YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9874
KARAR NO : 2023/499
KARAR TARİHİ : 08.02.2023
MAHKEMESİ… Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının erkeği sürekli aşağıladığını, hakaret ettiğini, istemediğini dile getirdiğini, davalının çocuklarıyla ilgilenmediğini, evlilik birliğinde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, her olayı ailesine anlattığını, ailesinin sürekli karıştığını, erkeğin ailesi ile görüşmediğini ve erkeği görüştürmediğini, geceleri telefonla görüştüğünü, başkalarıyla kıyasladığını, karı koca ilişkisinin tamamen bittiğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuklar için ayrı ayrı 1000,00 TL tedbir ve iştirak, müvekkil lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, erkeğin ailesinin müvekkili istemediğini, müvekkile ve çocuklara karşı ilgisiz davrandığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, psikolojik, fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkil ve çocuklarına vakit ayırmak yerine kendi ailesine vakit ayırdığını, başka kadınlar ile konuşup görüştüğünü, hakaretler ettiğini, alkol bağımlısı olduğunu, eve geç geldiği yada hiç gelmediğini, aşağılandığını iddia ederek, erkeğin davasının reddine, kendi davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin müvekkile verilmesine, müvekkile 1500,00 TLtedbir, yoksulluk nafakası, çocuklar için ayrı ayrı 1000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkil lehine 500.000,00 TL maddî 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı kadının eşinin lise mezunu olması nedeniyle kendisinin üniversite mezunu olduğunu belirterek onu küçük gördüğü, eşinin ailesine cahil dediği, çocukların doğum günlerinde erkeğin ailesini çağırmadığı, annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kalarak onların sözüyle hareket ettiği, eşine karşı ilgisiz olduğu, ailesiyle görüşmek istemediği, eşinin görüşmesinden de rahatsız olduğu, sosyal ortamlara eşiyle katılmak istemediği ve ayrılmak istediğini söylediği, davacı-karşı davalı erkeğin ise, evin maddî sorumluluğunu kadına bıraktığı, birliğin giderlerine katılma yükümlülüğünü ihmal ettiği, kendi kök ailesiyle vakit geçirdiği ve kazancını onlara özgülediği, evlilik birliğinin sona ermesinde tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuklar için aylık ayrı ayrı 500,00 TL’den 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; karşı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, reddedilen maddî ve manevî tazminat ile nafaka talepleri, aleyhine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasına yönelik olarak istinaf talebinde bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tedbir, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarlarına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının miktarının yetersiz olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadının iştirak nafakalarının miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine, hükmün iştirak nafakasına yönelik kısmının kaldırılmasına, ortak çocuklar yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık ayrı ayrı 750,00 TL iştirak nafakasının, davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusurunun bulunmadığını, davalı- karşı davacı kadının kusurlu olduğunu, tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini ve çocuklar yararına hükmedilen nafakaların fazla olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, nafakaların miktarı ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğunu, erkeğin tam kusurlu olduğunu, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, tazminatların, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddinin hatalı olduğunu, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarının yetersiz olduğunu belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek ölçüde geçimsizlik olup olmadığı, erkeğin davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesi, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilme şartlarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesi ile ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 27 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 182 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Davalı-karşı davacı kadın, davacı-karşı davalı erkeğin kendisine fiziksel şiddet uyguladığını ileri sürmüş ve delil olarak MOBESE kayıtlarına dayanmıştır. Mahkemece MOBESE kayıtları istenmemiştir. Davalı-karşı davacı kadın tarafından delil olarak dayanılan MOBESE kayıtlarının getirtilmesi, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; 6100 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme (ispat) hakkına aykırılık oluşturacak şekilde, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre kadının sair temyiz itirazları ile erkeğin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.