Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/9845 E. 2023/522 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9845
KARAR NO : 2023/522
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşılıklı davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı kadının hırçın davrandığını, sürekli kavga çıkarttığını, müvekkiline ve ailesine sürekli hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, müvekkilini evden kovduğunu, evin anahtarını değiştirerek müvekkilinin eve gelmesine engel olduğunu, ortak çocukları göstermediğini, ortak evin aidat ve demirbaş ücretlerini ödemeyerek müvekkilinin maaşına haciz konulmasına neden olduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmaların, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı erkek vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davalı-karşı davacı kadının iddialarının yalan ve iftira niteliğinde olduğunu, davalı-karşı davacı kadının sürekli huzursuzluk yarattığını, müvekkilinin evi terk etmediğini, aksine karşı tarafça eve alınmadığını, davalı-karşı davacı kadının müvekkilini darp ettiğini, bu hususun ceza dosyası ile sabit olduğunu beyan ederek karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı erkeğin iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, davasının reddi gerektiğini, davacı-karşı davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkiline şiddet uyguladığını, aldattığını, hakaret ve tehdit ettiğini, hor gördüğünü, rencide ettiğini, aşağıladığını, müvekkilinin 2016 yılında … 6. Aile Mahkemesi’ne boşanma davası açtığını, aile büyüklerinin araya girmesi ve karşı tarafın eski hatalarını tekrar etmeyeceğinin sözünü vermesi üzerine karşılıklı olarak davalarından feragat ettiklerini, feragatten sonra 2 ay süre birlikte yaşadıklarını, sonrasında müvekkilinin aldatıldığını öğrendiğini, davacı-karşı davalı erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, rızası dışında geceleri ek … yapmaya başladığını, gece geç saatlerde eve alkollü geldiğini, git kendine başka erkek bul şeklinde sözler söylediğini, küfür edip evden kovduğunu, … isimli kadın ile birliktelik yaşadığını, bunu saklama gereği dahi duymadığını, bu kadın ile başka şehirlere tatile gittiğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi uyarınca, olmadığı takdirde 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için aylık 1.000,00’er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 80.000,00 maddî ve 150.000,00 manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin 2019 yılı Ağustos ayının muhtelif günlerinde … G. İsimli kadın ile farklı otel ve pansiyonlarda, aynı odada konaklamak sureti ile zina yaptığı, zinaya ilişkin karşı davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, ayrı yaşadığı süre içerisinde çocukları ile ilgilenmediği, birlik görevlerini ihmal ettiği, bu sebeple ortak hanenin elektrik, doğalgaz ve sularının kesildiği, davalı-karşı davacı kadının ise eşinin babasına, “senin bu şerefsiz oğlunun bana yaptığından haberiniz var mı?” dediği ve eşine küfrettiği gerekçesi ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu belirtilerek, erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi birinci fıkrası, kadının karşı davasının ise 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuklarının velâyetinin uzman raporu, çocukların halen anne yanında yaşıyor olmaları ve üstün menfaatleri gereği anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında yatılı kişisel ilişki tesesine ortak çocuklar için aylık 350,00’şer TL tedbir, 400,00’er TL iştirak nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusuru daha ağır ve eşit olmayan, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen, bu olaylar yönünden kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; aynı otel odasında kalmanın zinanın kabulü için yeterli olmadığını, müvekkilinin davalı-karşı davacı kadını aldatmadığını, davalı-karşı davacı kadının daha önceden açtığı boşanma davasından feragat ederek sadakatsizlik olayını affettiğini, en azından hoş görü ile karşıladığını, 6 aylık hak düşürücü sürenin dolduğunu, bu nedenlerle davalı-karşı davacı kadının davasının reddi gerektiğini, davalı-karşı davacı kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tamamen kusurlu olduğunu, davalı-karşı davacı kadının ortak çocukları müvekkili ile görüştürmediğini, müvekkili aleyhine tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, tazminat ve iştirak nafakası miktarlarının da fahiş olduğunu belirtilerek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı erkek tarafından dayanılmayan bir vakıa nedeniyle müvekkiline kusur izafe edildiğini, tanık Serap ile müvekkilinin husumeti bulunduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğunu, davacı-karşı davalı erkeğin kusur derecesi, paranın alım gücü gözetilmeden tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiğini, müşterek çocuklar için hüküm altına alınan tedbir ve iştirak nafakalarının da son derece düşük olduğunu belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden ilk derece mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin yanında ortak çocuklar yararına hüküm altına alınan iştirak nafakalarına hükümle birlikte yıllık artış oranı uygulanmaması yönünden de Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların evlilik birliğinin sarsılması ve zina nedenine dayalı karşılıklı boşanma davalarının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, davalı-karşı davacı kadın yararına hüküm altına alınan maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuklar için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 348 inci ve 352 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası 169 uncu maddesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası., 175 inci maddesi, 327 inci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ıncı maddesi hükümleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 ve 12 nci, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun’un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,

3.Davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı- karşı davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden …’a yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde Müzeyyen’e iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.