Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/8687 E. 2023/468 K. 08.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8687
KARAR NO : 2023/468
KARAR TARİHİ : 08.02.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının evlilik birliğinden doğan sorumluluğunu yerine getirmediğini, çalışma amacıyla eve çok geç geldiğini, hatta bazı günler gelmeyip fakültedeki odasında uyuduğunu, çocuğun bakımı ve evin ihtiyaçlarının müvekkili tarafından ve eve gelen temizlikçilerin yardımıyla karşılandığını, davalı kadının Hindistan’a gittiği süreç boyunca müvekkilinin bir eş olarak eşini merak ettiğini, nerede ve kimlerle olduğunu sorduğunu, davalı kadının makul olmayan ve hakaret içeren cevaplar verdiğini, müvekkiline boşanma isteğini defalarca tekrarladığını, müvekkilinin güven duygusunu zedelediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-karşı davalı erkek vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı kadının müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, başka bir erkekle yurtdışında aynı otelde kaldığını ve gezdiğini, kadının iddialarının asılsız olduğunu beyan ederek kadının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, yardımcı ve destek olmadığını, hakaret ettiğini, müvekkilini azarladığını ve aşağıladığını, müvekkilinin arkadaş çevresine dekötü sözler söylediğini, müvekkilinin akademik hayatında yükselme imkanlarına karşı çıktığını ve müvekkilini desteklemediğini, müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını ve müvekkilinin isteklerini hiçe saydığını, davacı erkeğin cinsel ilişkiden kaçındığını, sadakatsiz olduğunu, …’ya dönecekleri gün evden ayrıldığını ve telefonlara yanıt vermediğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini ve ortak çocuk aylık olarak 12.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı kadının sadakatsizlik boyutunda olmayan güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, dosyaya sunulan Asliye Ceza Mahkemesi kararı ile eşine yaralama eyleminde bulunduğunun sabit olduğu, evi ile hiç ilgilenmediği, bazen eve hiç gelmediği; davacı-karşı davalı erkeğin ise eşini terk ettiği, eşinin ailesine iyi davranmadığı, sıklıkla tartışma çıkardığı, mesleki çalışmaları konusunda eşine yardımcı olmadığı aksine baskıcı tavırda olduğu belirtilerek tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak tanımayacak nitelikte bir geçimsizliğin bulunduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, sosyal inceleme raporu ile ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kadının şiddet eyleminin sabit olduğunu, sadakatsizlik eyleminin ispatlandığını, müvekkilinin tanık beyanlarının hükme esas alınmadığını ve karara yansıtılmadığını, kadın tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, dosyadaki fotoğraf video ve yazışmalar dikkate alınmadan karar verildiğini, hükmün çelişkili olduğunu, kadın tanığı Nurhayat’ın yemin ettirilmeden dinlendiğini, kadının kusurlarının ispatlandığını, HTS ve otel kayıtlarının getirtilmediğini, delillerin hatalı incelendiğini, velâyet konusunda eksik inceleme yapıldığını, bilirkişi raporlarının hukuka aykırı olduğunu, velâyetin müvekkiline verilmesi gerektiğini, ortak çocuğun görüşünün yerel nahkemece alınmadığını, kişisel ilişki süresinin yetersiz olduğunu, dini bayramlarda, babalar gününde ve çocuğun doğum gününde yatılı kişisel ilişki kurulmadığını, çocuğun yurtdışına çıkarılmaması için tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet ve kişisel ilişki süresi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunun tanık beyanlarıyla ispat edildiğini, fotoğrafların güven sarsıcı davranışının delili olarak kabul edilemeyeceğini, ceza mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararının bağlayıcılığının bulunmadığını, ceza dosyasında tanıklarının dinlenmediğini ve delillerinin toplanmadığını, erkeğin tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, müvekkilinin tanıklarının beyanlarına ise itibar edilmediğini, erkeğin kusurlarının ispat edildiğini, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, nafaka miktarlarının az olduğunu belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafaka miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başka bir erkekle evli bir kadın yakışmayacak şekilde samimi fotoğraflar çektiren kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, ceza dosyası ve adli rapora göre kadının eşine fiziksel şiddet uyguladığı belirtilerek İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu; kadının davası yönünden 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası koşullarının oluştuğu, her iki davanın kabulü ile kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile erkeğin kusur belirlemesine ilişkin istinaf talebi kabul edilerek kusurun ve kadının tazminat taleplerinin reddine yönelik gerekçenin düzeltilmesine, kadının tazminat talepleri hakkında yeniden hüküm tesis edilerek kadının tazminat taleplerinin reddine; ortak çocuğun yaşı, annesinin ilgi ve sevgisine ihtiyacının olması, fiili durum, dosya içindeki denetime elverişli sosyal inceleme raporu, çocuğun üstün yararı dikkate alındığında velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede ve nafakaların miktarlarında isabetsizlik olmadığı belirtilerek erkeğin diğer istinaf talepleri ile kadının tüm istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir .

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu, annenin kişisel ilişkiyi engellediğini belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet ve kişisel ilişki süresi yönünden bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunun reddi kararının hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin doğru olmadığını, erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulünün hatalı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin güven sarsıcı davranışa ve fiziksel şiddete yönelik değerlendirmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafaka miktarları yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, karşılıklı boşanma davalarının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı ile velâyetin düzenlenmesi, kişisel ilişki süresi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 327 nci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 ve 6. madde. Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci maddesi ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin aşağıdaki (2) nolu paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. 4721 sayılı Kanun’un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakası miktarı yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2. Davacı-karşı davacı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden … yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran …’a iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine iadesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.