Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/8005 E. 2023/5713 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8005
KARAR NO : 2023/5713
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1474 E., 2022/1012 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/418 E., 2020/549 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı … ile vekili Av. … geldiler. Karşı taraf temyiz eden … … ve vekili gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin boşanma davası açtığını, iddialarının mesnetsiz olması nedeniyle davanın reddedildiğini, bu süreçten sonra kadının barışmak amacıyla sürekli çaba gösterdiğini, erkeğin hakaret ve onur kırıcı davranışlarına çocukları için dayandığını, ancak davranışlarında hiçbir değişiklik olmadığını, erkeğin bu hareketleri nedeniyle çocukların odalarından çıkmamaya başladıklarını, daha sonra erkeğin aile konutu hakkında deprem risk raporu alarak eşi ve çocukları için yaşanabilecek yeni bir konut ayarlamadan evsiz kalmalarına yol açtığını, kadının mağdur olduğunu, ailesi ve arkadaşlarının yardımıyla ev bularak kiraya çıkmak zorunda kaldığını, erkeğin ailesine karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini, ilgisiz olduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, çocuklarına karşı da sevgi göstermediğini, onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, kadının erkeğin ailesi tarafından hiçbir zaman kabul edilmediğini, erkeğin hakaret, darp ve kötü muamelelerinin devam ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Eda …’un velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, tarafların evliliğin başından bu yana oturdukları evin erkeğe ait olmayıp babasının vefatından sonra erkeğe ve diğer mirasçılara miras kaldığını, deprem riski taşıması ve diğer mirasçılar tarafından kentsel dönüşümden faydalanmak amacıyla müteahhide verildiğini, bu sırada da zaten erkeğin, kadının aile konutuna sokmaması nedeniyle kiracı olarak başka yerde yaşadığını, ev yıkıldıktan sonra iki kira ödemelerinin ve gereksiz masraf yapmalarının maddî yönden kendilerini sıkıntıya sokacağını erkeğin söylemesi üzerine tarafların bir araya geldiklerini, ancak bu durumun yaklaşık bir buçuk ay kadar sürdüğünü, bu süreçte erkeğin, annesiyle barışması ve ziyaret etmesinin kadını ve ortak çocukları rahatsız ettiğini, çocukların erkeğe aşağılayıcı sözler söylediklerini, evden kovduklarını, bunun üzerine erkeğin evden ayrılarak yine ev kiraladığını, halen de o evde oturduğunu, tarafların yaklaşık dört yıldır ayrı yaşadıklarını, kadının erkeğin annesiyle görüşmesini de istemediğini, erkeğin yaklaşık sekiz yıl annesiyle hiç görüşmediğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlukları gereği gibi yerine getirmediği, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, eşine ve çocuklarına şiddet uyguladığı, onları evsiz bıraktığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, karşı davanın reddine, asıl davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporu ile çocuğun üstün yararı dikkate alınarak ortak çocuk …’un velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, boşanmaya yol açan olaylarda belirlenen kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının boşanma sonrasında yoksulluğa düşeceği göz önüne alınarak kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında nafakaların ve tazminatların miktarının çok düşük olduğunu ileri sürerek; nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tek kusurlunun kadın olduğunu, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine ve kadın lehine tazminatlar ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, erkeğin 25.12.2019 da işten çıkartıldığını, halen işssiz olduğunu, annesinin yardımıyla geçindiğini, en azından annesi…’nin tanık olarak dinlenmesi gerektiğini, tazminatları ve nafakayı ödeyecek gücü olmadığını, kadının sigortasız çalıştığını, yoksulluk nafakası ve tazminatların kaldırılması aksi takdirde miktarların indirilmesi gerektiğini ileri sürerek; her iki boşanma davası ve fer’îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirtilen sebeplerle nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirtilen sebeplerle her iki boşanma davası ve fer’ileri yönünden yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddi koşullarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesi, kadın lehine tazminatlara, tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Semra’ya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Murat’a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.