Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/9285 E. 2023/490 K. 08.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9285
KARAR NO : 2023/490
KARAR TARİHİ : 08.02.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Aile Mahkemesi

Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma konusunda açılan davanın kesin hüküm olması nedeniyle usulden reddine, şartları oluşmayan nafaka ve tazminat taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin sadakatsiz tutum ve davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, davalı erkeğin kötü niyetli olarak, kadının herhangi bir maddî talepte bulunmasını engellemek ve mal kaçırmak amacıyla kadın aleyhine boşanma davası açtığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili aşamalardaki beyanında davalı erkek tarafından İstanbul 14. Aile Mahkemesi nezdinde 2015/887 Esas numarasına kayden açılan boşanma davasının kesinleştiğini, sadece boşanma konusunda kesin hükmün mevcut olduğunu, eldeki davaya fer’î talepler yönünden devam ettiklerini bildirmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı erkek vekili davaya süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

2.Davalı erkek vekili esasa cevap süresinde olmayan beyan dilekçesiyle; İstanbul 14. Aile Mahkemesi’nde 2015/887 Esas numarası ile boşanma davası ikame ettiklerini, kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek davaların birleştirilmesine ve kadın tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında daha önceden görülen İstanbul 14. Aile Mahkemesi’nin 2015/887 Esas ve 2017/361 Karar sayılı kararı ile boşanmaya sebep olan olaylarda kadının evi sık sık terkettiği, sorumluluklarını yerine getirmediği, yemek yapmadığı, mutfakla ilgilenmediği, kıskançlık yaptığı, evde taşkınlık yaptığı ve son tartışmada evi terk ettiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tam kusurlu bulunması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verildiği, kararın 11.09.2017 tarihinde kesinleştiği, maddî ve manevî tazminat talep eden tarafın daha az kusurlu olmasının gerektiği yine nafaka talebinde bulunan tarafın kusurunun daha fazla olmamasının kanunen şart olduğundan bahisle boşanma konusunda açılan davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine, davacı kadının koşulları oluşmayan nafaka ve maddî-manevî tazminat taleplerinin de ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, daha önce erkek tarafından açılan boşanma davası ile eldeki davanın birleştirilmesine karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, önceki boşanma davasında kesinleşen hükmün sadece boşanmaya ilişkin olduğunu, eldeki dosyada yargılama yapılmadan nafaka ve tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, boşanma kararının üst mahkemeye taşınmayarak kesinleşmesinin kusur tespiti ve fer’î taleplere ilişkin itirazların incelenmesini engellemeyeceğini ileri sürerek kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri ile aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının İstanbul 14. Aile Mahkemesinde karara bağlanan 2015/887 Esas ve 2017/361 Karar sayılı boşanma davasında tam kusurlu olduğu, kadın lehine tazminat ve nafaka şartlarının oluşmadığı, boşanmanın kesinleşmiş olması nedeniyle de boşanma konusunda usulden ret kararı verilmesinin isabetli olduğu yönünde yapılan değerlendirme ile davacı kadının hükmün tümüne yönelik olarak yaptığı istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını aynen tekrarla hükmün kusur belirlemesi, nafaka ve maddî-manevî tazminat taleplerinin reddi ve vekâlet ücreti yönünden usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasındaki yargılama devam ederken tarafların başka bir dosyada boşanmalarına karar verilmiş olması ve bu kararın kesinleşmiş olması nedeniyle boşanma talebi konusuz kalmış ise de, boşanma davasının kesinleşmesinden önce açılan iş bu davada kusur incelemesi yapılıp yapılmayacağı, kadının maddî ve manevî tazminat ile nafaka taleplerine ilişkin şartların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu ve 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesi ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; somut olayda erkek tarafından 16.12.2015 tarihinde İstanbul 14. Aile Mahkemesinde 2015/887 esasına kayden açılan boşanma davasının yargılaması devam ederken kadının cevap dilekçesi sunmamış olması nedeniyle davacı kadın tarafından 07.12.2016 tarihinde eldeki boşanma davasının açıldığı, eldeki boşanma davasında her iki davanın birleştirilmesine ilişkin talepte bulunulduğu ancak mahkemece bu talep değerlendirilmeden yargılamaya devam edildiği, eldeki davanın yargılaması devam ederken erkek tarafından açılan İstanbul 14. Aile Mahkemesi’nin 2015/887 Esas sayılı boşanma davasının, “…kadının evi sık sık terk ettiği, sorumluluklarını yerine getirmediği, evde yemek yapmadığı, mutfakla ilgilenmediği bu sebeple alınan malzemelerin küflendiği, bozulduğu, davacının işi sebebiyle geç geldiği zamanlarda ya da banyo yapmak istediğinde kadının bunu farklı yorumladığı, kendisini aldattığını söylediği, kıskançlık yaptığı, evde taşkınlık yaptığı, en son tartışmanın ardından evi terk ettiği, böylelikle boşanmaya neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu…” yönünde yapılan değerlendirme sonucunda erkeğin davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verildiği, kararın taraflarca istinaf edilmeksizin 11.09.2017 tarihinde kesinleştiği, davacı kadının eldeki davaya, boşanma hükmünün İstanbul 14. Aile Mahkemesi’nin 2015/887 Esas ve 2017/361 Karar sayılı dosyasında kesinleşmesi nedeniyle boşanmanın fer’îleri yönünden devam etme iradesini aşamalarda beyan ettiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, erkek tarafından önceki tarihte açılan boşanma davasında verilen boşanma hükmünün kesin hüküm oluşturması nedeniyle boşanma konusunda açılan davanın usulden reddine, yine önceki tarihli davada kadının kusurlu bulunması nedeniyle şartları oluşmayan nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ise de; kadının boşanma davası hakkında önceki boşanma davasında verilen boşanma hükmünün kesinleşmiş olması nedeniyle boşanma davası konusuz kalmakla bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus temyiz konusu edilmediğinden yanlışlığa değinilmesiyle yetinmek gerekmiştir. Öte yandan davacı kadın tarafından açılan eldeki boşanma davası, erkek tarafından önceki tarihte açılan boşanma davasında verilen hükmün kesinleşmesinden önce açılmış olup, davaların İlk Derece Mahkemesince sehven birleştirilmemiş olması tarafların kusur durumunun beraber tartışılmasına engel değildir. Başka bir ifadeyle İstanbul 14. Aile Mahkemesince 2015/887 Esas ve 2017/361 Karar sayılı davasında verilen boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiş ise de bu kararda tarafların kusur durumuna ilişkin yapılmış olan belirlemenin kesin hüküm teşkil etmeyeceğinin kabullü gerekir. O halde; İlk Derece Mahkemesince erkek tarafından açılan önceki tarihli boşanma davası ile eldeki boşanma dava dosyasındaki tarafların iddia ve savunmaları kapsamındaki tüm deliller toplanıp, tarafların kusur durumlarının harmanlanması ve tek bir kusur belirlemesi yapılması, belirlenecek kusur durumuna göre de kadının fer’î talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz peşin harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.