Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/9890 E. 2023/502 K. 08.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9890
KARAR NO : 2023/502
KARAR TARİHİ : 08.02.2023

MAHKEMESİ 2022/1474 E., 2022/1518 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevap dilekçesinde; davalının abisinin müşterek konuta sürekli olarak yerleştiğini, abisinin her şeye karıştığını, davalının müvekkiline hakaretler ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, çocuğa karşı ilgisiz olduğunu ve şiddet uyguladığını, evlilikte üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, küfürler ettiğini, iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk için aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın, davacı-davalı erkeğin boşanma davasına cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; davalının hakaret ettiğini, psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, ev ihtiyaçlarını karşılamadığını son olayda eve almadığını, kovduğunu, güven sarsıcı davranışlarının olduğunu iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı kadının erkeğe hakaret ettiği, aşağıladığı, erkeğin istememesine rağmen kadının ağabeyinin taraflarla birlikte yaşadığı ve kadının bu duruma müdahale etmediği, eşine sokaktaki köpeği ondan üstün tuttuğuna ilişkin sözler sarf ettiği, yemek ve temizlik yapmadığı, müşterek çocuğun babası ile vakit geçirmesine engel olduğu, müşterek çocuğu azarladığı, davacı-davalı erkeğin ise evin ihtiyaçlarını karşılamadığı ve eşine harçlık vermeyerek ona ekonomik şiddet uyguladığı, son olarak kadını eve almadığı, evlilik birliğinin sona ermesinde davalı-davacı kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davaların her ikisinin de kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, davalı-davacı kadın için aylık 400,00 TL, müşterek çocuk için aylık 300,00 TL tedbir nafakası ile müşterek çocuk için aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, erkek lehine 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ağır kusurlu olması nedeni ile reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat, iştirak nafakası miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası ile aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesine yönelik istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kusur belirlemesi ve derecesinde hata edildiği, davalı-davacı kadının, kardeşinin ortak konutta uzun süre yaşamasına izin verdiği, erkeğin çocuğu ile vakit geçirmesine engel olduğu, yeterince yemek, temizlik yapmadığı, davacı-davalı erkeğin ise kadına harçlık vermediği, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadını eve almadığı, tarafların gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, davacı-davalı erkek lehine İlk Derece Mahkemesince maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin, kadının yoksulluk nafakasının reddinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile davalı-davacı kadının kusur tespiti ile aleyhine maddî ve manevî tazminatlara hükmedilmesine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir .

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin sarsıldığını, tazminat taleplerinin reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi ve tazminatların reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı ve erkek lehine tazminatlara hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilmiş ise de yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı-davalı erkeğin; evin ihtiyaçlarını karşılamadığı ve eşine harçlık vermeyerek ona ekonomik şiddet uyguladığı, son olarak kadını eve almadığı, davalı- davacı kadının ise; erkeğe hakaret ettiği, aşağıladığı, erkeğin istememesine rağmen kadının ağabeyinin taraflarla birlikte yaşadığı ve kadının bu duruma müdahale etmediği, eşine sokaktaki köpeği ondan üstün tuttuğuna ilişkin sözler sarf ettiği, yemek ve temizlik yapmadığı, müşterek çocuğun babası ile vakit geçirmesine engel olduğu, müşterek çocuğu azarladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte davalı-davacı kadının daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken, tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulu doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

3.Türk Medeni Kanunu’nun 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-davalı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, kadının kusurlu eylemlerinin erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen “hakkaniyet kuralları” da dikkate alınarak davacı-davalı erkek yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden davacı-davalı erkek yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.