YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8087
KARAR NO : 2022/7712
KARAR TARİHİ : 04.10.2022
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, boşanan kadının önceki eşinin soyadını kullanmasına verilen iznin kaldırılması talebine ilişkindir. Davacı, önceki eşinin başka bir erkekle fiilen birlikte yaşadığını, o erkekten evlilik dışı çocuk dünyaya getirdiğini ileri sürerek kendi soyadını kullanması için verilen iznin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı, cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, verilen iznin iptalini gerektiren bir hususun varlığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Boşanan kadının kişisel durumu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 173. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu düzenleme, “Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. …, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir” şeklinde olup, bu düzenlemeye göre kadının boşandığı kocasının soyadını kullanabilmesi için kadının menfaati bulunmalı ve bu durum kocaya zarar vermemelidir.
Somut uyuşmazlıkta, tarafların boşandıktan sonra da birlikte yaşamaya devam ettikleri ve davalı kadının davacı kocanın soyadını kullanmasına ilişkin davasının bu dönemde İstanbul Anadolu 16. Aile Mahkemesi’nin 2017/461 esas sayılı dosyasında verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, bundan sonra davalı kadının, başka bir erkek ile fiilen birlikte yaşadığı ve o kişiden çocuk sahibi olduğu gözetildiğinde davacı erkeğin soyadını kullanmasında menfaati olduğundan söz edilemeyeceği gibi, davacı erkeğin de iznin kaldırılmasını talep etmekte haklı olduğunu kabul etmek gerekir. TMK m. 173/3 koşulları oluşmuştur. Açıklanan nedenlerle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 04.10.2022 (Salı)