Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/8092 E. 2023/3716 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8092
KARAR NO : 2023/3716
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1402 E., 2022/439 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 13. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-birleşen davalı erkek vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak açısından ve işlerinin kısmen yurt dışında olduğundan Amerika Birleşik Devletlerine (ABD) gönderdiğini, peşinden kendisinin de gittiğini, evlilik birliği içerisinde kadının müvekkiline sürekli hakaret ettiğini, sövme içerikli cümleler sarf ederek psikolojik baskı yaptığını, evlilik biriliğini çekilmez hale koyduğunu, yabancı ülkede müvekkilini polise şikayet ettiğini, boşanma davası açtığını, gelirlerinin üstünde çok harcamalar yaparak mali açıdan zor durumda bıraktığını, müvekkilinin ekonomik olarak durumunun bozulmasına rağmen çocuklarıyla beraber yurt dışından gelmediğini, çocukları babalarına düşman ettiğini, silah olarak kullandığını, dolayısıyla evlilik birliği içerisinde sergilediği tutum ve davranışları ile aile birlikteliğinin temelinden sarsılmasına sebep olduğundan tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesinden, olmadığı takdirde 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-birleşen davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen hususların doğru olmadığını, asılsız isnatlarda bulunulduğunu, erkeğin ekonomik durumunun iyi olduğunu, çocukları ve işi için ailece ABD’de yaşamaya karar verdiklerini, işinin bir kısmının Türkiye’de olması sebebiyle Türkiye’ye gelip gittiğini, evlilik birliği içerisinde evini, eşini ve çocuklarını ihmal ettiğini, mail yoluyla müvekkiline karşı hakaret içerikli ifadeler kullandığını, evlilik birliği içerisinde başka bir kadınlarla ilişkisinin olduğunu, sosyal medyada bu bayanla ilişkili tatil fotoğrafları paylaştığını, otellerde kaldığını, bu durumun taraflar arasında ciddi tartışmalara sebep olduğunu, erkeğin makine ve inşaat mühendisi olup, marin-marina işiyle uğraştığını, tavır ve davranışları sebebiyle tarafların 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesinden, olmadığı takdirde 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, müvekkili ve çocukları için ayrı ayrı aylık 5.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına ve müvekkili lehine 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların sık sık geçimsizlikleri ve tartışmalarının olduğu, birbirlerine hakaret ettikleri, dolayısıyla kadının az kusurlu olduğu, erkeğin de evi, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediği, infak ve iaşelerini temin etmekte savsakladığı, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden de anlaşıldığı kadarıyla evli bir erkeğe yakışmayacak şekilde başka bayanlarla sadakat ve güven duygusunu ihlal ettiği, dolayısıyla ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkeğin 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesine dayalı açtığı boşanma davası ile kadının 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesine dayalı açtığı boşanma davasının davaların şartları oluşmadığından reddine, tarafların içinde bulunduğu durum, çocukların yaşları dikkate alınarak velâyetleri annelerine verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tanıkların görgülerine dayanmayan sadece duyduklarını beyan ettiklerini, bu beyanlara itibar edilerek tarafına kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, kadının mail yoluyla barışma teklifinde bulunduğunu ve erkeğin kusurların affettiğini, davasının kabulünün hatalı olduğunu, yine kadın tarafından dosyaya sunulan fotoğrafa dayanarak güven sarsıcı davranış kusurunun yüklenmesinin de hatalı olduğunu, kadının birlikteliğe yanaşmadığını, kadının tanığının beyanı ile kadının çalıştığının ispatlandığı gibi kadının lüks bir hayat yaşamasına rağmen kadın için yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, belirterek karara karşı kusur tespiti, kadının kabul edilen davası, velâyet, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin gelirine oranla takdir edilen tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu beyanla karara karşı tazminatların miktarı yönünden süresinde katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece erkeğin eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediği, infak ve iaşelerine karşılamadığı, başka kadınlarla sadakat ve güven duygusunun evli bir erkeğe yakışmayacak şekilde ihlal ettiği belirtilmiş ise de, bu hususların ispatlanamadığı, ancak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda birbirlerine karşı hakaret eden tarafların eşit kusurlu oldukları, bu nedenle kadının davasının kabulüne karar verilmesi doğru olmakla beraber eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemeyeceğinden, 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluşmadığından kadının da tazminat taleplerinin reddine karar verileceği yerde kabulünün doğru olmadığı, geliri bulunmayan boşanma ile yoksulluğa düşecek olan kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olduğu gibi miktarının da hakkaniyet ilkelerine uygun olduğu gerekçesiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilerek, erkeğin kusur tespiti ve tazminatlara yönelik istinaf talebinin kabulüne, erkeğin yoksulluk nafakası, kadının kabul edilen davası, kadının tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin, kadının tüm istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla, kadının ABD de yeniden evlendiğini öğrendiğini, kadının tek kusurlu taraf olduğunu, bu nedenle kadının davasının reddi gerektiğini belirterek kararı kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve fer’îleri yönünden temyiz etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; dinlenen tanıkların beyanlarıyla iddialarının kanıtlanmış olduğunu ve karşı tarafın haksız iddiaları da çürütülmesine rağmen istinaf mahkemesi toplanan delilleri değerlendirmeden ve dikkate almadan ispat külfetinin yerine getirilmediği gerekçesiyle tarafları eşit kusurlu olduklarının kabulü ile tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararı kusur belirlemesi ile reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında geçimsizliğe sebep kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin kusurunun kadın tarafından ispatlanıp ispatlanmadığı, kadının davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı tazminat takdiri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. Mahkemece tarafların dosya içerisindeki sosyal ekonomik durumları değerlendirilerek kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; davalı-davacı kadının tanığının, kadının çalıştığı beyanı ve davacı-davalı erkeğin temyiz dilekçesi ile kadının yeniden evlendiği iddiası, dosyaya sunulan bir kısım evrak karşısında Mahkemece, davalı-davacı kadının yeniden evlenip evlenmediği, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde düzenli ve sürekli bir gelirinin olup olmadığı hususlarının araştırılarak boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi, gerçekleşecek sonucuna göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafda belirtildiği üzere yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı-davalıya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı-davacıya yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.