Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/7886 E. 2023/5442 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7886
KARAR NO : 2023/5442
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/985 E., 2022/1111 K.
KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı-karşı davacı kadının tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı … ve vekilleri gelmediler. Karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı … ile vekili Av. … geldiler. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 800.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; erkeğin ailevi görevlerini yerine getirmediği, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, tarafların belli süredir ayrı yaşadıkları, erkeğin … isimli bir kadınla ilişkisinin olduğu, buna dair sosyal medya yazışmalarının, el ele dolaştıklarını gösterir fotoğrafların dosya arasında olduğu, kadının ise kusurunun ispatlanmadığı gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yarraına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından hükmün tamamı, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.06.2020 tarihli ve 2019/2403 Esas, 2020/570 Karar sayılı kararıyla; toplanan delilerden erkeğe kusur olarak yüklenen ailevi görevlerini yerine getirmediği, vakıasının kadın tarafından dilekçelerinde dayanılmadığı, bu nedenle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, tüm tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde erkeğin güven sarsıcı davranışta bulunduğu vakıasının ise subüt bulduğu, kadının da “Sen kendi hayatını yaşa, bende kendi hayatımı yaşayayım” demek sureti ile ayrı evde yaşamaya başladığı, tarafların diğer iddialarını ispat edemedikleri, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tespit edilen bu davaranışlarına göre boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin ağır kadının hafif kusurlu olduğu, bu kapsamda erkeğin davasının da kabulü gerektiği gerekçesi ile davacı-karşı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davacı karşı davalı erkeğin davasının da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı-karşı davalı erkeğin sair, davalı-karşı davacı kadının tüm istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek tarafından, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 18.01.2021 tarih ve 2020/5190 Esas, 2021/273 Karar sayılı ilamı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 24.03.2021 tarihli ve 2021/194 Esas, 2021/586 Karar sayılı kararı ile; davalı-karşı davacı kadın yararına kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 90.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 05.07.2021 tarih ve 2021/4849 Esas, 2021/5755 Karar sayılı kararı ile; Dairece daha önce verilen bozma kararında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayacak şekilde kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, erkeğin tüm, kadının ise sair temyiz itirazlarının reddiyle, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
3.Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin 06.10.2021 tarih ve 2021/1105 Esas, 2021/1559 Karar sayılı kararı ile; kadın yararına 200.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 06.10.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 13.04.2022 tarihli ilamı ile yeniden kurulan maddî ve manevî tazminatlara yönelik hükmün bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmadığı gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, faiz başlangıcına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararla bozma ilamına uyulmakla; davalı-karşı davacı kadının tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile 450.000,00 TL maddî, 175.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak, kadına verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince faiz başlangıcının hatalı olarak gösterildiğini, daha önceden hüküm altına alınan tazminatlara kararın kesinleştiği tarihten itibaren faiz yürütüldüğünü ve bu hususun onanarak kesinleştiğini, faiz başlangıcının kararın kesinleşme tarihi olması gerektiğini, kararın gerekçesiz olduğunu, kadının da kusuru olduğunu ve süresiz nafakaya hükmedildiğinin göz ardı edildiğini, manevî zararın müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin kusurunun ispatlanmadığını, müvekkilinin çalışmadığını, tazminatların fahiş olduğunu belirterek, hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin dosya kapsamı itibari ile bir çok taşınmazının olduğunu, erkeğin ağır kusurlu olduğunu, müvekkili yararına takdir edilen tazminatların son derece düşük olduğunu, dilekçelerinde talep edilen doğrultusunda tazminat istemlerinin tamamıyla kabul edilmesi gerektiğini belirterek, maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı ile faizin başlangıç tarihi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesi uyarınca hüküm altına alınan maddî ve manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren muaccel hale geleceği ve boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren faize hükmedilebileceği, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesince 24.03.2021 tarihli kararında da boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren yasal faize hükmediliğinin anlaşılmasına göre; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin …’dan alınarak …’ye verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.