Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/7870 E. 2023/5447 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7870
KARAR NO : 2023/5447
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/726 E., 2022/917 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/391 E., 2022/102 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer’ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı karşı davalı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı davalı .. vekili Av. … ve karşı taraf temyiz eden davalı davacı … vekili Av. … geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle ; erkeğin, müvekkili ve çocuklara yönelik psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkiline yönelik cinsel ve sözel şiddet, kafasına silah dayama gibi eylemlerinin olduğunu, önemsemediğini, sadakatsiz olduğunu, ikinci bir telefon kullandığının ortaya çıktığını, müvekkilinin farklı zamanda farklı kişiler tarafından aldatıldığını öğrendiğini, psikolojik rahatsızlıkları bulunan ve yıllardır bu nedenle tedavi gören 14 yaşındaki ortak çocuk …’a fiziksel şiddet uyguladığını, çocuğa ağza alınmayacak hakaret ve küfürler ettiğini, ortak konutun kapı kilidinin değiştirdiğini, tehditlere bulunduğunu, müvekkilinin iki kere burnunu kırdığını, aşağıladığını, sözlü şiddet uyguladığını, evin içinde silahla ateş ettiğini, müvkekilinin evine giremediğini, eşyalarını kullanamadığını, kredi kartlarını iptal ettirdiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesini, ortak çocuklar için aylık 15.000,00’er TL tedbir ve ştirak nafakasına, müvekkili için aylık 25.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000.000,00 TL maddî, 1.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2- Davacı-karşı davalı kadın vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, dosyaya ibraz edilen kamera ve ses kayıtlarının hukuka aykırı delil olduğunu, odaya kamera takıldığından davacı kadının bilgisi olmadığını, dosyaya sunulan resim ve görüntülerdeki kadının müvekkili olmadığını, erkeğin boşanmak istememesi nedeniyle “seni mahvederim, beş parasız sokakta kalırsın, sürünerek hakkını ararsın, seni süründürürüm” tehditlerinin sonucu olarak kötü niyetle delil üretmeye çalışılması olduğunu, erkeğin otel çalışanlarıyla birlikte kurgulayarak gizlici kamera yerleştirdiğini ve planladığı senaryoyu hayata geçirdiğini, erkeğin 01.08.2018’de müvekkilini… Otel’de aldattığın, bu olay sonrası kadının boşanmak istediğini, erkeğin ise şartlarının uygun olmadığını, otel inşaatı bitince bu konuyu konuşabileceklerini söylediğini, kadının odasında gizli kamera olduğunu fark edince teknisyen olan…’yi çağırıp ne şekilde takıldığını sorduğunu, odada yalnız olduklarını, silah çekme vs. iddialarının yalan olduğunu, o sırada … ve bakıcısının da otelde olup konuşma sırasında odaya girip çıktıklarını, şirketi dolandırma iddiasının yalan olduğunu, imza yetkilisi tek kişinin erkek olduğunu, sevgilisi olduğu ve pahalı hediyeler aldığı iddiasının yalan olduğunu, kadına rahim ağzı kanseri başlangıcı teşhisi nedeniyle tedavi başlandığını, erkeğin çocuklara anneyi kötülediğini, dosyaya sunulan fotoğraf ve kayıtları kadının ailesi, akrabaları ve arkadaşlarına da gönderdiğini, tüm kusurun erkekte olduğunu belirterek karşı dava taleplerin reddine, asıl dava ve taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçelerinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, kadının şirkette çalışan kendisinden 20 yaş küçük … ile cinsel ilişki görüntülerinin ortaya çıktığını, bunun üzerine kadının aynı gece şirket kartlarıyla onlarca ATM’den para çektiğini, polis tarafından gözaltına alındığını, o gece yanındakilerle birlikte gözaltında kaldığını, görüntülerden uyuşturucu kullandığını da düşündüklerini, ses kayıtlarından da kadın ile sevgilisi ve onlara yardım eden iki kişinin şirketi zarara uğratmak için planlar yaptığını, sonrasında yapılan araştırmada kadın ile …’in ev tuttukları, yurt içi seyahat ve tatillere gittikleri, …’yı da götürdükleri, otel kamera kayıtlarından otelden eşya çaldıkları, depodaki malzemeleri eksilttikleri, kadının, …’e pahalı hediyeler aldığının, yine otelde yakınlaşmaları olduğunun ortaya çıktığını, kadının silahla alıkoymaktan ifadesi alınıp serbest bırakıldıktan sonra uzaklaştırma kararı tebliğ edilmeden önce eve gidip çilingirle açtırıp kilidi kırdığını, ihbar üzerine tekrar gözaltına alındığını, üzerinde ve arabasında kişisel eşyalarına rastlandığını, sadece burunla sınırlı olmayan estetik operasyonlarını da sevgilisi için yaptırdığının bu haliyle anlaşıldığını, karşı davalı kadının silahlara düşkün olup ev içerisinde de bizzat onun ateş ettiğini, son olayda da çalışanı silahla alıkoymaktan hakkında şikayet olduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun’un 161 ve 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar için aylık 5.000,00’er TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili yararına 10.000.000,00 TL maddî, 10.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin agresif yapıda olup, kadına hakaretvari tavırlar sergilediği, hamileyken kötü davrandığı, tartışmalarda hırçın davranışlarda bulunduğu, kızı …’ya vurduğu, evlilik devam ederken ortak hanenin kilidini değiştirerek kadını içeri almadığı, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları da gözönüne alındığında evlilik birliğnin temelinden sarsıldığı, her ne kadar kadın tarafından yasak usüllerle gizli kamera konularak görüntü ve ses kaydı elde edildiğinden iddia edilmiş ise de, yapılan keşifte söz konusu gizli kameranın konulduğu yerin ofis katı olup muhasebe vs. gibi otel yönetimine ait ofis katında bulunan yönetici odasında kurulduğu, söz konusu yönetim odasının erkeğin kullandığı, zaman zaman da kadının kullandığı, dosyada delil olarak sunulan CD görüntüsünün yönetim odasındaki tam orta tavandaki havalandırmaya takıldığının düşünüldüğü, söz konusu gizli kameranın kurulmasının kadına duyulan şüpheden kaynaklandığı, ortak kullanılan alana yerleştirilen kamera ve ses kaydının meşru olmayan hal ve sesleri tespit etmesinde özel hayatın gizlililğinden sözedilemeyeceği, keza delil olarak dosyaya getirtilen kadının otel kayıtlarından, kadının …Afyonkarahisar oteline 15.02.2020 günü saat 21:20 itibariyle giriş yaptığı, otelden 16.02.2020 günü saat 15:27 itibariyle çıktığı, MCG …Termal Hotel’e ise 16.02.2020 günü saat 02:26 itibariyle giriş yaptığı, ilgili otelden 16.02.2020 günü saat 13:22 itibariyle çıkış yaptığının tespit edildiği, kadının 16.02.2020 günü saat 02:26 itibariyle MCG …Termal Hotel’in 302 nolu odasında dava dışı “… K” ile kaldığı hususunun gelen İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nün cevabı yazısı ile netlik kazandığı, aldatma eyleminin ispatlandığı yönünde oluşan kanaat uyarınca hak düşürücü süre içinde açılan erkeğin de davasının kabulu gerektiği, gerek dinlenen tanıklar gerekse uzman görüşleri neticesinde ortak çocukların üstün yararlarının anne şevkati altında, alıştıkları ortamda, okullarında bildikleri düzende yaşamaları yönünde oluşan kanaat uyarınca ortak çocukların velâyetlerin anneye tevdii edildiği ortak çocukların okudukları okul kayıtları, okul giderleri ve masrafları nafakanın belirlenmesinde esas tutulmak üzere araştırılmış, ortak çocuklar için yapılacak giderler alıştıkları sosyal statü ve ekonomik durumun değiştirilmemesinin sağlanması maksadı ve babanın bu imkanı evlatlarına sağlayacağı yönünde dosyadaki araştırma neticesinde küçük … için 15.000,00 TL, … için ise 10.000,00 TL iştirak nafakasına hükmetdildiği, kadının boşanma halinde yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından bu husustaki talebinin reddedildiği, kadın tarafın daha ağır kusurlu bulunması nedeniyle kendi açtığı madde-manevî tazminat talepleri reddedildiği, erkeğin maddî tazminat talebinin ise boşanma ile maddî yönden zarara uğrayacağı yönünde herhangi bir delil bulunmadığından reddine karar verildiği, ancak manevî tazminat yönünden aldatma eylemi nedeniyle yaşanan ruhi sıkıntı, elemin bir nebze de olsa hafifletilmesi maksadı ile kadın tarafın ekonomik durumu da gözönüne alınarak 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile asıl davanın 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin bir ve ikinci fıkrası, karşı davanın anılan Kanun’un 161 ve 166 ncı maddesi uyarınca kabulüne tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk … için aylık 15.000,00 TL, … için aylık 10.000,00 TL iştirak nafakasına, tedbir nafakalarının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, erkek yararına 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun ispatlanmadığını, erkeğin kusurlu davranışları nazara alındığında erkeğin ağır kusurlu olduğunu, aldatma iddiasının doğru olmadığını, hukuka aykırı delillerin Mahkemece dikkate alındığını, aldatma iddiası kabul edilecek olsa dahi tarafların eşit kusurlu sayılması gerektiğini, erkek tanıklarının gerçek dışı beyanda bulunduklarını, erkeğin tanıklarının beyanlarının kendi içerisine çelişkili olduğunu, müvekkilinin tüm iddialarının ispatlandığını, müvekkili yararına yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğunu, tedbir ve iştirak nafakalarının az olduğunu, belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuklar yararına hüküm altına alınan nafakaların ve müvekkili yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, müvekkilinin reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri, müvekkili aleyhine hükmedilen manevî tazminat yönünden, İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece ikinci tanık listesinde yer alan kadın tanıklarının dinlenmesinin usule aykırı olduğunu, tanıklarla müvekkili arasında husumet olduğunu, beyanlarının hükme esas alınamayacağını, aralarında soruşturma dosyaları olduğunu, müvekkilinin kusurunun ispatlanmadığını, ortak çocukların tüm giderlerinin baba tarafından karşılanmasına rağmen fahiş miktarda nafakaya hükmedildiğini belirterek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarı, velâyet düzenlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamında usulüne uygun olarak dayanılan vakıa ve deliller dikkate alındığında Emniyet müdürlüğünden gelen resmi kayıtlar kapsamında hukuka aykırı deliller ve tanık beyanları dikkate alınmaksızın kadının eşi dışında bir erkekle otel odasında konakladığı sabit olduğundan eşini aldattığı ve zina eyleminin sabit olduğu, erkeğe hamileyken eşine kötü davranma kusuru yüklenmiş ise de kadının son hamileliğinin 2010-2011 yılına denk geldiği, bu tarihten sonra tarafların evlilik birliğine devam ettikleri dikkate alındığında, erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, yine erkeğin, kadına hakaret vari tavırları, tartışmada hırçın davranması kusur olarak yüklenmiş ise dosya kapsamı itibariyle bu kusurların ispatlanmadığı, dikkate alınarak erkeğe yüklenen bu kusurların gerekçeden çıkarılması gerektiği ancak dosya kapsamında usulüne uygun olarak toplanan deliller dikkate alındığında erkeğin diğer kusurlu eylemlerinin sabit olduğu, bu haliyle de kadının ağır, erkeğin hafif kusurlu olacağı, kadın vekilinin, usulüne uygun olarak verdiği delil listesindeki üç tanığının ismini bildirmediği, tanıklarının isim ve adreslerini bildirme hakkını saklı tuttuğu, Mahkeme tarafından verilen kesin süre içerisinde de bu tanıklarının isim ve adreslerini bildirdiği, kadının tanıkları …, …ve …’ın ikinci tanık listesi olarak kabul edilemeyeceği, erkek tanığı olarak dinlenen ve halen iş yerinde otel çalışanı olarak çalışan tanıklara çekilme hakları yasal olarak hatırlatıldığı, tanıklık yapacaklarını beyan etmeleri üzerine yeminli olarak beyanlarının alındığı, tanıklık yapmalarına engel durum olmadığı, kadına verilen kusurlar tanık beyanları esas alınarak verilmediği, erkeğin sabit olan kusurlarının da husumetli tanıkların beyanı esas alınarak verilmediği, bu haliyle; tarafların tanıklara yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği, dosya kapsamında kamera kayıtlarına delil olarak dayanıldığı, söz konusu kamera kayıtlarını taraflarca işletilen otelin taraflarca kullanılan çalışma ofisinde olduğu, otelde özel alanlar dışında gizli kameralar bulunduğunun açıklayıcı şekilde koridorlarda yazılı olduğu, sadece kadın tarafından kullanılan özel bir alana takılmadığı dikkate alındığında, hukuka uygun delil olduğu dikkate alınarak kamera kayıtlarına yönelik kadının istinaf taleplerinin reddine karar verildiği, erkeğin zina nedeniyle boşanma iddiasını ispatladığı, tarafların ortak çocuklarının kurulu düzeni özellikle ortak çocuk …’nın psikolojik rahatsızlığı, çocukların uzman raporundaki ayrıntılı beyanları dikkate alındığında velâyetlerinin anneye verilmesi, baba ile kişisel ilişki kurulması, ilişki süresinin yeterliliği, içtihatlara uygun olduğu dikkate alındığında erkeğin velâyet ve bu kapsamda kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin reddine karar verildiği, kadının ağır kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası ve tazminat koşulları kadın lehine oluşmayacağından kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddinin usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkeleri, dikkate alındığında manevî tazminat miktarının yüksek olduğu gerekçesi ile davalı karşı davacı erkek vekilinin vakıaya yönelik istinaf talebinin kabulüne, kusura yönelik istinaf talebinin reddine, davacı karşı davalı kadının, manevî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile Mahkeme kararının ilgili bendinin kaldırılmasına, erkek yararına 100.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin tüm iddialarının kanıtlandığını, erkeğin süre gelen fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddetinin olduğunu, erkeğin ağır kusurlu olduğunu, müvekkiline ve ortak çocuğa erkeğin ağır fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin 2 yalan tanıkla zina iftirasında bulunduğunu, aldatma iddiasını kabul etmemekle birlikte, kabul edilse dahi müvekkilini ağır kusurlu olmadığını, dosyaya sunulan video, fotoğraf ve ses kayıtlarının hukuka aykırı yaratılan delil niteliğinde olduğunu ve dikkate alınamayacağını, otel kayıtlarının da sahte olduğunu, erkeğin tanıklarının yalancı tanıklıkta bulunduğunu, erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşmadığını, erkek yararına manevî tazminat koşullarının oluşmadığını, müvekkili yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, ortak çocuklar için hüküm altına alınan nafakaların az olduğunu, ortak konutun ortak çocuklara ve müvekkiline tahsis edilmesi gerektiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen manevî tazminat, müvekkilinin reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ile ortak çocuklar için hüküm altına alınan nafakaların miktarı, yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin ispatlanmış kusurlu bir davranışının olmadığını, kadının davasının kabulüne esas somut delil olmadığını, müvekkilinin hakkında uzaklaştırma kararı bulunan, kendisini tehdit eden ve silahları bulunan kadına karşı meşru bir sebeple ortak hanenin kapı kilidini değiştirdiğini, bu hususun haklı bir sebebe dayandığını, müvekkiline kusur olarak yüklenemeyeceğini, müvekkilinin ortak çocuğa şiddet uygulamadığını, kadının ikinci tanık listesinde yer alan tanıklarının usule aykırı dinlendiğini, çocukların tüm giderlerinin baba tarafından karşılandığını buna rağmen fahiş nafakaya hükmedildiğini, müvekkili yararına hükmedilen manevî tazminatın az olduğunu, kadının zina kararını istinaf etmediğini bu nedenle temyiz konusu da yapılamayacağını, zina davasının istinaf edilmemesi sebebiyle artık ona bağlı manevî tazminatın da kesinleştiğini belirterek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarı, müvekkili yararına hükmedilen manevî tazminatın miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların boşanma davalarının kabulü koşullarını oluşup oluşmadığı, davacı karşı davalı kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî tazminat, manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı ile ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü, 6 ncı maddesi, 161 inci, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı, 182 nciu, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin…’den alınıp Kemal’e verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.