Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/8759 E. 2023/1011 K. 14.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8759
KARAR NO : 2023/1011
KARAR TARİHİ : 14.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/77 E., 2022/820 K.
DAVA TARİHİ : 22.10.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1872 E., 2020/517 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge adliye mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı erkek vekili tarafından istenilmekle ; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı … vekili Av. … ve karşı taraf temyiz eden davacı … vekili Av. … geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin biyoloji öğretmeni olduğunu, evlendikten sonra işinden ayrıldığını, davalı erkeğin ise … Ekonomi Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalışırken, 2013 yılında Amerikan Birleşik Devletlerin’e gittiklerini, davalı erkeğin orada bulunan Clarion Üniversitesinde yıllık sözleşme kapsamında öğretim üyeliği yaptığını, yıllık 105.000- 115.000 Amerikan Doları geliri bulunduğunu, davalı erkeğin evliliğin ilk günlerinden beri müvekkilinin çalışmasını istemediğini, davalının yeşil kart başvurusu hakkı olmasına rağmen davacı kadının çalışmasını engel olmak için başvuruda bulunmadığını, eşinin kendisine ekonomik olarak bağımlı kalmasını istediğini, müvekkilin maddî isteklerini reddettiğini, asosyal davranışlar sergilediğini, küfür ve hakaret ettiğini, annesinin birliğe müdahalesine sessiz kaldığını, maddî tasarruflarını babasına gönderdiğini, müvekkilinin ailesi hakkında rencide edici sözler söylediğini, müvekkilini de aşağıladığını, her tartışmadan sonra kovduğunu, Amerika Birleşik Devletlerinde yaşanılan süre zarfında iki kere müvekkilini sokağa attığını, kayınpederine “kızını al götür” şeklinde mesajlar attığını, davalı erkeğin müvekkilinine küfür edip, bağırdıktan sonra kovması neticesinde davacı kadının Türkiye’ye ailesinin yanına döndüğünü iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 3.000 Amerikan Doları tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 maddî, 200.000,00 manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin davacı kadına ekonomik şiddet uyguladığı, aşağılayıcı sözler sarf ettiği evlilik birliğinin tamamıyla davalı erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığı, işi ve geliri bulunmayan davacı kadın için tedbir ve yoksulluk nafakası koşullarınını oluştuğu, davacı kadının eşinin desteğinden yoksun kalacağı ve davalı erkeğin eylemlerinin davacı kadının kişilik haklarını ihlal ettiği, bu şekilde maddî ve manevî tazminat koşullarının da oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında, hüküm altına alınana nafaka ve tazminatların çok düşük olduğunu, müvekkilinin davalının adresini dava dilekçesinde bildirilen adres olarak bildiğini, davalıya yapılan tebligatların konsolosluk.net sisteminde kayıtlı olan ve davalı tarafça bildirilen en son adresine usule uygun şekilde yapıldığını, davalı tarafın açılan davadan haberdar olduğunu, 3 yıllık fiili ayrılık döneminde davalı tarafın müvekkilini arayıp sormadığını, tanık beyanlarının görgüye dayalı olduğunu belirtilerek, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline yapılan dava dilekçesinin tebliğinin ve diğer tebliğ işlemlerinin usule aykırı olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin adresini hatalı şekilde verdiğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, bu hususun davacı tarafça müvekkilinin adresinin yanlış bildirilmesinden kaynaklandığını, müvekkilinin Amerika Birleşik Devletlerinde davacı ile birlikte yaşadığı evde mukim olduğunu, davadan Türkiye’ye geldiğinde tesadüfen haberinin olduğunu, müvekkilinin İtalya’da yaşamamasına ve bu yönde bir iddia bulunmamasına rağmen İtalya’da müvekkiline tebliğ işleminin gerçekleştirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İtalya’da yaşıyor olsa dahi orada yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, müvekkilinin eşini sevdiğini, aralarında evlilik birliğini temelinden sarsacak bir geçimsizlik bulunmadığını, tanık beyanlarının soyut olduğunu, tanık beyanlarında geçen olayların tarafların Türkiye’de yaşadığı döneme ilişkin olduğunu, bu olaylardan sonra evlilik birliğinin uzuca bir süre devam ettiğini belirterek, davanın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafa yapılan tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun (7201 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (a) bendi uyarınca usule uygun olduğu, erkeğe yüklenen kusurlu davranışların gerçekletiği, davacı kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesinde ve miktarlarında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Her iki taraf vekili tarafından; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurularının esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının lehlerine bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında davalı erkeğe yapılan tebligatların usulüne uygun olup olmadığı, davalının savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, davacı kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi, davacı kadın yararına nafaka ve tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
7201 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi, 25/a maddesi, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27 inci maddesi, 140 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

2. 7201 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi uyarınca, tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen son adresinde yapılır. Anılan Kanun’un 25/a maddesinde yabancı ülkede kendisine tebligat yapılacak kişinin Türk Vatandaşı olması halinde tebliğin o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla yapılabileceği düzenlenmiştir. Davacı kadın dava dilekçesinde davalı erkeğin adresini Amerika Birleşik Devletleri ülkesinde 2000 Old Statıon Rd. Apt. 12231Cranberry olarak bildirilmiş ve davalı erkeğin Amerika Birleşik Devletlerinde bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştığı ve orada yaşadığı belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince dava dilekçesinin davalı erkeğe tebliği için Türkiye Cumhuriyeti New York Büyükelçiliği kanalı ile tebligat çıkarılmış, Türkiye Cumhuriyeti New York Büyükelçiliği’nin cevabi yazısında, adresin “hatalı adres” olduğu bu nedenle davalı erkeğe tebligat yapılamadığı, konsolosluk kayıtlarından davalı erkeğin adresinin Milano-İtalya olduğunun belirlendiği bildirilmiştir. Bu cevabi yazı doğrultusunda davalı erkeğe dava dilekçesi ile aşamalardaki tebligatlar Türkiye Cumhuriyeti Milano Büyükelçiliği vasıtası İtalya’da yer alan adrese 7201 sayılı Kanun’un 25/a maddesi kapsamında yapılarak yargılama sonlandırılarak hüküm kurma yoluna gidilmiştir. Dosyaya yansıyan davalı erkeğin ekonomik ve sosyal durumunun tespitine yarar belgeler, tanık beyanları ve davacının aşamalardaki anlatımlarından, davalı erkeği dava açıldığından beri Amerika Birleşik Devletlerinde oturduğu, adresinin Amerika Birleşik Devletlerinde olduğu bu kapsamda İtalya’da Büyükelçilik vasıtası ile kendisine yapılan tebligatlardan haberdar olmadığı sabittir. Bu durumda davalı erkeğe dava dilekçesi ile aşamalarda yapılan tebligatlar usulsüzdür. O halde, mahkemece yapılacak iş; davalıya usulüne uygun şekilde dava dilekçesinin tebliği, cevap dilekçesi sunma hakkı tanınması, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün tebliği, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti, taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği takdirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen delillerin toplanması ile bir sonuca ulaşmaktan ibarettir. Açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin yazılı şekilde davalının yokluğunda hüküm kurulması hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların, yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen boşanma davası ile boşanmanın tedbir nafakası dışındaki fer’îlerine yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL. vekâlet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ve 8.400,00 TL. vekâlet ücretinin de davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.