Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/7824 E. 2023/5440 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7824
KARAR NO : 2023/5440
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1333 E., 2022/1327 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/274 E., 2022/146 K.

Taraflar arasındaki evliliğin yokluluğunun tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin yokluğunun tespitine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı … vekili Av. … …ve karşı taraf davacı … vekili Av…. geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların, 02.03.1989 tarihinde kendileri nikah memuru huzuruna gitmedikleri halde resmi nikahlarının kıyıldığını ve bu evlilikten …ve …isimli iki tane ortak çocuklarının olduğunu, söz konusu resmi nikahtan önce tarafların 15.01.1985 tarihinde imam nikahlı olarak evlendiklerini, 4 yıl imam nikahlı olarak evli kaldıktan sonra davalının ortak çocuk Harun Reşit’e hamile kalması ile sıkıntı çıkmaması için tarafların yokluğunda, müvekkilinin babası tarafından köy muhtarına gidilerek tarafların yerine imza atılıp … Nüfus Müdürlüğü’ne kaydın işletilmesi suretiyle resmi nikahlarının kıyıldığını, resmi nikahın … Köyü Muhtarlığı’nda Muhtar Müştü Arslan tarafından kıyıldığını, ancak nikah tarihinde müvekkili ve davalının muhtarlıkta köyde dahi olmadıklarını, gıyaplarında nikah kıyıldığını, işlemleri davacının babasının yaptığını, muhtarın da evlendirme defterini Nüfus Müdürlüğü’ne bildirdiğini ve tarafların evlenmiş sayıldığını, bu hususun evlendirme defterinde tarafların yer aldığı sayfadaki imza örnekleri karşılaştırıldığında anlaşılacağını, resmi nikah memuru önünde birlikte bulunmayıp, ortak irade açıklamasında bulunmayan tarafların evliliklerinin hiç kurulmamış sayılacağını ve yok hükmünde olduğunu, bu durumda tarafların evliliklerinin yokluk ile hükümsüz olduğunu beyan ederek, tarafların evliliğinin yok hükmünde olduğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; bu evliliğin gerek yürürlükteki Medeni Kanun’a ve bu kanuna bağlı evlilik mevzuatına gerekse 743 sayılı eski Medeni Kanun’a uygun olarak gerçekleştiğini, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu üzere Türk Medeni Kanunu’na göre evliliğin, tarafların olumlu sözlü cevaplarını verme anında kurulmuş sayıldığını, bu bakımdan davacının iddiaları doğru olsa bile tarafların evlilik cüzdanına imza atıp atmamış olmalarının evliliğin geçerliliğine halel getirecek bir husus olmadığını, tarafların evlilik akdine imza atıp atmamalarının evliliğin kurulmasına etki edecek bir unsur hatta şart olmadığını, tarafların evlenmiş olduğu yıllarda geçerli olan Kanun’un 97 inci maddesi gereğince, geçerli bir evliliğin imza atma şartına bağlanmadan şifahen yani sözlü olarak beyan edildiği takdirde kurulmuş olacağını, evlilik akdinin 15 gün süre ile ilan edileceğini, bu akitle alakalı gerek taraflar gerekse üçüncü kişilerin de bu akde itiraz edebileceğini, aksi takdirde süresi geçtikten sonra yapılacak itirazın bir sonuç doğurmayacağını, tarafların 32 yıldır evli olduklarını ve ortak iki çocuğu bulunduğunu, davacının bunca zaman evlilik akdinin geçersizliğini ileri sürmediğini, boşanma davası açılınca kusur durumundan ve müvekkili Fındık’a ödeyeceği muhtemel tazminat bedelinden ve nafaka sorumluluğundan kendini kurtarmak amacıyla böyle iddiada bulunduğunu, kendi öz babasının ve dönemin köy muhtarının da resmi belgede sahtecilik suçlarını işleyerek kendisini … ile evlendirdiklerini ifade ettiğini, davacının 32 yıl boyunca bu evliliğe karşı hiçbir itirazının olmamasının, müvekkili tarafından boşanma davası açıldıktan sonra böyle bir iddianın ortaya atılmasının bütün vicdanları incitecek bir hal olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlilik akdinin yapıldığı … Köyü evlendirme kütük defterinin dosya arasına alınarak incelenmesinde; tarafların evlenme akdinin bulunduğu 17 sahife nolu sayfada evlenmenin kurucu unsurlarından olan evlenmek isteyen kadın ve erkeğin imzasının bulunmadığı, evlenme akdinin ayırt etme gücüne sahip ergin iki tanığın önünde yapıldığına ilişkin tanık isim ve imzalarının bulunmadığı, dinlenen tanıkların hiç birisinin tarafların evlenme törenine şahit olmadıkları, tarafların, evlendirme memuru önünde, evlenmek istediklerini beyan ettiklerine dair görgüye dayalı bir tanığın bulunmadığı bu kapsamda tarafların evliliğinin yok hükmünde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların evliliğin yokluğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadın ve erkeğin evlenme iradesini yetkili memur önünde beyan etmesi ile kurulacağını, müvekkilinin ve davacı tarafın imzasının bulunmamasının akdin geçerliliğini etkilemeyeceğini, dönemim köy muhtarının yaşayıp yaşamadığı araştırılarak, yaşıyorsa beyanının alınmadan eksik inceleme soncu hüküm tesis edildiğini, dinlenen hiç bir tanığın tarafların gerçekte evlilik yapmadıklarını beyan etmediklerini, davanın ispatlanmadığını, tarafların iddianın aksine resmi memur önünde usule uygun şekilde evlilik akdini tesis ettiklerini, eldeki davanın müvekkili tarafından açılan boşanma davasından sonra kötü niyetle açıldığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında gerçekleştirilen evlilik akdinin geçerli olup olmadığı, evlenmenin yokluğuna karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 97 nci maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı, 138 ile 155 inci maddeleri, 14.06.1965 tarihli 3/3 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı.

3.Değerlendirme
Dosya kapsamı ve nüfus kayıtlarına göre, tarafların 02.03.1989 tarihli evlilik akitlerinin nüfusa tescil edildiği, 1986 ve 1989 doğumlu iki çocuklarının bulunduğu, davanın açıldığı tarihe kadar evlilik akdi kapsamında 32 yıl boyunca fiilen birlikte yaşadıkları sabittir. Eldeki dava, 17.06.2021 tarihinde açılmış, dava dilekçesinde evlilik akdinin yapıldığı sırada tarafların nikah memuru huzuruna gitmedikleri ve gıyaplarında evlilik akdinin icra edildiği iddiası ile evliliğin yokluğunun tespitine karar verilmesi talep edilmiştir. Dosya arasına alınan ve evlilik akdinin tesciline esas, … Köyü Muhtarı tarafından düzenlenen resmi belge niteliğine haiz … Köyü Evlendirme Kütük Defteri belgesinde; tarafların nüfus bilgilerinin ve fotoğraflarının bulunduğu, kadın ve erkeğin “evlenmek istediğini beyan etmesi” üzerine evrakın düzenlendiği, evrakın yetkili köy muhtarı tarafından imzalandığı ve mühürlendiği, buna karşın tarafların ve şahitlerin imza kısımlarının boş bırakıldığı görülmüştür. 14.06.1965 tarihli 3/3 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararında da açıkça belirtildiği üzere, evlenmenin geçerli biçimde kurulabilmesi için evlendirme memuru önünde tarafların karşılıklı olarak bu yöndeki iradelerini açıklamaları gerekli ve yeterlidir. Keza, 4721 sayılı Kanun’un 155 inci maddesi uyarınca da evlendirmeye yetkili memur önünde yapılmış bir evliliğin kanunun diğer şekil şartlarına uyulmaması sebebiyle butlanına karar verilemeyeceği gibi, evlilik akti sırasında şahit bulunmaması da tek başına evlilik akdini geçersiz kılmaz. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. 6100 sayılı Kanun’ın 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında kural olarak ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davacı tarafça, evlendirme akdinin kadın ve erkeğin gıyabında yapıldığı iddia edilmiş ise de, bu iddiasına ilişkin hiç bir delil sunulmamıştır. Dosya arasına alınan 02.03.1989 tarihli resmi evrak niteliğindeki … Köyü Evlendirme Kütük Defteri’ne göre tarafların yetkili memur önünde evlenmek istediklerini beyan ettikleri hususu nikah akdini gerçekleştiren yetkili memurun mühür ve imzalı beyanı ile tasdik edildiğine ve bu durumun gerçeğe aykırı olduğu iddiası, davacı tarafından ispatlanamadığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırıdır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.Yukarıda paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine,

21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.