Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/7992 E. 2023/4973 K. 31.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7992
KARAR NO : 2023/4973
KARAR TARİHİ : 31.10.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/307 E., 2022/1059 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/638 E., 2021/296 K.

Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra belli edilen günde temyiz eden davalı … ve vekili Av. … ile karşı taraf davacı … vekili Av. … geldi. Başka gelen olmadı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’ın halen nüfus kayıtlarında muris … ile ilk eşi …’nin ortak çocuğu gibi nüfusa kayıtlı olduğunu, gerçekte davalı …’ın … ile …’nin çocuğu dolayısıyla da mirasçısı olmadığını, nüfusa ortak çocukları gibi kaydedildiğini öğrendiğini, yapılan araştırmada davalının herhangi bir resmi evlat edinme işlemine dayanarak tescil edildiğine dair bilgiye ulaşılamadığını, kamu düzenine ilişkin bu durumun nesep ilişkilerini ve müvekkilinin miras hukukundan kaynaklanan haklarını etkilediğini ileri sürerek davalı …’ın ölü İsfendiyar ile ölü Kamile’nin ortak çocuğu olmadığının tespiti ile gerçeğe aykırı nüfus kaydının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğunu, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Diğer davalı … İdaresi davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılama sonunda Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 2015/487 Esas, 2016/133 Karar sayılı kararıyla görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verdiği, kararın kesinleşmesi ve talep üzerine dosya Kocaeli 2. Aile Mahkemesine gönderildiği, Kocaeli 2. Aile Mahkemesi’nin 2016/610 Esas, 2016/936 Karar sayılı kararıyla davacı …’ın dava açmaya hakkı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine dair karar verdiği, bu karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusunda bulunması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 2017/986 Esas, 2018/980 Karar sayılı kararıyla; davanın gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptaline ilişkin olduğu, nüfus kayıt düzeltme davasının Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kaldığı, aile mahkemesinde görülüp karara bağlanması usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kaldırma kararı sonrasında Kocaeli 2. Aile Mahkemesinin 2018/641 Esas sırasına kaydedilerek tensiple 2018/618 Karar sayılı kararıyla görevsizlik kararı verildiği, talep üzerine dosyanın Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/4854 Esas, 2018/437 Karar sayılı kararıyla da görevli mahkemenin Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek gönderme kararı verildiği, gönderme kararı sonrasında Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/638 Esas sırasına kaydedildiği, Mahkemece keşif yapılarak muris …’ın ve muris …’ın uyluk kemiklerinden doku örnekleri alındığı, davalı …’ten ise kan örneği alınarak, Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek davalı …’ın babası … ve annesinin de … olup olmadığı konusunda rapor düzenlenmesinin talep edildiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesi’nin 22.02.2021 tarihli ve 1389 sayılı raporuyla, …’ın davalı … için biyolojik anneliğinin reddedildiğinin ve İsfendiyar …’ın davalı … için biyolojik babalığının reddedildiğinin bildirildiği, davanın yanlış beyanla oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu, 06.01.1950 doğumlu … ile 20.10.1952 doğumlu …’ın 07.04.1977 tarihinde evlendikleri, çocukları olmayınca bir tanıdıkları aracıyla buluntu bebek olarak hastanede bulunan bebeği 04.06.1980 günü teslim alıp bebeği 06.06.1980 tarihinde … evde doğurmuş gibi gösterilerek nüfus kütüğüne kayıt ettirdikleri, yasal evlat edinme kurallarına uymadan çocuğu büyüttükleri, …’ın 31.10.2003 tarihinde … … ile evlenerek … soyadını aldığı, …’ın 17.11.2004 tarihinde vefat ettiği, yalnız kalan …’ın davacı … ile 31.01.2006 tarihinde ikinci evliliğini yaptığı, bu evlilikten çocuğu olmadığı, daha sonda 06.10.2015 tarihinde vefat ettiği, tanık beyanları, DNA testi raporu ile çocukları olmayan İsfendiyar ve … çiftinin yasal kurallara uymadan edindikleri bebeği … evde doğurmuş gibi nüfus kayıtlarına geçirdiklerinin ve herhangi bir evlatlık işleminin de yapılmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile; …’ın, …’ın ve …’ın evladı olmadığının tespitine, nüfus kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olmadığını, soybağının reddi davası olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının kesinleştiğini, Aile Mahkemesinin görevli olduğunu, davacının miras paylaşımı sırasında uyuşmazlık çıktığı için bu davayı açtığını, İsfendiyar’ın ikinci eşi olan davacının bu davayı açma ehliyetinin bulunmadığını, müvekkilinin doğduğu tarihten İsfendiyar’ın vefat ettiği tarihe kadar 35 yıl baba-kız olarak yaşadıklarını, davacının hakkını kötüye kullandığını, müvekkilinin doğumundan 41 sene sonra anne, baba olarak bildiği kişilerin nüfusundan silinmesi ve gerçek anne babasının kim olduğunu bilmemesi dikkate alındığında müvekkilinin mağdur edildiğini, davanın reddi gerektiğini, hakimin insana, tabiata, gerçeğe, olanağa sırt çevirmeden ve katı kalpler içinde sıkışıp kalmadan uyuşmazlığa insan kokusu taşıyan bir çözüm getirmek zorunluluğunda olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul, esas ve dosya kapsamı ile içeriği yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili; istinaf dilekçesini tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davanın soybağının reddi davası mı nüfus kaydının düzeltilmesi davası mı olduğu, görevli mahkeme tarafından karar verilip verilmediği, davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davalı …’in gerçek anne babası ile soybağının kurulmasının bu davanın konusu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi, 36 ncı maddesinin birinci fıkrası; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35 inci, 36 ncı ve devamı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı … vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.