Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/7202 E. 2023/4994 K. 31.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7202
KARAR NO : 2023/4994
KARAR TARİHİ : 31.10.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1582 E., 2022/553 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/231 E., 2020/196 K.

Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın … kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı … kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; 31.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde taraflardan kimsenin gelmemiş olduğu belirlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen gününde yapılan inceleme sonucunda;

… kadın vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, … kadın aleyhine birleşen davada aleyhine tespit edilen ve hüküm altına alınan miktar 77.500,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; … kadın vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

… kadın vekilinin asıl dava yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü

I. DAVA
… kadın dava dilekçesinde; 55 ada (yeni 1639 ada) 4 parselde kayıtlı 125 m² arsa üzerindeki 4 kat + bodrum kattan oluşan binanın davalı-davacı üzerine olduğunu ve Sinop’ta bulunan ve yine davalı üzerine olan 3 odalı tek katlı taşınmaz olduğunu, tüm birikimlerinin bu taşınmazların ediniminde harcandığını belirterek; taşınmazların yarı hisselerinin kendi adına tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde; 55 ada (yeni 1639 ada) 4 parsel sayılı taşınmazın mal ayrılığı döneminde müvekkiline kalan miras ve kişisel katkılarıyla edinildiğini, taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejimine göre tasfiye edilemeyeceğini; Sinop’ta bulunan taşınmazın da müvekkiline miras kaldığını; davacı-davalının müvekkilinden habersiz olarak kendi adına taşınmaz aldığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl dava yönünden; 1634 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ifraz işlemi ile 24.09.1991 tarihinde davalı-davacı adına tescil edildiği, evveliyatında 19.02.1982 tarihinde satın alındığı, edinme tarihi itibariyle taşınmazın davalı-davacının kişisel malı olduğu; Sinop’ta bulunan taşınmazın ise davalı-davacının babası adına kayıtlı olduğu, davalı-davacıya miras nedeniyle intikal edecek mal varlığının yasa gereği kişisel mal olduğu, davacı-davalının bu taşınmazlarla ilgili talebinin katkı payı alacağı olduğu kabul edildiğinde mutlaka para ya da parayla ölçülebilen maddî veya hizmet değerleriyle katkıda bulunmanın gerektiği, davacı-davalının ise ev hanımı olduğu, kaldı ki davacı-davalının talebinin tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu, mal rejimi sona erdiğinde eşlerin tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak haklarının doğduğu kural olarak eşlerden birine ait malvarlığında diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamayacağı, mal rejiminin tasfiye isteğinde bulunan eşe tanınan hakkın ayni olmayıp şahsi alacak hakkı olduğu, bu kuralın istisnalarının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 226 ncı maddesinin 2 fıkrası ve 240 ıncı maddesinde tahdidi olarak belirtildiği, somut olayda bu istisnai durumların da söz konusu olmadığı gerekçesiyle; asıl davanın reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, birleşen dava yönünden; 254 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 1/10 hissesinin 15.12.2003 tarihinde satış suretiyle … adına tescil edildiği, yasa gereği diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı, yasadan kaynaklanan bir hak olup bu hakkı talep eden eşin gelirinin bulunması veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek olmadığı, taşınmazın davacı-davalını kişisel malı olduğu veya kişisel malından yapılan katkı ile edinildiğinin somut delillerle ispat edilemediği, taşınmazın tasfiye tarihi olan karar tarihine yakın tarih itibariyle 155.000,00 TL olup bu değerin yarısı oranında davalı-davacının katılma alacağı bulunduğu gerekçesiyle; birleşen davanın kabulü ile, 77.500,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacı-davalıdan alınarak davalı-davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde … kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
… kadın istinaf dilekçesinde; asıl dava yönünden Mahkemenin davalı-davacı adına kayıtlı bina için katılma alacağı davasını ret etmesinin hukuka aykırı olduğunu, gerekçenin hakkaniyetli olmadığı gibi kişisel mal olduğuna ilişkin dosyada herhangi bir delil de olmadığını, kural olarak edinilmiş mal olduğunu, aksinin davalı-davacının ispatlaması gerektiğini, gerek arsa alınırken gerekse inşaat yapılırken düğünde takılan takı ve ziynet eşyalarını verdiğini, ayrıca yine o zamanlarda hem bostan kiralayıp sebze yetiştirerek hem de ev temizliğinde çalışarak elde ettiği kazancını tamamen bu taşınmaz için harcadığını, Mahkemede dinlenen şahitlerin de bu durumu açıkça ifade ettiklerini; Sinop’taki taşınmaz yönünden de ret kararını kabul etmediğini, yaz mevsimlerinde köylerine gittiğinde kestane toplayıp sattığını, buradaki kazancını da köydeki inşaata sarfettiğini, bu inşaata harcadığı paradan hak sahibi olduğunu; birleşen dava yönünden de evlilik süresince edinilen davalı-davacı adına edinilen taşınmazlar yönünden dava ret edilirken, kendi adına kayıtlı olan taşınmaz için davalı-davacının açtığı davanın ise kabul edilmesinin başlı başına bir çelişki ve kanuna aykırı olduğunu, bu evi çalışarak biriktirdiği ve annesinin vefatından sonra miras olarak kalan para ve dünüründen aldığı borç ile satın aldığını, söz konusu taşınmazın tamamen kişisel malı olduğunu, davalı-davacının hiçbir katkısı olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl dava yönünden; davacı-davalının yarı hissesinin … adına tesciline karar verilmesinin talep edildiği, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer eşin mülkiyet veya diğer bir ayni hak talebi söz konusu olamayacağı, ayrıca Sinop’taki taşınmazın davalı-davacı adına kayıtlı olmadığı anlaşılmakla asıl davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, birleşen dava yönünden ise, 254 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 1/10 hissesinin edinim tarihine göre edinilmiş mal olduğu, mal rejiminin devamı süresince bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı olduğu, bilirkişi tarafından belirlenen sürüm değerine göre davalı-davacının katılma alacağı hesaplandığını anlaşılmakla birleşen davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde … kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
… kadın vekili temyiz dilekçesinde, gerekçeli kararın kanunların öngördüğü gerekçeli karar olma vasfını taşımadığı, bilirkişi raporunda tespit edilen eksiklikler tamamlanmadan karar verildiğini, binanın tanık beyanlarına göre peyderpey yapıldığını ve kaçak inşaat nedeniyle davalı-davacı adına kesilen para cezalarından inşaatın bitim tarihinin 01.01.2004 olduğunun sabit olduğunu, inşaatın bitim tarihinde göre binanın edinilmiş mal olduğunu ve müvekkili lehine hakkaniyete uygun bir katılma alacağı hükmedilmesi gerektiğini, binanın yapıldığı tarihinde tespit edilmesi gerektiğini, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini; Sinop’taki taşınmaz yönünden de katılma alacağının hesaplanabilmesi için keşif yapılmadığını, eksik ve hatalı inceleme ile karar verildiğini; 43 yıllık evlilikte müvekkilinin emeği yok sayılarak karar verildiğini, Mahkemenin hakimin davayı aydınlatma ödevini aykırı davrandığını, maddî ve hukuk açıdan belirsiz ve çelişkili noktaların açıklatılması gerektiğini; birleşen davadaki gerekçenin de yetersiz olduğunu, müvekkili adına kayıtlı taşınmazın müvekkilinin kişisel malı olduğunu, davalı-davacının edinilmiş mal olduğunu ispatlayamadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, talep, hukuki nitelendirme, ispat yükü, tasfiyeye dahil edilecek mallar, edinilmiş mal ve kişisel mal ayrımı noktasında toplanmaktadır. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ile katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 31 inci maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 297 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 716 ncı maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1953 tarih ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre … kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece, davacı-davalının tapu iptali ve tescil istemi yönünden mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hakkın ayni olmayıp, şahsi alacak hak niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması yerinde ise de, ayrıca davacı-davalının dava dilekçesinde katkı payı alacağı istemi bulunmamasına rağmen davacı-davalının talebinin katkı payı alacağı olarak kabul edilmesi halinde de katkısının bulunmadığı gerekçesiyle de kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. … kadın vekilinin birleşen dava yönünden temyiz dilekçesinin incelemesinde;

… kadın vekilinin birleşen dava yönünden temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. … kadın vekilinin asıl davayı temyizi yönünden;
1. … kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2…. kadın vekilinin İlk Derece Mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının KALDIRILMASINA, asıl davaya yönelik sonucu itibarıyla doğru olan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.