Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/7935 E. 2023/5439 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7935
KARAR NO : 2023/5439
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/697 E., 2022/885 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/757 E., 2020/561 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı … vekili Avukat … ve karşı taraf davacı … vekili Av. … geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle ; davalı erkeğin evin geçimini sağlamadığını, ekonomik şiddet uyguladığını, alkol, kumar ve gece hayatı alışkanlığı olduğunu, müvekkiline defalarca fiziksel şiddet uyguladığını, evi terk ettiğini, sadakatsi olduğunu, sürekli hakaret ettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl % 10 oranında arttırılmasına, müvekkili yararına 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek yasal süre içerisinde davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sorumluluğu yerine getirmediği, eşi ve çocuğuna maddî, manevî olarak yardım etmediği, davalının, davacıya ekonomik, psikolojik, sözel ve fiziksel şiddet uyguladığı, küfür, tehdit ve hakaretlerde bulunduğu, şiddet uygulamayı alışkanlık haline getirdiği, her ne kadar geçmişte affetmiş olsa da 2011 yılından bu yana sürekli olarak 2013, 2015, 2016 ve devamında şiddet eylemlerinin devam ettiği, bir kaç kez davacı kadını babasının gecekondusuna bırakıp gittiği, ayrı yaşadıklarından bu yana davacı kadını ve ortak çocuklarına maddî bir yardımda bulunmadığı, davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasın da ağır kusurunun bulunduğu, evlilik birliğinin devamında bireysel ve toplumsal bir yarar kalmadığı, tarafların boşanmalarına karar verildiği, ortak çocuk …nun yaşı, davalının tutum ve davranışları dikkate alınarak sağlıklı, bedensel, duygusal, ruhsal ve sosyal gelişiminin devamı için velâyetinin davacı anneye verilmesinin uygun olacağı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek çocuk için uygun miktarda tedbir-iştirak nafakasına hükmedildiği, davacı kadının boşanmakla en azından eşinin mevcut ve gelecekteki desteğini yitirdiği ve erkeğin eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların kusur durumları ile ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek davacı kadın lehine uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedildiği, davacı tarafından her ne kadar ön inceleme duruşmasında 4721 sayılı Kanun’un 162 inci maddesindeki hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedenine dayalı boşanma talebinin usulüne uygun açılmış boşanma davası olmaması nedeniyle ve dava konusunun ıslahla değiştirilemeyeceğinden, ayrıca ıslahta yapılmadığından bu talebinin reddine karar verildiği gerekçesi ile davacı tarafın 4721 sayılı Kanun’un 162 inci maddesi uyarınca boşanma talebinin reddine, kadının 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 600,00 TL’ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, davacı kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; birliğin temelinden sarsılmasında davacı kadının ağır kusurlu olduğunu, müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilini kusurlarının ispatlanmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte iddia edilen olaylardan sonra evlilik birliğinin devam ettiğini, hüküm altına alınan nafaka ve tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, davanın kabulü koşullarının oluşmadığını belirterek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi, çocuk için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile ortak çocuğun velâyet düzenlemesinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 inci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacı kadın tarafından dayanılmayan tehdit vakıasının davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, davalı erkek tarafından yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunulmaması nedeni ile davacı kadına da kusur yükleme olanağı bulunmadığının, buna karşın mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen davalı erkeğin diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin yine de tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL. vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.