Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/9529 E. 2023/568 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9529
KARAR NO : 2023/568
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

MAHKEMESİ … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının da kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava, cevaba cevap ve birleşen davaya karşı sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2004 yılında evlendiğini, tarafların bu evliliklerinden iki ortak çocuğunun olduğunu, erkeğin, bağımsız konut temin etmediğini, birlik görevini ihmâl ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, kadına hakaret ettiğini, kadını tehdit ettiğini ve kadını birden fazla kez ortak konuttan kovduğunu, erkek ve ailesi tarafından kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uygulandığını, kadının ziynet eşyalarının erkek tarafından rızası dışında alındığını, iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, birleşen davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 1.000,00’er TL tedbir nafakası, aylık 1.000,00’er TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL maddî tazminat ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı-davalı kadın vekili tarafından sunulan dava dilekçesini kabul etmediklerini, dava dilekçesinde ileri sürülen vakaların kadın tarafından affedildiğini, erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğini, kadının, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, agresif olduğunu, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, iftira attığını, birden fazla kez ortak konutu terk ettiğini, erkeğin ailesine kötü davrandığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, erkeğe hakaret ve beddua ettiğini, erkeği ve erkeğin ailesini birden fazla kez tehdit ettiğini, kendisine ve ortak çocuklara zarar verdiğini, kadının psikolojik rahatsızlığı olduğunu ve bu sebeple fiil ehliyeti yönünden araştırma yapılması gerektiğini, savunarak asıl davanın reddi ile mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesini, erkek yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı- davalı kadın vekili tarafından sunulan dava dilekçesini kabul etmediklerini, kadının, erkeğe ve erkeğin ailesine sürekli hakaret ve beddua ettiğini, sürekli fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, ortak konutu birden fazla kez terk ettiğini, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, erkeği ve erkeğin ailesini birden fazla kez tehdit ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, kadının kendisine ve ortak çocuklara zarar verdiğini, erkeği ortak konuttan kovduğunu, iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesini, erkek yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve ortak konutun kapısını kilitlediği, kadını ortak konuta almadığı, kadının ise birden fazla kez ortak konutu terk ettiği, kavgacı bir yapıya sahip olduğu, eşini istemediği ve boşanmak istediğini söylediği, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu ve evlilik birliğinin sarsıldığı gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 Sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velâyet ile ilgili alınan sosyal inceleme raporunda, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin menfaatlerine olacağının belirtildiği ve ortak çocukların mahkemede alınan beyanlarında, anne yanında kalmak istediklerini beyan ettikleri hususları bir arada değerlendirilerek, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların ihtiyaçları ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları birlikte değerlendirildiğinde, her biri yararına aylık 300,00’er TL tedbir nafakası, aylık 400,00’er TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının tam ya da ağır kusurlu olmadığı, boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası ile aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olması kadının boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedeleneceği ve erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması sebebiyle 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî-manevî tazminat ve nafaka taleplerinin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olması sebebiyle reddine ve ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin ortak çocukların üstün yararı gereği olduğundan erkeğin velâyet talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince delillerin değerlendirilmesinde hata yapıldığı, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, hatalı kusur belirlemesi ve kadının düzenli gelirinin olduğu hususları dikkate alındığında kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat, yoksulluk nafakası, tedbir nafakasına hükmedilmesi ve erkeğin nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesi gerektiği, erkeğin maddî durumu uyarınca hükmedilen nafakaları ödeme gücü olmadığı belirtilerek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin karar ve gerekçesinin usul ve kanuna uygun olduğu, davalı-davacı erkek vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönlerinden bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası, tedbir nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 Sayılı Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.