Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/9762 E. 2023/511 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9762
KARAR NO : 2023/511
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 3. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-davalı kadın tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-davalı vekili dilekçelerinde; 2014 yılında evlenen tarafların çocuklarının bulunmadığını, evlendikleri günden bu yana erkek ve ailesi tarafından kadına defalarca psikolojik ve fiziksel şiddet uygulandığını, düğün günü dahil tehdit ettiklerini, alkol kullanmayacağına dair söz vermesine rağmen erkeğin devamlı alkol aldığını, evin geçimi için destek olmadığını, kadının takılarının elinden alınarak harcandığını, ailesinin erkeği devamlı kışkırttıklarını, kadının ailesiyle görüşmesine izin verilmediğini, erkeğin ailesinin yanında bulunmaya zorladığını, kadını benimsemediklerini, gebeliğin düşük ile sonuçlandığını, düşük nedeniyle suçlandığını, ekonomik şiddete maruz kaldığını, şiddet olaylarının artması nedeniyle kadının ailesinin yanına yerleştiğini belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, yasal faizle 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı vekili dilekçelerinde; iddiaların asılsız olduğunu, düğün günü başlayan tartışmalar ve kadının ailesinin kusurlu davranışlarını desteklemesi nedeniyle geçimsizlik başladığını, erkek ve ailesinin hırsızlıkla suçlanarak tehdit, hakaret ve sinkaflı küfürlere maruz kaldıklarını, kadının bir çok kez kendisine zarar verdiğini, isteğiyle çalışmayarak evin tüm yükünü erkeğe yüklediğini, aşağıladığını, küfür ve beddua ettiğini, kıskançlık gösterdiğini, geç geldiğinden bahisle eşini eve almadığını, boşamakla tehdit ettiğini, arkadaşlarıyla görüşmesini engellediğini, psikolojik baskı uyguladığını, ailesine karşı aşağılayıcı ve kırıcı tutumlar sergilediğini, ayağı kırılan eşine destekte bulunmadığını, barışmak için özür dilediğini ancak tutum ve davranışlarını değiştirmediğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların TMK’nın 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, erkek yararına yasal faizle 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına sık sık şiddet uyguladığı, eve geç saatlerde geldiği, eşini ihmal ettiği, kadının ailesinin evine bırakılarak evden kovulduğu, kadının da erkeğe hakaret ettiği, bir kısım olayların affa uğradığı, boşanmaya neden olan olaylarda kadının az kusurlu, erkeğin daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, boşanmakla yoksulluğa düşecek olan ve kusuru daha ağır olmayan kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile yararına 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluşmakla kadın yararına 20.000,00’er TL maddî-manevî tazminata, ağır kusurlu erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf talebinde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili; erkeğin kusur durumuna göre kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminat ve nafaka ile kendi manevî tazminat talebinin reddinin yerinde olmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusur durumuna göre kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek bu hususlarda talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

2-Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminat ve nafaka ile kendi manevî tazminat talebinin reddinin yerinde olmadığını belirterek temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Tarafların taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davalarında kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile miktarları ve erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi noktasında toplanmaktadır.

2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 334 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ve 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, başlangıçta yatırılmayan 397.80 TL temyiz başvuru harcının Tuğçe’ye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.