Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/9728 E. 2023/582 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9728
KARAR NO : 2023/582
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak bu yönlere ilişkin yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesi ile süresinde verdiği cevaba cevap dilekçesinde; davalı erkeğin müvekkiline değer vermediğini, hor gördüğünü, hakaret ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, birlik yükümlülüklerini ihmal ettiğini, müvekkilinin ailesinin yanına gitmesini engellediğini, aile yükümlülüklerini yerine getirmemek için ortak konutu terk ettiğini, müvekkilin, aldattığını, müvekkili hakkında daha önce boşanma davası açtığını, bu davanın reddedildiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde; Kıbrıs’ta tarafların 3 ay beraber yaşadıklarını ancak aynı evin içinde iki yabancı gibi olduklarını, kavga ettiklerini, tarafların fiziken ve ruhen uyuşamadıklarını, davacı kadının agresif olduğunu, Türkiye’ye döndüklerinde davacı kadının Anamurdaki müşterek konuta gitmek yerine abisinin evine gitmeyi tercih ettiğini, müvekkilinin kadının ailesinin baskı ve tehditlerine maruz kaldığını ve …’dan ayrılmak zorunda kaldığını iddia ederek ve savunarak kadının boşanma dışındaki taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadının ortak konuta gitmek istemediği ve davalı erkekten kendisini ağabeyinin evine bırakmasını istediği; davalı erkeğin ise davacı kadının ailesi ile görüşmesini engellediği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına daha önce belirlenen bağımsız tedbir nafakası ile tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla aylık 400,00 TL tedbir nafakasına ve aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, delillerinin eksik incelendiğini, erkeğin kusurlu olduğunu, müvekkilinin tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığını, nafaka miktarlarının az olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve nafaka miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kadının çalışabilecek durumda olduğunu, fiili evliliğin süresinin en fazla 4 ay olduğunu, nafakaya dair hükmün kaldırılması gerektiğini belirterek; kusur belirlemesi ve nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkek tarafından davacı kadın aleyhine … 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2015/342 Esas sayılı dosyayla açılan boşanma davasında erkeğin, kadına eldeki davada kusur olarak yüklenen vakıaya dayandığı ancak kadına kusur isnat edilebilecek herhangi bir vakıayı ispatlayamaması nedeniyle erkeğin açmış olduğu davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği dolayısıyla bu vakıadan dolayı eldeki davada davacı kadına kusur yüklenmesinin hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğe yüklenen kusurun yanında, evlilik birliği içinde davalı erkeğin başka bir kadınla görüştüğü, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, reddedilen boşanma davasından sonra bir araya gelmek için herhangi bir çaba göstermediği belirtilerek davacı kadının kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile boşanmaya yol açan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, kadın yararına 30.000 TL maddî ve 25.000 TL manevî tazminata, tazminatlara boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine hükmedilmiş; kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesi ile kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş; erkeğin istinaf talepleri ise reddedilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; müvekkilinin istinaf taleplerinin reddedilmesinin ve kadının istinaf taleplerinin kabulünün doğru olmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi gerektiğini belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 ncu maddesinin birinci fıkrası 370, 371 nci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 ncu maddesi, 174 ncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.