YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9425
KARAR NO : 2023/70
KARAR TARİHİ : 10.01.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine, davacı-davalı kadının ziynet alacağına yönelik davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince usulüne uygun ön inceleme yapılmadığı belirtilerek kararın kaldırılmasına yeniden karar verilmesi üzerine Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine, davacı-davalı kadının ziynet alacağına yönelik davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile boşanmalarına ve fer’îlerine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı-davalı kadının ziynet alacağına yönelik istinaf talebinin ise usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından ve davalı-davacı erkek vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmekle yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü;
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı-davalı kadının istinaf başvurusunun usülden reddine karar verilen ziynet alacağı davasındaki talebin toplam miktarı 13.750,00 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı -karşı davacı kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraf vekillerinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin, ailesinin müdahalesine ses çıkarmadığını, davacı kadın ve ailesine hakaret etmesine, kötü söylemlerde bulunmasına sessiz kaldığını, davalının erkeğin kendisine harçlık vermediğini, ailesinin yardımları ile ihtiyaçlarını karşıladığını, ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, davalının kırtasiye dükkanında çalışmak zorunda bırakıldığını, düşük tehlikesi olmasına rağmen hamile iken çalıştırıldığını, hamilelik testi almak için kasadan aldığı 20 tl için hırsızlık ile suçlandığını, İzmir iline sınav için gittiğini, müşterek konuta döndüğünde altınlarının olmadığını gördüğünü, davalıya sorduğunda “Sen almışsındır.“ diye cevap verdiğini, en son davalının evden kovduğunu, uzaklaştırma kararı aldığını ve müşterek evin kilidini değiştirdiğini iddia ederek evlilik birliğinin davalı erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, davacı için 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 13.750,00 TL değerindeki ziynet eşyalarının davalıdan aynen tahsiline, tahsili mümkün olmadığı takdirde nakden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkeğin cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının kusurlu olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkeğin birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı kadının ev işlerini yapmadığını, evlilik birlikteliğinin kadına yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, ailesinin evlerine gelmesini istemediğini, davacı kadının yatağını ayırdığını, açıköğretim sınavlarına İzmir’de ailesinin yanında girdiğini, kendisinden haber almaksızın gittiğini, gittiğinde de 18 günlük gecikmelerle müşterek eve döndüğünü, kadının, erkeğin ailesini ve erkeği küçümsediğini, ailesine ait kırtasiye dükkanına evde canı sıkıldığı için gittiğini, kendisinin çalışması zorlanmadığını, ailesinin kasada açık vermesinden dolayı kadından şüphelendiğini ancak kadının inkar ettiğini, kadının kendisine zırcahil, anlayışsız, görgüsüz, senin hamurun iyi değil, sen benim dengim değilsin, adi herif, şerefsiz herif gibi aşağılayıcı ve küçük düşürücü sözler söylediğini, başka bir yere yerleşmek için baskı yaptığını beyan ederek evlilik birliğinin kadının haksız ve kusurlu hareketleri nedeniyle temelinden sarsıldığından tarafların boşanmasına, müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesini, davalının kusurlu olması nedeniyle 30,000 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk derece mahkemesinin 25.01.2018 tarih, 2016/187 Esas ve 2018/55 Karar sayılı kararı ile, Davanın ve birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı- davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, kadın yararına 300,00 TL tedbir nafakası 400,00 TL yoksulluk nafakasına , müşterek çocuk için 200,00 TL tedbir 300,00 TL iştirak nafakasına, davacı-davalı kadının ziynet eşyalarına yönelik talebinin reddine, davalı-davacı erkeğin manevi tazminat ve müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince karşılıklı boşanma davalarının kabullerine ve boşanmanın fer’îleri ile davacı-davalı kadın vekilinin ziynet alacağının reddi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 13.12.2019 tarih 2019/1083 Esas 2019/1676 Karar sayılı ilamı ile ön incelemenin usulüne uygun yapılmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve Mahkemesine gönderilmesine kararı verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı karşı davalının eşine karşı görev ve sorumluluklarını tam olarak yerine getirmediği, eşine ve ailesine karşı sorumsuz davranışlar içerisinde olduğu, eşinden habersiz düğünde takılan takıları bozdurarak banka hesabına yatırdığı, bu hususun kendisi tarafından da kabul edildiği, boşanma aşamasında eşine karşı evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumluluklara yakışmayacak şekilde cep telefonu ile eşine bir takım mesajlar attığı, ailesinin eşinin ailesine karşı bir kısım yanlış davranışlarda bulunmasına göz yumduğu, küçümseyici ve küçük düşürücü davranışlarda bulunduğu, davalı karşı davacının da eşine karşı görev ve sorumluluklarını tam olarak yerine getirmediği, eşine ve ailesine karşı sorumsuz davranışlar içerisinde olduğu, ailesinin eşinin ailesine karşı bir kısım yanlış davranışlarda bulunmasına göz yumduğu, özellikle annesinin eşine karşı olan yanlış davranışlarına göz yumduğu ve ses çıkarmadığı, doğumdan sonra müşterek çocuk ile ilgilenmediği, eşini hırsızlık ile suçlayarak Kuran-ı Kerim üzerine yemin ettirdiği tarafların her ikisininde ailesinin evlilik birliğine fazlaca müdahil olduğu, tarafların bu duruma sessiz kaldığı, eşlerin her ikisinin de geçimsizliğe neden olan olaylar bakımından kusurlu olduğu, birinin kusurunu diğerinden daha ağır kabul etmenin mümkün olmadığı, bu hali ile tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl davanın ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, tazminat taleplerinin reddine, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, aylık 250,00 TL tedbir ve aylık 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiş, davacı-davalı kadın vekilinin ziynet eşyalarına yönelik talebinde, davalı-davacı erkek tarafından alındığı geri verilmediğini iddia etmiş se de davalı-davacı erkek ziynet eşyalarının kadın tarafından bankaya yatırıldığını ileri sürdüğü, davacı-davalı kadın ziynet eşyalarının kendisinden alındığını ve geri verilmediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle ziynet eşyası alacağına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece davacı tarafından açılan ziynet eşyasına ilişkin davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğunu, ancak Mahkemenin, davacı tarafından açılan davanın kabulünün, eşit kusur kabulünün ve karşı taraf lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin, davalı-davacı lehine manevi tazminata hükmedilmemesinin, bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmesinin ve müşterek çocuğun velayetin anneye verilmesine ilişkin kararın dosyadaki delil durumuna aykırı olduğunu, hükmedilen nafaka miktarlarının yüksek olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu bildirerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, buna bağlı tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarlarının az olması, ayrıca ziynet alacağı davasının reddi yönlerinden usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin, karşılıklı kusur belirlemesi, boşanma davalarının kabulü ile boşanma davasına bağlı taleplere ilişkin verilen kararlar yönünden vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından bu talepler yönünden taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine, davacı-davalı kadın vekili tarafından katılma yolu ile ziynet alacağının reddine yönelik istinaf talebinde bulunulmuş ise de, istinaf süresi içinde davacı-davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davasının reddine yönelik istinaf talebinde bulunmadığı, davalı-davacı erkeğin istinaf talebinde de ziynet alacağının reddi kararının istinaf dışı bırakıldığı, istinaf dışı bırakılan bu davaya ilişkin katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunamayacağından istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle ; davacı tarafından açılan davanın kabulü şartlarının oluşmadığını, kusur değerlendirmesinde eşit kusur kabulünün ve karşı taraf lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin, davalı-davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin, kendisinin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin ve müşterek çocuğun velayetin anneye verilmesine ilişkin kararın dosyadaki delil durumuna aykırı olduğunu, hükmedilen nafaka miktarlarının yüksek olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili katılma yoluyla verdiği temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, buna bağlı tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarlarının az olması, ayrıca ziynet alacağı davasının reddi yönlerinden usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların boşanma davalarının kabulünün yerinde olup olmadığı, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulü ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları ile velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci, 182 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin aşağıdaki (2) ve (3) nolu paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili dördüncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili dördüncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Tarafların boşanma davalarına yönelik temyiz itirazlarını incelenmesine gelince;
a)Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakası ile yoksulluk nafakası yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
b)İlk Derece Mahkemesi kararının davacı-davalı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
c)Davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı-davalıya iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davalı-davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.