Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/9806 E. 2023/427 K. 24.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9806
KARAR NO : 2023/427
KARAR TARİHİ : 24.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1787 E., 2022/1866 K.
DAVA TARİHİ : 01.04.2021
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/238 E., 2022/511 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalının, başka şahısların yanında müvekkiline yüksek sesle konuştuğunu, konuşmalarını abarttığını, bu konuşmalarında müvekkilini başka erkeklerle kıyasladığını, müvekkilinin ailesine ve eltilerine para yedirmekle suçladığını, tarafların 2020 yılında Türkiye’de aile ziyaretindeyken davalının, müvekkiline nedensiz yere “yollarımızı ayıralım, seni kabul edemiyorum” dediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davacının son dönemlerde müvekkilini beğenmediğini ve küçümsediğini, savunarak davanın reddini istemiş, boşanmaya karar verilmesi halinde 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek davanın ispat edildiğini, kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “tarafların 2006 yılında evlendikleri, kardeş çocukları olan tarafların istemeden ailelerinin talebi üzerine bu evliliği yaptıkları ancak ilerleyen yıllarda çocukları da olmayınca sürekli tartıştıkları ve geçinemedikleri, yurt dışında yaşayan tarafların ayrı ayrı Türkiye’ye izne geldiklerini, aile ziyaretleri sırasında kadının eşini başka erkeklerin karısına davranışlarını örnek vererek daha çok gezdirmediğinden yakındığı, yine kadının yollarını ayıracaklarını, o yoluna ben yoluma tarzında konuşmalar yaptığı, erkeğin, kardeşlerine para vermesine kızan kadının onlara para yetirdiğini ileri sürdüğü, tüp bebek tedavisine rağmen çocukları olmayınca eşler arasındaki evliliğin temelden sarsıldığı, tartışmaların büyüdüğü, erkeğin oturum aldıktan sonra başka arayışlar içerisine girdiği, erkeğin oturum izni aldıktan sonra eşine davranışlarını değiştirdiği, onunla izinlerde Türkiye’ye gelmediği, eşine zaman ayırmadığı, kadının ise eşinin parasını yedirdiğini ileri sürdüğü, eşinden devamlı şikayet ettiği başkaları ile kıyasladığı, herkes yoluna diyerek eşinden boşanacağını söylediği, tarafların eşit kusurlu oldukları” gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, davalı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili, davalı kadının eşinin parasını yedirdiğini ileri sürdüğünün, eşinden devamlı şikayet ettiğinin, başkaları ile kıyasladığının, herkes yoluna diyerek eşinden boşanacağını söylediğinin anlaşıldığı gerekçesi kusurlu olarak değerlendirilmiş ise de bu değerlendirmenin yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın, usul ve kanuna, hukuka uygun olduğu, müvekkilinin evlilik birliğinin devamını imkansız hale getiren ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan herhangi bir kusuru bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın tüm yönleriyle bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olacak nitelikte kadından kaynaklanan geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci maddesi, 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı kadın vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Bölge Adliye Mahkemesince taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı erkeğin ağır, davalı kadının az kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken Mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmeleri doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

4.Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6098 sayılı Kanun’un 50 inci ve 51 inci maddeleri dikkate alınarak davalı kadın yararına 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde kadının tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Yukarıda (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden BOZULMASINA,

2. Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.