Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/9308 E. 2023/226 K. 17.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9308
KARAR NO : 2023/226
KARAR TARİHİ : 17.01.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın dava dilekçesinde; davalı erkeğin nedensiz kavga çıkardığını, kendisine pek çok kez fiziksel şiddet uygulayarak evden kovduğunu, ilk eşinden olan kızına şiddet uygulayarak hakaret ettiğini, kardeşine de küfürler ettiğini, alkol kullandığında kendisini kaybettiğini, ilgisiz davrandığını, kötü muamelede bulunduğunu, hakaret ve tehdit ettiğini, kazancını elinden aldığını, maddî katkıda bulunmadığını, kendi kazancını alkole harcadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000.00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı karşı davalı kadın vekili süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kızına da fiziksel şiddet uygulaması üzerine mecbur kalıp …`a sığınmak zorunda kaldığını, davalı karşı davacı erkeğin iddialarının asılsız olduğunu belirterek karşı davanın reddine, asıl davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, iddiaların doğru olmadığını, davacı kadının ailesini ziyaret amacıyla …’a gidip evi terk ettiğini, geri dönmek için maddî taleplerde bulunduğunu, ailesinin etkisi altında kaldığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, sürekli telefonuyla ilgilenip gizli görüşmeler yaptığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, evi ve davalı erkekle ilgilenmediğini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı karşı davacı erkeğin davacı karşı davalı kadına küfür ve hakaret ettiği, elinden parasını alıp alkole yatırdığı, sürekli alkol kullanmak suretiyle kadına fiziksel şiddet uyguladığı, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı karşı davalı kadının davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, davalı karşı davacı erkeğin karşı davasının ispatlanmadığından reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili; boşanma hükmüne itirazları olmadığını, yanlı tanık beyanlarıyla kusur tespitinin hatalı olduğunu, boşanmada kusurlu olanın davacı karşı davalı kadın olduğunu, kadın lehine hükmedilen maddî-manevî tazminatın yerinde olmayıp miktarlarının fahiş olduğunu belirterek karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve vekalet ücreti yönlerinden ilk derece mahkemesi kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı karşı davacı erkeğe yüklenen kusurların kanıtlandığı, davacı karşı davalı kadına kusur yüklenmemesinin doğru olduğu, karşı davanın reddi ve kusur belirlemesinde hata olmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur dereceleri, fiili evlilik süresi, kadının kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ve ağırlığı, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut veya beklenen menfaatlerin kapsamı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 inci ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının uygun olduğu, hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerin yerinde olduğu gerekçesi ile davalı karşı davacı erkeğin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili; davacı karşı davalı kadın tanıklarının akrabaları olduğunu, beyanlarının inandırıcılıktan uzak olduğunu, hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, kendi tanıklarının beyanlarına itibar edilmediğini, boşanmada kusurlu tarafın davacı karşı davalı kadın olduğunu, delillerinin toplanmadığını, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğunu, tazminat miktarlarının da yüksek olduğunu belirterek karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve yargılama giderleri yönlerinden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ve yargılama giderlerinin kimin lehine hükmedilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkraları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.