YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9061
KARAR NO : 2023/474
KARAR TARİHİ : 08.02.2023
MAHKEMESİ … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kısmen yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; 2012 yılında müvekkilinin babasının vefatından sonra davalı erkeğin ve ailesinin müvekkiline karşı kötü davranmaya başladıklarını, davalı erkeğin ailesinin müvekkilini evlerine kabul etmediğini, müvekkilini yaz tatillerinde ve izin günlerinde memleketine göndermek istemediğini, müvekkiline karşı psikolojik baskı kurduğunu ve tehditler savurduğunu, evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı erkeğin hiç bir sebep göstermeksizin müvekkili ile cinsel ilişkiye girmekten kaçındığını, müvekkiline hakaret ettiğini; davalı erkeğin sözlü ve psikolojik baskılarının, hakaret ve tehditlerinin fiziksel şiddete dönüştüğünü, taraflar arasında yaşanan son olayda davalı erkeğin müvekkilinin başından aşağı 2,5 litre suyu döktüğünü, saçlarının arka kısmından tutarak yüzüne ve bedenine vurduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00’er TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 400.000,00 TL maddî ve 400.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde; davacı-karşı davalı kadının müvekkilinin ailesini ziyaret etmeyi reddettiğini, ortak çocukların babaanne ve dedelerini görmesine engel olduğunu, taraflar arasında iddia edilenin aksine sağlıklı bir cinsel hayatın olduğunu, müvekkili davacı-karşı davalı kadın ile cinsel birliktelik kurmak istediğinde, “sen de erkek misin? sen adi şerefsiz birisin, öyle olmasan benimle cinsel ilişkiye girmezdin” gibi sözlerle müvekkilini cinsel hayattan uzaklaştırmak ve soğutmak için elinden geleni yaptığını, sürekli kavga çıkardığını,birlik görevlerini ihmal ettiğini, müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilini tehdit ettiğini, müvekkilinin davacı-karşı davalın kadın ve ailesinin hakaret, tehdit ve aşağılamalarına maruz kaldığını, davacı-karşı davalı kadının bıçak çekmek suretiyle müvekkilini tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilini etnik kökeninden dolayı aşağıladığını, incitici ve onur kırıcı sözler söylediğini, müvekkiline “gençlik aşkımdan ve ilk sevgilimden senin yüzünden ayrıldım, onu hiç unutamadım, seninle babamın baskısı ve zulmünden kurtulmak için evlendim, çok pişmanım” dediğini, davacı-karşı davalının özel hayatlarını en mahrem yatak odası sırlarını dahi çarpıtarak ve müvekkiline iftiralar atarak başkaları ile gülerek paylaştığını iddia ederek ve savunarak asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı karşı davacı erkeğin yatağını ayırarak cinsel ilişkiden kaçındığı, eşinin ailesiyle görüşmesine engel olduğu, maddî yönden eşini ve çocuklarını ihmal ettiği, eşine hakaret ettiği, yapılan hakaret içeriğinin ağır şekilde olduğu ve eşine fiziksel şiddet uyguladığı; davacı-karşı davalı kadının ise eşinin ailesini istemediği, ailesinin evlerine gelmesini engellediği, eşinin kardeşini evden kovduğu, ailesine hakaret ettiği, etnik kökeniyle alay ettiği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası maddesi uyarınca kabulüne, erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak …’nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk … arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk … yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına ve aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk Elanur ergin olduğundan velâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ergin olduğu 16.12.2020 tarihi itibarıyla ara kararla hüküm altına alına aylık 200,00 TL tedbir nafakasını sona erdiğinin tespitine, ergin olduğu için iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının kabul edilen boşanma davası yönünden erkek aleyhine yargılama giderlerine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin psikolojik ve fiziksel şiddetinin ispatlandığını, erkeğin tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, tazminat ve nafaka miktarlarının yetersiz olduğunu, ortak çocuk Elanur yararına yardım nafakasına hükmolunmadığını belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile ortak çocuk Elanur yararına yardım nafakasına hükmolunmaması yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilin kusurlu davranışının ispatlanmadığını, kadın tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğunu, kadının kusurlu davranışların ispatlanmasına rağmen göz ardı edildiğini; kadının müvekkili ailesiyle görüştürmemesi, fiziksel şiddeti, hakareti ve birlik görevlerinin ihmalinin dikkate alınmadığını, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, müvekkili lehine maddî ve manevî tazminata hükmolunması gerektiğini, yargılama giderlerinin müvekkili lehine hükmedilmesi gerektiğini belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, kendisinin reddedilen tazminat talepleri ile yargılama giderleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına yüklenen kardeşini evden kovduğu, ailesine hakaret ettiği şeklindeki kusurlu davranışlardan, kadının erkeğin erkek kardeşini evden kovma olayının 2002 yıllarına ait olduğu, bu olay sonrası evlilik birliğinin devam ettiği bu nedenle kadının söz konusu davranışının erkek tarafından affedildiği veya en azından hoş görü ile karşılandığının kabulü gerektiği ve kadına kusur olarak yüklenmesi hatalı olduğu, tanık beyanlarında geçen kadının erkeğin ailesine ağır hakaret ettiği şeklindeki beyanların soyut nitelikte olduğu belirtilerek belirtilen kusurların kadına yüklenmesinin doğru olmadığı, ancak netice itibarıyla tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna ilişkin tespitin doğru olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne ve gerekçenin düzeltilmesine, geliri ve mal varlığı bulunmayan ağır kusurlu olmayan kadına yoksulluk nafakası verilmesi koşulları oluştuğu, tazminat verilmesi ve iştirak nafakasına hükmedilmesi isabetli ise de nafakaların ve tazminatların miktarlarının az olduğu belirtilerek kadının iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüyle ortak çocuk … yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş; kadının diğer istinaf talepleri ile erkeğin tüm istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili; istinaf başvurusunun reddinin ve kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulünün hatalı olduğunu, kadının kusurlu eylemlerinin sürekli olduğunu, kadının kusurlu eyleminin affedilmediğini belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, kendisinin reddedilen tazminat talepleri ile yargılama giderleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.