Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/8671 E. 2022/10993 K. 28.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8671
KARAR NO : 2022/10993
KARAR TARİHİ : 28.12.2022

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmolunan tazminatlar yönünden; davalı- davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve iştirak nafakası miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı erkeğin usulüne uygun olarak dayanmadığı “… görevlerinin ihlali” vakıasının ilk derece ve bölge adliye mahkemesince kadına kusur olarak yüklenmesi yerinde değil ise de bölge adliye mahkemesi tarafından kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı erkeğin ağır, davalı davacı kadının az kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davacı-davalı erkeğin tüm, davalı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, 1. bentte gösterilen sebeple diğer temyiz itirazların reddi ile bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın …’a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Handan’a geri verilmesine, dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 28.12.2022 (Çar.)