Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/9509 E. 2023/280 K. 18.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9509
KARAR NO : 2023/280
KARAR TARİHİ : 18.01.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın Taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ikinci evliliği olduğunu, kadının psikolojik sorunları olduğunu evlenmeden önce söylemediğini, ilk evliliğinden olan çocuklarını istemediğini, onlara eziyet ettiğini, hakaret ve küfür ettiğini, ailesinin müdahalesine engel olmadığını, evliliği süresinde temizlik işinde çalıştığını ancak nereye gittiğini gizlediğini, aldığı ücreti dahi söylemediğini, aşırı kıskanç olduğunu, kardeşlerinin polis olması ile tehdit ettiğini, bıçak çektiğini, davalının evlilik birliğinden doğan sorumlulukları yerine getirmediğini, küfür ve hakaret ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminat hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı – davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına şiddet uyguladığını ve öldürmekle tehdit ettiğini, küfür ettiğini, iftira attığını, evden kovduğunu, o tarihten beri kendi ailesinin yanında kaldığını, kayınvalidesi tarafından da şiddete maruz kaldığını, aşırı kıskanç olduğu, kadının maddî anlamda sıkıntı çektiğini bu nedenle çalışmak zorunda kaldığını, asıl davasının reddine karar verilmesini, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince kendi davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kalan, eşini aşırı şekilde kıskanan ve baskı uygulayan, sürekli olarak fiziki şiddet uygulayan, hakaret eden, evden kovan, ailesinin eşine fiziki şiddet uygulamasına engel olmayan, eşinin annesinin üzerine yürüyen erkeğin ağır kusurlu, evlilik birliği öncesinde yaşadığı psikolojik rahatsızlığını eşinden saklayan, eşini tehdit eden, uykuda eşinin boğazını sıkan kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir, 450,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelendiği, kişilik haklarına saldırı oluştuğu belirtilerek kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının tüm iddialarının soyut olduğunu ve ispatlanamadığı halde kadının davasının kabul edilip erkek aleyhine tazminatlara hükmedilmesinin kabul edilemez olduğunu, erkeğin iddialarının ispat edildiği, kadının kusurlarının gözetilmediğini, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının ağır kusurlu olduğunu, kadın lehine hükmedilen tazminatların yüksek olduğunu, erkek yararına tazminata hükmedilmemesinin usul ve kanunua aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararında yararına hükmedilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kararın nafaka ve tazminat miktarları yönünden kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince erkeğin tüm, kadının ise yoksulluk nafakasına yönelik itirazı dışında kalan istinaf başvurularının esastan reddine, tarafların ekonomik durumları, kusurun derecesi ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında yoksulluk nafaka miktarının az olması nedeniyle kadın vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının 6100 sayılı Kanunu 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) üncü alt bendi gereğince kısmen kabulü ile hükmün bu kısmının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilerek kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası karar verilmiştir .

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın lehine hükmedilen tazminatların yüksek olduğunu, müvekkili lehine tazminata hükmedilmemesinin usul ve kanunua aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle ilk derece mahkemesi kararında lehine hükmedilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın nafaka ve tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile erkeğin reddedilen tazminat taleplerinin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ile nafaka ve tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.