YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9334
KARAR NO : 2023/256
KARAR TARİHİ : 17.01.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının annesinin evliliklerine müdahalesi nedeniyle evde huzursuzluk yaşadıklarını, kadın da çalıştığı halde evin tüm giderlerini kendisinin karşıladığını, kadının kendisine güvenmediğini, kazancını kendisinden gizlediğini, ailesine hakaret ettiğini, müşterek çocuğu kimseye vermediğini, sevdirmediğini, hakaret ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin kadının maaş kartını istediğini, karşı çıkınca baskı gördüğünü, boşanma tehditi ile sindirmeye çalıştığını, öfke kontrolü bozukluğunun olduğunu, tehdit ettiğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, her ortamda müvekkilini aşağıladığını gururunu kırdığını, müvekkilinin eşini sevdiğini, çocuğun anne babası ile birlikte büyümesini istediğini bu nedenle davanın reddine, aksi takdirde çocuğun velâyeti ile çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının ortak çocuğa karşı aşırı korumacı olduğu, davacının ve akrabalarının çocuğa yeterince ilgi göstermesine engel olduğu, davacı erkeğin ise davalıya yönelik küfür, hakaret ederek aşağılayıcı şekilde davrandığı, yine maaş kartını istemek suretiyle ekonomik şiddet uyguladığı, bu haliyle ağır kusurlu tarafın davacı taraf olduğu, davalının boşanmak istemediği, boşanmaya karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde de olmadığı, davacı tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı tarafın daha ağır kusurlu olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince müvekkiline yüklenen kusurların ispatlanmadığını, davalı kadının kusurlu olduğunu, kadının boşanmaya karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının ortak çocuğa karşı aşırı korumacı olduğu, davacının ve akrabalarının çocuğa yeterince ilgi göstermesine engel olduğu ancak buna karşılık davacının ise davalıya yönelik küfür, hakaret ederek aşağılayıcı şekilde davrandığı, yine maaş kartını istemek suretiyle ekonomik şiddet uyguladığı, bu haliyle ağır kusurlu tarafın davacı taraf olduğuna ilişkin tespitin yerinde olduğu, yaşanan olaylar nedeniyle tarafların ayrı yaşadıkları, evlilikle ilgili konularda ortak karar alamadıkları, az kusurlu olan davalının, davaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında davalı ve müşterek çocuk bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası koşulları gerçekleşmiş olmakla davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle erkeğin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı anneye verilmesine, davacı baba ile her ayın 1 inci ve 3 üncü haftası Cumartesi-Pazar, dini bayramların 2 nci ve 3 üncü günü, her yıl sömestr tatilinin ilk haftası, babalar günü ile her yıl Temmuz ayının 1 inci günü ile 30 uncu günleri arasında baba yanında kalmak suretiyle kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine aylık 400,00 TL tedbir ve aylık 800,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine 25.000,00 TL manevî tazminata, davalı kadının çocukla ilgili tutumları nedeniyle hakkında danışmanlık tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili ve davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde; ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesi kararının kaldırılarak ortak velâyete karar verilmesine, aksi takdirde baba ile çocuğunun kişisel ilişki tesisine yönelik sürelerin arttırılarak yeniden düzenlenmesine, kusur belirlemesi ve davalı lehine hükmedilen manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı temyiz başvuru dilekçesinde; kusurlu olmadığını davanın reddine karar verilmesine aksi takdirde otizm hastası ortak çocuğun anneden uzun süre ayrı kalamayacağı gerekçesiyle babayla uzun süreli ve yatılı kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına, hakkında uygulanan danışmanlık tedbirinin kaldırılmasına, iştirak nafakasının ve manevî tazminatın miktarının artırılmasına karar verilmesi talebiyle temyiz talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davalının boşanmaya karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olup olmadığı, boşanma davasının kabulü ile manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet ve kişisel ilişki yönünden verilen kararın dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası,182 nci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle ortak çocuğun davanın açıldığı günden bu yana anne ile yaşaması, özel durumu dikkate alındığında velâyetin anneye verilmesinin üstün yararına uygun olduğu gibi kurulan kişisel ilişkinin de çocuk ve baba açısından haklarını tatmin edici nitelikte olduğu ve değişen şartlara göre her zaman dava açabileceğinin tabii bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.