YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9481
KARAR NO : 2023/3672
KARAR TARİHİ : 05.07.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1626 E., 2022/1682 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 15.09.2018 tarihinde evlendiklerini, karşılıklı açılan boşanma davalarının derdest olduğunu, müvekkile ziyaretçi ve akrabalar tarafından takılan altınların düğün esnasında ağırlık yapacak denilerek müvekkilden alındığını, müvekkilin o günden sonra bir daha altınlarını hiç görmediğini, düğün sırasında davalı ve ailesi tarafından takılan ziynetlerin düğün akabinde müvekkilden alınarak davalının babasının iş yeri kasasında saklanmak üzere alındığını, müvekkilin davalı ile birlikte katılacakları düğün nişan gibi takmak istediği ziynetleri kasadan getirildiği müvekkilin taktığı ve günün bitmesinde müvekkilden geri alındığını, müvekkilin kendisine alınan ziynetleri bir kaç saat gördüğünü ve ziynetlerini sadece özel günlerde takınıp geri verdiğini belirterek takı ve ziynetlerin davalı tarafından müvekkile iadesini ve teslimine, olmadığı takdirde dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte şimdilik 10.000,00 TL bedelinin ödenmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının aynen iade davası açmasına ve dava konusu ettiği altınların değerinin belirlenebilir olmasına rağmen harca esas değerin 10.000,00 TL olarak bildirilmesine ve bu miktar üzerinden harç yatırılmış olmasına itiraz ettiklerini, davacı tarafça harç yatırılmadan ,bu usuli eksiklik giderilmeden muhakemeye devam edilemeyeceğini, taraflar arasında derdest olan boşanma dava dosyasında taraflarından bildirildiği ve o dosyaya sunulan video kaydından da anlaşıldığı üzere davacının kendisine ait ziynet ve kişisel eşyaları alarak müşterek konuttan ayrıldığını, gerek ziynetlerin niteliğine gerekse bildirilen gramlarına itiraz ettiklerini, düğünde davacıya bu miktar ve neviden bir hediye altın takılmadığını, düğün sırasında davacıya takılan ziynetlerin davacı tarafından muhafaza edildiğini, davalının ailesi ve davalı tarafından takıldığı iddia edilen ziynetlerin gram miktar ve nevine de itiraz ettiklerini, bu ziynetlerin davalı tarafından iş yerindeki kasada muhafaza edildiği iddiasının tamamen asılsız olduğunu, müşterek konutu kadının defalarca terk ettiğini, giderken ziynetlerini de götürdüğünü, video kayıtlarında da davacı evi terk ederken yanında poşet poşet eşya götürmüş olduğunu, ziynetlerin kendisinde olduğunu, düğünde davalı ve davalının ailesi tarafından takılan ziynetlerin davacıya bağışlanmış sayılmasının söz konusu olmadığını, düğünde davacıya takılan tranzon set ve kelepçe bileklik davalı … tarafından eşine takılan ziynetler olduğunu, davacıya takılan bu ziynetler elbetteki davacı ile mutlu bir yuva kurulacağı inancı ile takıldığını, bağıştan rücu şartlarının gerçekleşmiş olduğunu, davalının ailesi davacıda kalan ziynetler için bağıştan rücu davası açma hazırlıkların olduğunu ve dolayısı ile davacının iş bu davada dayanabileceği bir mülkiyet hakkının olmadığını ve bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ise davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının iddiasının, düğün sırasında ziyaretçi ve akrabalar tarafından takıların düğün esnasında davalının ailesi tarafından kendisinden alındığı ve bunları bir daha görmediği; düğün sırasında davalı ve ailesi tarafından takılan ziynetlerin ise düğün sonunda kendisinden alındığı ve sadece özel günlerde kullanımına sunulduğu şeklinde olduğu ancak davacı tanıklarının şiddet olayının olduğu son olaya kadar ziynetlerin evde olduğu beyanlarının çeliştiği, dosyaya sunulan video görüntülerinden davacı ve ailesinin poşetlerle içinde ne olduğu bilinmeyen bir kısım eşyaları evden taşıdığı ziynetlerinde bu poşetlerle taşınabileceği, kaldı ki tanıkları bu konudaki beyanları dışında da davacının dava dilekçesinde ki iddialarını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın esastan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıya düğün sırasında hediye olarak takılan takıların alındığını ve bu ziynetleri bir daha görmediğini, evliliğin ilk günü bu altınların kadının ailesi tarafından adeta yok edildiğini, düğün sırasında davalı ve ailesi tarafından takılan takıların ise düğün sonrasında kadında güvenlik bahanesiyle alındığını, davalının babasına ait iş yerindeki kasaya götürüldüğünü, özel günlerde takıların kasadan getirildiğini, kadının taktığı özel günün bitmesine müteakip yeniden kadından alınarak, kasaya konulduğunu, kadının boşanma öncesi müşterek konuttan sadece bir kaç parça giysi alarak ayrıldığını, ziynetlerin davalını uhdesinde kaldığını, İlk Derece Mahkemesinin tamamen varsayıma dayalı olarak haklı davayı reddettiğini, davacının son ayrılığında davalının fiziksel şiddetine maruz kaldığının değerlendirilmediğini, davalının her zaman alıp götürebileceği altınları müşterek konutta tutmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflarca gösterilen ve İlk Derece Mahkemesince toplanan tüm delillere göre, kararda gösterilen gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davacı taraf istinaf dilekçesinde davacının son ayrılığında davalının fiziksel şiddetine maruz kaldığının değerlendirilmediğini ileri sürmüş ise de, davacının şiddet görerek evden ayrıldığı yönündeki iddiasına dilekçelerin teatisi aşamasında sunduğu dava dilekçesinde dayanmadığı, bu konuda usulüne uygun yapılmış bir ıslah da bulunmadığı, ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen bu iddianın istinaf aşamasında da ileri sürülemeyeceği, taraflarca usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen bir iddianın tanıklarca beyan edilmesinin sonuca etkisi olmayacağı anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince, kadının davasının reddine ilişkin verilen kararın, dosya kapsamına, toplanan tüm delillere, usul ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, boşanma dava dosyasına delil olarak dayanıldığından Bölge Adliye Mahkemesinin son şiddet olayına dayanılmadığı yönündeki gerekçesinin hatalı olduğu, şiddet sonrası evden bulunma olasılığı olan altınların kadın tarafından alındığının kabulünün hatalı olduğunu belirterek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ziynet alacağı davasının ispatlanıp ispatlanamadığı, davanın kabul şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.