Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/7911 E. 2023/5953 K. 06.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7911
KARAR NO : 2023/5953
KARAR TARİHİ : 06.12.2023


MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1172 E., 2019/152 K.

KARAR : Kısmen kabul kısmen ret

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği devam ederken çeyiz senedinde belirtilen ziynet eşyalarının bozdurulmak suretiyle ve müvekkilinin gerek ailesinden aldığı, gerekse gündelik işlere giderek kazandığı para ile kooperatif aidatlarını ödediğini, davalı adına edinilen … plaka sayılı araç ile 231 ada 10 parsel 3 nolu bağımsız bölüm ile yine davalının boşanma davasından hemen önce mal kaçırma kastı ile akrabası ve aynı zamanda ilişkisi olduğunu iddia ettiği kişiye sattığı … 7 parsel 22 nolu bağımsız bölüm olduğunu, davalının mevcut malları ve devrettiği malları için katkı payı alacağının hesaplanarak müvekkili lehine hüküm altına alınması gerektiğini belirterek; mal rejiminin tasfiye edilerek söz konusu araç ve taşınmazların edinilmesine ve iyileştirilmesine müvekkili tarafından yapılan ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL alacağın tasfiyenin sona ermesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; tarafların 1988 yılının son aylarında evlendiklerini ve 1990 yılında da İstanbul’a taşındıklarını, müvekkilinin 2000 yılına kadar oldukça rahat bir şekilde yaşam sürdüğünü ve eşini de aynı şekilde rahat ettirdiğini, konfeksiyon dükkanı sahibi olduğunu, ancak 2000 yılında iflas ettiğini, davacının bu dönemde hiç bir şekilde gündelik işlerde çalışmadığını, davacı eşe takılan altınların evliliğin ilk günlerinde davacının babasına teslim edildiğini, bu altınların davacının kendisinden sonra muhtelif tarihlerde evlenen dört kardeşine takıldığını, bu duruma da müvekkilinin o tarihlerdeki ekonomik durumunun iyi olması nedeniyle ses çıkarmadığını; 231 ada 10 parsel 3 nolu bağımsız bölümün 1996 yılında edindiğini, bu taşınmazın edinimi sırasında müvekkilinin babasından kalan 5 dönümlük elma bahçesini satıldığını, davacının bu taşınmazda bir hakkının bulunmadığını; 434 ada 7 parsel 22 nolu bağımsız bölümün de kooperatif yoluyla edinildiği, 2000 yılında iflas edince borçlar nedeni ile satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 22.03.2016 tarih ve 2013/1033 Esas ve 2016/310 Karar sayılı kararı ile, tasfiye konusu malların davalıya ait kişisel mallar olduğu, 231 ada 10 parsel 3 nolu bağımsız bölümün edinilmesinde mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde davacının ziynet eşyalarının da satılarak bir kısım bedelinin karşılandığı, ziynet eşyalarının bu tarih itibariyle kesin olarak miktarının tespit edilemediği, tüm dosya kapsamı hakkaniyet kuralları göz önünde bulundurularak 231 ada 10 parsel 3 nolu bağımsız bölümün edinilmesine davacının ziynet eşyaları ile takdiren % 30’unu karşıladığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, 231 ada 10 parsel 3 nolu bağımsız bölümün değeri 230.000,00 TL ve davacının takdiren % 30 oranında katkı payı kabul edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 30.000,00 TL’nin dava tarihinden (02.12.2013) itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.09.2018 tarih ve 2016/9492 Esas, 2018/16208 Karar sayılı kararı ile, davacının dava dilekçesinde iki adet taşınmaz ve bir adet araç nedeni ile talep edilen toplam 30.000,00 TL’nin hangi kalem için ne kadar olduğunu açıklamadığı, Mahkemece davacının talepleri açık olmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 31 nci maddesi uyarınca açıklama yaptırılmalı ise de, Dairenin uygulamalarına göre her bir kalem için eşit alacak talebinde bulunulduğunun kabulü gerektiği; ayrıca Mahkemece gerekçede tasfiyeye konu 231 ada 10 parsel 3 nolu bağımsız bölümle ilgili değerlendirme yapılıp, hüküm bölümünde de bu taşınmazdan bahsedilmiş olmasına rağmen, diğer tasfiyeye konu 434 ada 7 parsel 22 nolu bağımsız bölüm ve … plakalı araçla ilgili bir değerlendirme yapılmadığı, toplam değer içinde 434 ada 7 parsel 22 nolu bağımsız bölümün değerine de yer verilerek hükümde tereddüt ve karışıklığa da neden olunduğu; Mahkemece, talep sonucu ile bağlı kalınarak, tereddüt ve karışıklığı giderecek şekilde taleplerin her biri hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tasfiyeye konu malların mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı adına tescil edildiği ve davalının kişisel malı olduğu, davacının ev hanımı olduğu, davacıya hediye olarak verilen çeyiz senedinde belirtilen ziynet eşyaları ile taşınmazların edinilmesine katkı sağladığı, ancak taşınmazların kooperatif yoluyla taksitler halinde edinilmiş olması, kooperatiflerin dava tarihi itibari ile kapanmış olması, bu şekilde taşınmazların gerçek edinme bedellerinin tespit edilemeyecek olması, davacının taşınmazlara katkısının belirlenmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri uyarınca ve hakkaniyet ilkeleri göz önüne alınarak belirlenmesi gerektiği, davacının taşınmazlara katkı oranının % 30 olarak kabul edildiği, davacının dava dilekçesinde taşınmazlar ve araç için toplam 30.000,00 TL talep etmesi Yargıtay uygulamalarına göre her bir alacak için sonradan açıklanmayan ve açıklattırılmayan talepler bakımından eşit alacak talep edildiğinin kabul edilmesi gerektiği sebepleri ile, davacının 231 ada 10 parsel 3 nolu bağımsız bölüm yönünden 10.000,00 TL, 434 ada 7 parsel 22 nolu bağımsız yönünden 10.000,00 TL ve araç için 10.000,00 TL alacak talep ettiği anlaşılmakla, Mahkemece tespit edilen değerler üzerinden 231 ada 10 parsel 3 nolu bağımsız bölüme davacının % 30 katkısının ve 30.000,00 alacağının bulunduğu, 434 ada 7 parsel 22 nolu bağımsız bölüme davacının % 30 katkısının ve 39.000,00 TL alacağının bulunduğu, taleple bağlı kalarak karar verildiği, davacının araç yönünden katkısının olmadığı gerekçesiyle; davanın 231 ada 10 parsel 3 nolu bağımsız bölüm yönünden 10.000,00 TL, 434 ada 7 parsel 22 nolu bağımsız bölüm yönünden 10.000,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilien, davanın 34 DOB 21 plakalı araç yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın temyiz dilekçesinde; katkı payı alacağının % 30 olarak tespit edilerek taşınmazların hepsine sirayet etmesi gerektiğini, aracın edinildiği tarih itibariyle edinilmiş mal olduğunu ve katılma alacağı bulunduğunu, aracın edinilmesinde de ziynet eşyalarının kullanıldığının ve katkısının sabit olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hukuki nitelendirme ve katkının ispatı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 26 ıncı maddesi, 31 inci maddesi, 33 üncü maddesi, 107 nci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Kanun’un 50 ve 51 inci mddeleri, 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Davacı kadının … plakalı araç yönünden temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece, araç yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, tasfiye konusu aracın 15.08.1996, tasfiye konusu 231 ada 10 parsel 3 nolu bağımsız bölümün 04.09.1996 tarihinde satın alındığı, tasfiye konusu … parsel 22 nolu bağımsız bölümün de edinilmesi için kooperatife Ocak/1997 yılında üye olunduğu, davalının malların edinilmesine ziynet eşyaları, ailesinin yardımları ve gündelik işlere giderek katkısının olduğunu iddia ettiği, Mahkemece, sadece taşınmazlara davacının ziynet eşyaları ile katkısının olduğunun kabul edildiği anlaşılmakla; Mahkemece yakın dönemlerde, hatta aracın edinilmesinden sonra edinilen taşınmazlara davacının katkısı olduğu kabul edilmesine rağmen, aracın edinilmesine katkısının olduğunun kabul edilmemesi hayatın olağan akışına aykırı olmuştur. O halde, Mahkemece, tasfiye konusu araca da davacının ziynet eşyaları ile belirlenen % 30 katkı payı oranı ile katkısı olduğunun kabul edilerek alacağa hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı kadının bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davacı kadının tasfiye konusu araç yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.