YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9064
KARAR NO : 2023/475
KARAR TARİHİ : 08.02.2023
MAHKEMESİ … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma ve kişisel ilişki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı erkeğin öfke kontrol problemi bulunduğunu, ailesinin evlilik birliğine müdahil olduğunu, davalı erkeğin ev içerisinde olan her şeyi kendi ailesine anlattığını, müvekkiline sürekli çalışması için baskı yapıldığını, görümcesinin müvekkiline küfür ve hakaret ettiğini, davalı erkeğin babasının müvekilinin üzerine yürüyüp … atmaya çalıştığını, davalı erkeğin müvekkiline psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilini tehdit ettiğini, müvekkilinin patronuna giderek onu işten çıkarmasını istediğini, müvekkilinin babasına da küfür ve hakaret ederek üzerine yürüdüğünü, işe girip çıktığını,… aramadığını, ortak çocuklara dahi sözel ve fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar lehine aylık 500,00’er TL tedbir-iştirak, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili, süresinde verdiği cevaba cevap dilekçesinde özetle; sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, davalı erkeğin başka bır kadınla ilişkisi bulunduğunu, ayrıca yasa dışı işler yapması nedeniyle hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı 2020/112782 soruşturma sayılı dosyasının açıldığını iddia etmiş ve dava dilekçesindeki taleplerini tekrarlamıştır.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek süresinde verdiği cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, kadının ortada herhangi bir neden yokken zaman zaman evi terk edip babasının evine gittiğini, … bulamadığı için kendisine baskı yaptığını, kadının babasının kendisini çocukların yanında rencide ettiğini, hakaret ettiğini, bu olay üzerine dayanamayarak babasının evine geldiğini, davacı kadının kendisine “seni boşayacağım, nafakayı ve tazminatı alıp çatır çatır yiyeceğim” dediğini, her konuşmada ayrılığı dile getirdiğini, kendisini çocuklara kötülediğini iddia ederek ve savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek birleşen dava dilekçesinde; davacı-davalı kadının 70 gündür çocuklarını kendisine göstermediğini beyanla, müşterek çocuklarla arasında tedbiren şahsî ilişki tesis edilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerekçesi ile davalı-davacı erkeğin çalışma isteğinin olmadığı, bulunan işleri beğenmediği, çok uzun süre işsiz gezdiği, evine bakmadığı, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamadığı; davacı-davalı kadının ise davalı-davacı erkeğe “seni bırakırım, çocukları göstermem, tazminatı da alır çatır çatır yerim” diyerek tehdit ettiği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı-davalı kadının boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, sosyal inceleme raporu dikkate alınarak ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine; ortak çocuklar yararına hükmolunan aylık 300,00’er TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla aylık 400,00’er TL’ye çıkarılmasına, ortak çocuklar yararına aylık 400,00’er TL iştirak nafakasına; kadın yararına hükmolunan aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla aylık 200,00 TL’ye indirilmesine, boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına ve 15.000,00 TL maddî tazminata; erkeğin güven sarsıcı davranışı nedeniyle kadının elem duyduğu gerekçesiyle kadın yararına 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili; müvekkilinin eşini sevdiğini, müvekkiline isnat edilen kusurlu davranışların ispatlanmadığını, kadının babasının sürekli müvekkili aşağıladığını ve müvekkiline hakaret ettiğini, en son kadının babası müvekkilini çocuklarının yanında darp edip tehdit edince müvekkilinin evi terk etmek durumunda kaldığını, kadının tazminat ve nafaka alabilmek için bu davayı açtığını, müvekkilinin çocuklarını uzun zamandır göremediğini ve çocuklarının yanında olmasını istediğini, boşanmak istemediğini, kararın ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek; boşanma davasının kabulü ve boşanmanın fer’îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince manevî tazminata yönelik gerekçe açıklamasında davalı-davacı erkeğe yüklenen güven sarsıcı davranış kusurunun toplanan delillerle ispatlanamadığı, bu sebeple bu kusurun erkeğe yüklenmesinin doğru olmadığı, erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği gerekçesi ile erkeğin kusur belirlemesine ve manevî tazminata yönelik istinaf talepleri kabul edilerek kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine ve kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiş; çocukların yaşı, kurulu düzeni, annenin tutumu, sosyal inceleme raporu dikkate alındığında velâyetin anneye verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, yine hizmet cetveline göre çalışması düzenli ve sürekli olmayan, asgari ücret seviyesinde geliri bulunan kadına yoksulluk nafakası verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, erkeğin birleşen kişisel ilişki davasında hüküm kurulmamış ise de bu husus istinaf nedeni yapılmadığından istinaf incelemesi yapılmadığı belirtilmiş erkeğin diğer istinaf talepleri reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili; davalı-davacı erkeğin fiziksel ve psikolojik şiddeti ile sadakatsizliğinin ceza dosyası ve tanık delilleriyle sabit olduğunu, erkeğin kusurlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini, Bölge Adliye Mahkemesince kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili lehine hükmolunan manevî tazminatın kaldırılmasının hatalı olduğunu, müvekkilini kusursuz olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve reddedilen manevî tazminat talebi yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili; istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu; velâyet, nafaka, vekâlet ücreti, yargılama giderleri ve diğer aleyhe hususlar hakkında bozma kararı verilmesi gerektiğini belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının boşanma davasının kabulü ve boşanmanın fer’îleri yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 336 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.