Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/7959 E. 2023/47 K. 09.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7959
KARAR NO : 2023/47
KARAR TARİHİ : 09.01.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkek tarafından açılan asıl boşanma davasının reddine, kadının birleşen boşanma ve ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, yeniden usulüne uygun bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkek tarafından açılan asıl boşanma davasının reddine, kadının birleşen boşanma ve ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar hakkında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam ziynet miktarı 11.030,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı-davalı erkek vekilinin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı-davalı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan boşanma davasına yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının hiçbir sebep yokken, müvekkilinin hiçbir kusuru olmamasına rağmen müvekkili hakkında şikayette bulunduğunu, evden uzaklaştırılmasını sağladığını, daha sonra müvekkilinin uzaklaştırma kararını ihlal ederek tazyik hapsi almasına sebep olduğunu, müvekkilinin hapsen tazyik kararının infazı sırasında kadının çocuklarını da yanına alarak evdeki tüm eşyaları da alarak müşterek haneyi terk ettiğini, kadının ortak hayatın devamı için üzerine düşen edimlerden kaçtığını, evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde ve cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, müvekkiline sürekli küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, davalının başka kadınlarla gece yarılarına kadar mesajlaşıp konuştuğunu, davalının evin giderlerine hiçbir şekilde katılmadığını müvekkilinin geçim masraflarının ailesi tarafından gönderildiğini, davalı müvekkilini her dövdüğünde şerefsiz baban ve kardeşlerine söyle gelsin alsınlar seni istemiyorum sen gittiğinde kendime başka kadın getireceğim diyerek sürekli müvekkilinin onurunu kıracak söz ve davranışlarda bulunduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkili ve davalının evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, düğünde takılan ziynet eşyaların müvekkiline iadesine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çeyiz eşyaları ve masraflarının müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 03.03.2020 tarih ve 2016/27 Esas, 2020/12 Karar sayılı kararı ile davacı- davalı erkeğin, davalı-davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, müşterek çocuklara da vurmak sureti ile şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğuna ve bu nedenle davacı- davalı erkeğin boşanma davasının reddine, davalı-davacı kadının boşanma davasının ise kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk …’ın velâyetinin babaya verilmesine, … ve …’ın velâyetinin anneye verilmesine, anne/baba ile şahsi ilişki tesisine, ziynet alacağının kabulüne, çeyiz eşyalarına ilişkin talebin reddine, kadın lehine aylık 150,00 TL tedbir, 250,00 TL yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar … ve … için ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir ve ayrı ayrı aylık 250,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü,kusur belirlemesi, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesi, kadının kabul edilen ziynet alacağına yönelik olarak, davalı-davacı kadın ise lehine hükmedilen nafaka ve tazminat tutarlarının düşük olması, ortak çocuk …’ın velâyetinin babaya verilmesi, asıl davada lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesi, 8 adet Cumhuriyet altını yerine 8 adet çeyrek altın yönünden kabul kararı verilmesine yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 18.03.2021 tarih ve 2021/351 Esas, 2021/372 Karar sayılı kararı ile hüküm altına alınan bileziklerin ayrı ayrı gram ve ayarları hükümde gösterilmediği, kabul şartlarının bulunması halinde ziynetlerin birleşen dosya dava tarihindeki değerinin tahsiline karar verilebileceği gözetilmeden hüküm verildiği, idrak çağında olan ortak çocuk …’ın dosyada bulunan … ve … tarafından düzenlenen sosyal inceleme raporu düzenlenirken velâyeti konusunda alınan görüşünün net olmadığı görülmekle, ortak çocuk …’ın bizzat mahkemede bilirkişi huzurunda dinlenerek velâyeti konusundaki görüşünün açık ve net bir şekilde sorulup tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin tamamının kaldırılmasına, yeniden usulüne uygun bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, saçını yolduğu müşterek çocuklara da vurmak sureti ile şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, bu hususlarda davacı-davalı erkeğin kusurlu olduğu, tanık beyanları ve dosyadaki delillerin değerlendirilmesinde davalı- davacıya ise kusur isnat edilemeyeceği gerekçesiyle boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğuna ve bu nedenle davacı- davalı erkeğin boşanma davasının reddine, davalı-davacı kadının boşanma davasının ise kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca, kadın lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuklar … ve …’ın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk …’ın yaşı itibarıyla kardeşleri ile bağının kopmaması, anne sevgi ve ilgisine muhtaç olması gerekçesiyle velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ziynet alacağının kabulüne, çeyiz eşyalarına ilişkin talebin reddine, kadın lehine aylık 150,00 TL tedbir, 250,00 TL yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar … ve … için ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir, ortak çocuklar …, … ve … için ayrı ayrı aylık 250,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; asıl boşanma davasının reddi ile birleşen boşanma davasının ve ziynet alacağının kabulünün hatalı olduğunu, mahkemenin kusur tespitinde hata yaptığını, kusurlu olmadığını, ortak çocuk …’ın velâyetinin anneye verilmesinin, nafakalara ve tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının lehine kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile müvekkili için ve ortak çocuklar için hükmedilen nafaka miktarlarının düşük olduğunu, ortak çocuk … için tedbir nafakasına hükmedilmediğini, birleşen dava kabul edildiği halde kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi, çeyiz alacağına ilişkin talebinin kabulü gerektiğini belirterek talepleri doğrultusunda karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının lehine kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede asıl davanın reddine, kadın tarafından açılan birleşen davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, kadının asıl dosyaya sunduğu dilekçenin karşı dava değil asıl davaya cevap dilekçesi mahiyetinde olduğu, kadının birleşen davası olduğu gerekçesiyle hükümde karşı dava ibaresinin birleşen dava olarak düzeltilmesine ve davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davalı-davacı kadının istinaf başvurusu yönünden ise; hükmedilen tazminat miktarlarının, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, evliliğin devam ettiği süre, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında az olduğu gerekçesiyle kadın lehine 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, kadın lehine nafaka miktarlarının günün ekonomik şartlarına tarafların ekonomik sosyal durumlarına, kadının ihtiyaçlarına göre düşük kaldığı gerekçesiyle davalı- davacı kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile yapılan velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinde isabetsizlik bulunmadığı, kardeşlerin ayrılmamasının çocukların yararına olacağı gözetildiğinde mahkemece yapılan velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin yerinde olduğuna, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocukların ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi göz önünde bulundurulduğunda nafaka miktarların az olduğu gerekçesiyle ortak çocuklar … ve … için ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir nafakası, ortak üç çocuk için ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, ziynet alacağı yönünden kadının davasının kabulüne ilişkin verilen kararın, dosya kapsamına, toplanan tüm delillere, usul ve yasaya uygun olduğuna ancak infazda sorun yaratacak yönlerden gerekli düzeltmelerin yapılmasına karar verilmiştir. Davalı-davacı kadın vekilinin vekâlet ücretine yönelik istinaf başvurusu yönünden, kabul edilen ziynet alacağı yönünden kadın lehine vekâlet ücreti tayin edilmediği anlaşıldığından kadın lehine vekâlet ücretine ve boşanma davalarında hükmedilen vekâlet ücretleri yönünden infazda tereddüt yaratmayacak şekilde yeniden hüküm kurulmasına ve kadının diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili; asıl davanın reddi, birleşen boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, …’ın velâyeti, nafakalar, tazminatlar ve ziynet alacağı davasının kabulü yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davacı- davalı erkek tarafından açılan boşanma davası ile davalı-davacı kadın tarafından açılan birleşen boşanma ve ziynet alacağı davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulü/reddi, …’ın velâyeti, nafakalar ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı-davalı erkek vekilinin ziynet alacağına yönelik temyizi yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davacı- davalı erkek vekilinin, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.