Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/9489 E. 2023/215 K. 17.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9489
KARAR NO : 2023/215
KARAR TARİHİ : 17.01.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşılıklı davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle ; davalı-karşı davacı erkeğin sürekli kumar oynadığını, eşine ve çocuklarına maddî manevî destekte bulunmadığını, başka bir kadın ile müvekkilini aldattığını, ortak çocukları …’in tacize uğradığını bu süreçte müvekkiline ve kızına destek olmadığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 600’er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.500 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000 TL maddî, 50.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı kadının daha önceden … Aile Mahkemesi nezdinde boşanma davası açtığını ancak davayı takip etmediğini, bu nedenle önceki olayların karşı tarafça affedildiğini, aynı vakıalara dayanılarak boşanma davası açılmayacağını, karşı tarafın iddialarının asılsız olduğunu, davacı-karşı davalı kadının sebepsiz yere evi terk ettiğini, son 3 yıldır ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin hasta olduğu dönemlerde davacı karşı davalı kadının ilgisiz kaldığını, eş olarak görmediğini, saygı ve sevgi göstermediğini, küçük düşürücü sözler söylediğini, yatakları ayırdığını iddia ederek, davacı karşı davalı kadının davasının reddine, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 50.000,00 manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı karşı davacı erkeğin eşine ve evine bakmadığı, odun kömür dahi almadığı, kumar oynadığı, sosyal medya üzerinden başka kadınlara aşkım, sevgilim şeklinde mesajlar attığı, davalı karşı davacı erkeğin sülalesinden biri tarafından taciz edilen ortak çocuk …’e destek olmadığı, davacı-karşı davalı kadının ise eşinin hastalığı ile ilgilenmediği, ilgisiz ve asık suratlı olduğu gerekçesi ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilerek, her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, sosyal inceleme raporu ve idark çağındaki çocukların beyanı nazara alınarak ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için 500’er TL tedbir ve iştirak nafakasının davalı karşı davacı erkekten alınarak, davacı-karşı davalı kadına verilmesine, davacı karşı davalı kadın yararına aylık 200 TL tedbir nafakasına, davacı karşı davalı kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, davacı karşı davalı kadın yararına 30.000 TL maddî ve 25.000 TL manevî tazminata, davalı karşı davacı erkeğin manevî tazminat isteminin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında daha önceden görülen boşanma davasında ileri sürülen iddiaların nedeni ile eldeki dosyada müvekkiline kusur yüklenilemeyeceği, tanıkların görgüye dayalı beyanlarının olmadığı, müvekkilinin kusurunun ispatlanmadığını, asıl kusurun davacı karşı davalı kadında olduğu, davacı karşı davalı kadının çalıştığını ve yararına tedbir nafakası koşullarının oluşmadığın maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşmadığı gibi miktarlarının fahiş olduğu, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesi gerektiği, hüküm altına alınan iştirak nafakalarının yüksek olduğu belirtilerek; kadının davasını kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden ilk derece mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, ortak çocukların velâyet düzenlemesi ile çocuklar için hüküm altına alınan nafakaların miktarı kadın yararına tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.