Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/8306 E. 2023/5921 K. 05.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8306
KARAR NO : 2023/5921
KARAR TARİHİ : 05.12.2023


MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/638 E., 2022/629 K.


KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/140 E., 2021/280 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine, ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, manevî tazminat, nafakalar, velâyet, kişisel ilişki, yargılama gideri, harç, vekâlet ücreti, ziynet alacağı davasının kabulü edilen bölümü yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise kusur belirlemesi, manevî tazminat, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarları, kişisel ilişki, vekâlet ücreti, yargılama gideri ve ziynet alacağı davasının reddedilen bölümü yönünden temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre taraf vekillerince temyize konu edilen, kabul edilen ziynet alacağı toplamı 17.400,00 TL, reddedilen ziynet alacağı toplamı ise 73.600,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır. Bu hale göre taraf vekillerinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekir.

Taraf vekillerinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, belli edilen 05.12.2023 gününde duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı … ile vekili Av. … ve karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı … vekili Av. … geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2019 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, kadının, maddî anlamda güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, annesinin evlilik birliğine müdahalesine kadının sessiz kaldığını, birlik görevini ihmal ettiğini, kadının annesinin erkeğe hakaret ettiğini, kadının, erkeğin bilgisi olmadan hamileliğini sonlandırmak istediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, erkeğin ailesini istemediğini, hakaret ve tehdit ettiğini, ortak çocuğun doğumu ile ilgili bilgi vermediğini ve ortak çocukla görüşmesini engellediğini, aile arasında kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, ortak konutu terk ettiğini, iftira attığını, ziynet eşyalarının kadın tarafından götürüldüğünü, kadının programlı bir şekilde ortak konuttan ayrıldığını, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, her ne kadar kadın tarafından mehir senedinden kaynaklanan alacağı olduğu iddia edilmişse de mehir senedinden doğan alacağın bağışlama vaadi olduğu, genel mahkemelerin görevli olduğu ve bu hususta görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, kadına takılan ziynet eşyalarından ise 2 adet bileziğin taşınma sırasında bozdurulduğunu geri kalan ziynet eşyalarının kadında olduğunu iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası, 350,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, öfke kontrol problemi olduğunu ve bu durumu kadından gizlediğini ve tedaviden kaçındığını, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, birlik görevini ihmal ettiğini, kadına ait ziynet eşyalarının bir kısmının erkek tarafından nakitleri olmadığı belirtilerek zorla alındığı ve bozdurulduğunu, kadına iade edilmediğini, bir kısmının ise erkek tarafından düğün yemeği yapıldığı ve bu yemeğin borcunun karşılanması için bozdurulduğunu, kalan kısmı ile de diğer borçlarını ödediğini, bozdurulan bu ziynetlerin kadına iade edilmediğini, hakaret ettiğini, kadının ailesi ve arkadaşları ile görüşmesini kısıtladığını, kadının hamileliğine son vermesi için baskıda bulunduğunu, kadının, ortak konuttan ayrılırken erkek tarafından bozdurulan ziynetler dışında elinde kalan ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, bunlar haricinde 20 adet çeyrek altın, 9 adet 25 gram 22 ayar bileziğin erkek tarafından alındığını ve bozdurulduğunu, kadının, 500 gram mehir alacağının da olduğunu, iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına tedbir nafakası, iştirak nafakası takdirine, 500 gram altının karşı dava tarihindeki değeri olan 191.000,00 TL’nin, düğünde takılan ziynet eşyalarının da karşı dava tarihindeki değeri olan 91.000,00 TL’nin ve yapılan diğer giderler için toplam 18.000,00 TL maddî tazminatın ve erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle kadının kişilik hakları saldırıya uğradığından 50.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadının ailesi ve arkadaşları ile görüşmesine izin vermediği, ekonomik, duygusal ve fiziksel şiddet uyguladığı, kadın tarafından karşı dava dilekçesinin eki olarak sunulan mesaj içeriklerine göre erkeğin, hakaret ve tehdit ettiği, kadının ise erkeğin barışma girişimine olumlu yanıt vermeyerek ortak konuta dönmediği, erkeğe ortak çocuğun doğumu hakkında bilgi vermediği ve sonrasında ortak çocuk ile görüşmesine engel olduğu, erkeğin arkadaşının eşi olan … isimli kişiye erkek hakkında olumsuz söylemlerde bulunduğu, tatsızlık çıkardığı, erkeği, arkadaşı nezdinde itibarsızlaştırdığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, anne ilgi ve sevgisine muhtaç olduğu, fiilen anne yanında kalıyor olduğu ve alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında ortak çocuk 5 yaşına gelinceye kadar; her ayın birinci ve üçüncü hafta sonu cumartesi günü saat 12.00 ile pazar günü saat 17.00 arasında, dini bayramların ikinci günü saat 12.00 ile 17.00 arasında ve babalar gününde saat 12.00 ile 17.00 arasında olmak üzere, ortak çocuk beş yaşına geldikten sonra; her ayın birinci ve üçüncü hafta sonu cumartesi günü saat 10.00’dan takip eden pazar günü saat 17.00’ye kadar, dini bayramların ikinci günü saat 10.00’dan üçüncü günü saat 17.00’ye kadar, babalar gününde saat 10.00’dan saat 17.00’ye kadar, sömestr tatilinin ilk pazartesi günü saat 10.00 dan takip eden pazar günü saat 17.00’ye kadar ve her yıl Temmuz ayının birinci günü saat 10.00’dan otuz birinci günü saat 17.00’ye kadar olmak üzere kişisel ilişki tesisine, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 450,00 TL tedbir nafakası, 450,00 TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 15.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davası yönünden ise erkeğin, düğünde kadına takılan iki adet bileziğin taşınma sırasında bozdurulduğunu kabul ettiği ve tekrardan yerine konulduğuna dair bir savunmasının da olmadığı, bu sebeple kadına ait iki adet bileziğin erkek tarafından alındığı ve iade edilmediğinin bu noktada ispatlandığı, kadının talebine konu diğer ziynet eşyaları yönünden yapılan değerlendirmede ise dinlenen kadın tanıklarının ziynet eşyalarına yönelik bizzat görgüye dayalı beyanları olmadığı, iki adet bilezik dışında diğer ziynetlerin erkek tarafından kadından ne zaman, ne şekilde alındığının ve bozdurulduğu ile ilgili açıklayıcı beyanlarının olmadığı, kadın tarafından yemin deliline de açıkça dayanılmadığı ve iki adet bilezik dışındaki diğer ziynetlerin erkek tarafından alınıp bozdurulduğunun ispatlanamadığı belirtilerek 2 adet 22 ayar 25 gram bileziğin toplam bedeli olan 17.400,00 TL ziynet bedelinin erkekten alınarak kadına iadesine, kadının, maddî tazminat isteminin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında olmadığı, 282.000,00 TL’lik kısmının ziynet ve mehir alacağına, 18.000,00 TL’lik kısmının ise kadın tarafından yapılan bir kısım masraflara ilişkin olduğu, yapılan bu masrafların tahsili isteminin mahkemenin görev alanı kapsamında bulunmadığı dikkate alınarak ilgili talep yönünden nispi harç ikmal ettirilmiş ve hükümle belirtilen talep işbu dava dosyasında tefrik edilmesine, kadının mehir alacağı talebinin, evlilik birliği kurulurken ileride alınacağı taahhüt edilen ve fakat alınmayan mehir alacağına ilişkin olduğu, bu yönüyle mehir olarak ödenmiş olan bir alacak değil, bağışlama vaadi niteliğindeki alacak istemine ilişkin olduğu, talebin temelinde sözleşmesel bir ilişkinin bulunduğu; uyuşmazlığın, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı bir alacak talebi niteliğinde olduğu, bu tür davaların çözümünün Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4 üncü maddesi gereğince aile mahkemesine değil, genel mahkemelere ait olduğu belirtilerek kadının mehir alacağı talebi yönünden görevsizlik kararı verilmek üzere hükümle birlikte tefrikine, tefrik neticesinde 2021/288 Esas sırasına kaydedilen talep hakkında görevsizlik kararı verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğu, bu hususun dinlenen tanık beyanları ile ispatlandığı, kadın yararına manevî tazminat takdirinin hatalı olduğu, ziynet eşyalarının ise kadın tarafından ortak konuttan ayrılırken yanında götürüldüğü, iki adet bileziğe dair harcamanın ise ortak konutun ihtiyaçlarına ilişkin olduğu ve bu yönden kabul kararı verilmesinin hatalı olduğu, ceza dosyasında erkek hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve mahkumiyet hükmü bulunmadığı, fiziksel şiddet vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğin, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaları ödeme gücü bulunmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin dosya kapsamına uygun olmadığı belirtilerek; kusur belirlemesi, manevî tazminat, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakalar, velâyet, kişisel ilişki ve ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusuru bulunmadığı, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının bir kısmının erkek tarafından alınıp bozdurulduğunu ve kadına iade edilmediğini bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığına, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının çok az olduğu, baba ile ortak çocuk arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesisisin hatalı olduğu, vekâlet ücreti ve yargılama giderinin da hatalı hesaplandığı belirtilerek; kusur belirlemesi, manevî tazminat ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarları, kişisel ilişki, yargılama gideri, vekâlet ücreti ve ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadın yararına manevî tazminat şartlarının gerçekleştiği ancak, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, kusur durumu, paranın alım gücü, mevcut ve beklenen menfaatler dikkate alınarak dikkate alındığında manevî tazminat miktarının az olduğu, yine ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası ve iştirak nafakası miktarlarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında az olduğu, ziynet alacağı davası yönünden yapılan inceleme ise verilen kararın isabetli olduğu, velâyetin anneye verilmesinde dosya kapsamına yansıyan engel bir durumun olmadığı ve velâyet düzenlemesinin isabetli olduğu, ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin ise kademeli ve velâyet görevi üstlenen anne yönünden yükümlendirici, denetimi zor, geleceği bağlayıcı, zorlayıcı olduğu, ortak çocuğun yaşı da dikkate alındığında yatılı ve uzun olduğu, kişisel ilişki düzenlemesinin isabetli olmadığı, yargılama gideri ve vekâlet ücretine yönelik istinaf itirazlarının ise yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli olduğu belirtilerek; davacı-karşı davalı erkek vekilinin kişisel ilişki, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise manevî tazminat, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarları, kişisel ilişki yönünden istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadın yararına 25.000,00 TL manevî tazminat, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL iştirak nafakası, ortak çocukla baba arasında her ayın birinci hafta sonu cumartesi günü saat 12.00 ile pazar günü saat 17.00 arasında, dini bayramların ikinci günü saat 12.00 ile üçüncü günü 17.00 arasında kişisel ilişki kurulmasına, taraf vekillerince yatırılan peşin karar ve ilam harçlarının iadesine, başvuru harçlarının ve yargılama giderlerinin her iki tarafın da istinaf talebi kabul edildiğinden taraflar üzerinde bırakılmasına, ziynet alacağı davası yönünden erkekten alınması gerekli 1.188,50 TL istinaf karar ve ilam harcından erkekten peşin alınan 356,44 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 832,06 TL harcın erkekten alınarak, hazineye irat kaydına, kadından alınması gereken 162,10 TL istinaf başvuru harcı, ile 80,70 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile fazla alınan 1.009,32 TL karar ve ilam harcının kadına iadesine, ziynet alacağı davasına yönelik olarak istinaf aşamasında tarafların yapmış olduğu yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, istinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, kusur belirlemesi, manevî tazminat, nafakalar, velâyet, kişisel ilişki, yargılama gideri, harç, vekâlet ücreti, ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, kusur belirlemesi, manevî tazminat ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarları, kişisel ilişki, vekâlet ücreti, yargılama gideri, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına manevî tazminat hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği ve ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakalarına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmolunan manevî tazminat ile ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, yargılama gideri, harç ve vekâlet ücretine ilişkin düzenlemenin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 nci, 323 üncü maddesi, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 ve 336 ncı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk 2020 doğumlu Yiğit Muhsin yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına nazaran, kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Taraf vekillerinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı miktardan REDDİNE,

2.Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a-Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat ile iştirak nafakası miktarı yönlerinden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,

b-Davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin …’den alınarak …’ya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden …’ye yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran …’ya geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.