Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/9533 E. 2023/273 K. 18.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9533
KARAR NO : 2023/273
KARAR TARİHİ : 18.01.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun Kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının müvekkilinin zorla ailesinin yanına köye sık sık götürdüğünü, hakaret ve tehdit ettiğini, şiddet uyguladığını, küfrettiğini, hamileliğinde ve düşük yaptığı dönemlerde yanında olmadığını ve ilgilenmediğini, son fiili ayrılıkta kapı kilidini değiştirerek evi boşalttığını iddia ederek tarafların evlilik birliginin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocupun velâyetinin müvekkiline verilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu iddia ederek davanın reddini istemiş, boşanmaya karar verilmesi halinde 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşini darp ettiği, babasının eşine hakaret etmesine rağmen buna sessiz kaldığı, davacı kadının da evi terk ettiği evi beğenmediği, iddia ettiği şekilde köye gitmediği halde köye gidip köy hayatı yaşadığı yönünde beyanda bulunduğu, tarafların kusurları bir bütün olarak değerlendirildiğinde her ikisinin de eşit kusurlu olduğu, çocuğun yüksek yararı gereğince velâyetinin annesine verilmesi, babası ile kişisel ilişki kurulması gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, 400,00 TL tedbir, 500,00 TL yoksulluk nafakasına, 300,00 TL tedbir, 400,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, babanın çocuğa karşı müessir fiil nedeniyle ceza davası bulunduğu gerekçesiyle refakatçi eşliğinde ve yatılı olmaksızın baba ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, kusur tespitinin hatalı olduğunu, davalı erkeğin kesin süreye rağmen bu süre içerisinde bildirilmeyen tanıkları dinleyerek hata yaptığını, cevap dilekçesinde dayanılmayan vakıaların yüklendiğini, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarının az olduğunu, kişisel ilişki kurulmasının hatalı olduğunu, lehine vekâlet ücreti hükmedilmediğini ve tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğin devamı sırasında erkeğin eşine şiddet uyguladığı, ailesinin yaşadığı köye sık sık gitme konusunda onu zorladığı, eşini tehdit ettiği ve ortak konutun kilidini değiştirdiği, bu davranışları ile tam kusurlu olduğu, davalı erkeğin cevap dilekçesinde dayanmadığı vakıaların kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğu, çocuk ve kadın yararına hükmedilen nafaka miktarlarının az olduğu, davanın kabulüne karar verildiğine göre kendisini vekille temsil ettiren davacı kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinin düzeltilmesine, istinaf başvurusunun kusur, tazminat ve nafaka yönlerinden kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına davacı kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmiş, davacı kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesiyle, maddî ve manevî tazminat ile nafaka miktarlarının az olduğunu, davalı erkeğin ortak çocuğa şiddet uyguladığı için hakkında ceza yargılaması bulunduğunu bu nedenle ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması gerektiğini ileri sürerek; tazminat ve nafaka miktarları ile kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek temyiz dilekçesiyle, eşlerin ortak kararıyla ortak konutun seçildiğini, ortak konutun fiziksel özellikleri konusunda mahkemenin yanıltıldığını, ortak çocuğun uykudan uyanınca gözlerinin kızardığını, kendi çocuğuna şiddet uygulamasının mümkün olmadığını, İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurun doğru olduğunu, kadın yararına tazminat koşulları oluşmadığını, miktarların fahiş olduğunu, nafaka miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma istemine ilişkin olup, uyuşmazlık evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylara ilişkin kusur belirlemesi, kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarları ile nafakaların miktarı ve kişisel ilişki düzenlemesinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.