılıklarına karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, kadın ve çocuklar yararına hükmolunan tedbir nafakası miktarının az olduğu, yine taraflarca sözleşme ile kabul edilmiş mal rejiminin kaldırılması davasının bu davadan ayrılarak ayrı bir esasa kaydedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadının lehine hükmedilen tedbir nafakalarının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili bendin kaldırılmasına, davacı kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına, müşterek çocuklar Burak ve Mustafa’nın her biri için aylık ayrı ayrı 1.600,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğu, ayrılık kararının gerekçesiz olduğu, reddine karar verilen boşanma davası gerekçesi ile işbu davanın kabul gerekçesinin çeliştiğini, ortak hayatın kurulma olasılığının bulunmadığını, kadının kocasını sevdiğini ve boşanmak istemediğini söylemesinin ayrılık kararı verilmesi için yeterli olamayacağını, boşanma dosyasından tedbir nafakası verilip artış yapıldığı halde yeniden bu dosyadan hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, gelir durumuna göre arttırılan nafaka miktarının ölçülü olmadığını, taraflar arasında sözleşmeye dayalı bir mal rejimi sözleşmesi bulunmadığı gibi kadının dava dilekçesinde de talebi olmadığı halde tefrik kararı verilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek; ayrılık davasının kabulü ve tefrik ara kararı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 170 inci maddesi gereği kadın tarafından açılan ayrılık davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, İlk Derece Mahkemesince verilen tefrik kararının temyize tabi olup olmadığı, temyize tabi olması halinde tefrik edilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 169 uncu, 197 nci ve 170 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 168 inci, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin sözleşme ile belirlenen mal rejiminin kaldırılması talebinin tefrik edilmesi kararına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.