Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/6799 E. 2023/5802 K. 30.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6799
KARAR NO : 2023/5802
KARAR TARİHİ : 30.11.2023

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1110 E., 2022/106 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Bakırköy 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2015/900 E., 2018/875 K.

Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline karşı açmış olduğu boşanma davası neticesi evlilik birliğinin sona erdiğini ve tarafların Bakırköy 5. Aile Mahkemesinin 2014/614 Esas 2015/672 Karar sayılı kararıyla boşandıklarını, henüz kararın kesinleşmediğini, davalının ilk olarak açtığı boşanma davasının, kendi kusurlu olduğundan bahisle … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/1027 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu reddedildiğini, davalının daha sonra yasal 3 yıl biraraya gelememe sebebine istinaden açtığı boşanma davası kapsamında 21.08.2014 tarihinde açılan davanın kabul edildiğini, bu bağlamda 30.11.2005 tarihinden boşanma davasının ikame edildiği 21.08.2014 tarihine kadar edinilmiş mal rejimine tabii olduklarını, davacı ev kadını olup katılma alacağına konu olabilecek ve takas ve mahsup edilebilecek hiçbir geliri bulunmadığını, davalının ise katılma alacağına konu olabilecek şekliyle evlilik birliği içerisinde edinilmiş mal bağlamında 155 Ada 1 Parsel sayılı, 10 bağımsız bölüm nolu taşınmazı, … Plaka sayılı Toyota aracı, işyerinden aldığı maaş ve primleri, emekli olduğunda işyerinden almış olduğu kıdem tazminatı ve emekli maaşları olduğunu, keza müvekkilinin bilmediği araç veya gayrimjenkul edinimi olup olmadığının mahkemece varsa tespit edilmesini talep ettiklerini, davalının haksız ve kusurlu olarak evlilik birliğini bitirdiği dosya kapsamından sabit olduğunu, her ne kadar evlilik çok uzun sürmemiş de olsa müvekkilinin evlilik birliği içerisinde yaptığı çalışma katkı ve iyileştirmeler nazara alınarak davalının malvarlığı ve diğer tüm etmenler nazara alınarak münasip miktarda ve takdiren katkı payı alacağının hüküm altına alınması için işbu davayı ikame ettiklerini bildirerek fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak şimdilik belirsiz alacak davası niteliğinde olmak kaydıyla 10.000,00 TL artık değere katılma alacağının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte, keza yine fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik müvekkilinin evlilik birliği sürecinde yaptığı çalışma katkı ve iyileştirmeler, davalının malvarlığı ve diğer tüm etmenler nazara alınarak davalının edinimlerinde olumlu katkılarda bulunan davacının bu katkı payı alacağından şimdilik 1.000,00 TL’nin hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 22.05.2018 tarihli dilekçesi ile katılma alacağı talebini yasal faizi ile birlikte 167.543,00 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacı eşin evlilikleri süresince hiç çalışmadığını, müvekkilinin ise … Kozmetikte üretim sorumlusu olarak çalıştığını, kısa süren evlilik birliği içerisinde müvekkilinin evlendikten yaklaşık 5-6 ay sonra 155 Ada 1 Parsel, 10 nolu bağımsız bölümdeki daireyi 120.000,00 TL’ye satın aldığını, daire parasının çalıştığı iş yeri sahiplerinden olan …’tan 25.000,00 TL ve …dan 25.000,00 TL olmak üzere toplamda 50.000,00 TL’sini borç aldığını, bu paranın ilgili kişiler tarafından müvekkilinin Garanti Bankası Merter Şubesinde bulunan 6695816 numaralı hesabına gönderildiğini, evin alındığı tarihteki hesap dökümü incelendiğinde bu durum görüleceğini, dairenin kalan 70.000,00 TL’sinin ise Garanti Bankası Merter Şubesinden kredi olarak çekildiğini, kredi 10 yıl vade ile çekildiğinden bankaya geri ödemesinin 136.000,00 TL olduğunu, davacının evin alımında katkısı olmadığı gibi, müvekkili ile 18 ay birlikte kalan davacının daha sonra evi terk ettiği için ev satılana kadar bütün kredi ödemelerinin de müvekkili tarafından yapıldığını, davacının evin alınmasında ve kredi ödemesinde katkısı olmadığından dolayı, davacının bu evden katılım alacağı olmadığı gibi katkısı da bulunmadığını, müvekkilinin evin kredi borcunun bitmesine 2 yıl kala ödemelerini ve borçlarını ödemekte sıkıntı yaşadığı için evi satmak zorunda kaldığını, daireyi 150.000,00 TL’ye sattığını, satıştan aldığı parayı ödemelere verdiğini, 30.000,00 TL’den fazla Garanti Bankasına ödediğini, ev alırken çalıştığı iş yeri sahiplerinden 50.000,00 TL borç almış olduğu ve bu borcu bu tarihe kadar ödeyemediği için onu ödediğini, müvekkilinin davacı ve ortak çocuk için boşanma davası neticesinde bağlanan 500,00 TL nafakayı ödeyemediği için davacı tarafından icraya konulan nafaka alacağına karşılık toplamda 15.000,00 TL dosyaya ödeme yaptığını, davacı eş evden ayrılırken bütün eşyaları götürdüğü için yeniden ev eşyası almak durumunda kaldığını, müvekkilinin söz konusu aracı evlilik öncesi 2003 yılının ağustos ayında …Yayıncılık Ltd. Şti. adına Filo indiriminden faydalanmak için aldığını, ödemelerini 18 ay taksitler halinde şirketin muhasebecisi olan … adına göndererek yaptığını, evlendikten kısa bir süre sonra ilgili şirketin durumu kötüye gidince aracı kendi üzerine aldığını, bahsedildiği üzere, ilgili araç evlilik öncesi alınmış olup gerek banka dökümleri incelendiğinde gerekse tanık olarak dinletecekleri şirket sahip ve muhasebecisi dinlendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, davacı müvekkilinden emekli olduğunda almış olduğu kıdem tazminatından talepte bulunduğunu, müvekkilinin emeklilik neticesinde almış olduğu tazminat ile müvekkilin ilk evliliğinden olan kızı …’in Kıbrıs’ta özel üniversite de okuduğu için onun okul masrafları ile birlikte, aylık 300,00 TL olan nafakası müvekkili tarafından ödendiğini, ayrıca müvekkilinin bu evlilik birliğinin dağılmasından dolayı bozulan düzenini kurmakta harcandığını, yine davacı yanın nafaka borcunun toplu olarak ödendiğini bildirerek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların 30.11.2005 tarihinde evlendikleri, Bakırköy 5.Aile Mahkemesinin 06.10.2015 tarih ve 2014/614 Esas, 2015/672 Karar sayılı ilamı ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü maddesi gereğince boşanmalarına karar verildiği, hükmün 29.12.2015 tarihinde kesinleştiği, her ne kadar dava dilekçesinde davalı adına tescilli … plaka sayılı araç yönünden mal rejiminin tasfiyesi talep edilmiş ve bu aracın davalı tarafından 11.01.2007 tarihinde edinildiği belirtilmiş ise de, dosya kapsamına ve yeminli tanık beyanlarına göre bu aracın taraflar evlenmeden önce davalı tarafından alındığı ancak filo indiriminden yararlanmak için davalının bu aracı kendi adına değil tanık …T’nin sahibi ve genel müdürü olduğu …Yayıncılık Ltd. Şti. adına evlilik tarihinden önce 2004 yılında aldığı, evlilik öncesinde alınan bu aracın mal rejiminin tasfiyesine tabi tutulamayacağı, davalının kişisel malı olduğu, aracın ödemelerinin bir kısmının evlilik sonrasındaki tarihe sarktığı ve evlilik sonrasında bu araç için davalı tarafından herhangi bir ödeme yapıldığının davacı tarafça kanıtlanamadığı, bu nedenle … plaka sayılı araç yönünden davanın reddinin gerektiği, dava konusu taşınmazın ise evlilik birliği içerisinde 10.04.2006 tarihinde edinildiği, her ne kadar daha sonra bu taşınmaz davalı tarafından 27.12.2013 tarihinde dava dışı …’e satılmış ve boşanma davası 21.08.2014 tarihinde açılmış ise de, tarafların boşanma davasından çok önceden beri ayrı yaşadıkları, hatta daha önce de aralarında … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/1027 Esas sayılı dosyasında boşanma davası görüldüğü, davanın reddedildiği, bu ret kararından sonra da tarafların bir araya gelmedikleri, esasen bu sebeple Bakırköy 5.Aile Mahkemesinin anılan kararı ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, tüm bu sebeplerle, davalının, dava konusu taşınmazı davacının katılma alacağını azaltmak kastıyla devrettiğinin kabulünün zorunlu olduğu, her ne kadar davacı tarafça dava konusu taşınmazın banka kredisi de kullanılmak suretiyle alındığı belirtilmiş ise de, Bakırköy 5.Aile Mahkemesinin 2014/614 esas sayılı dosyasındaki boşanma davasının 21.08.2014 tarihinde açıldığı ve bu nedenle taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiye tarihinin 21.08.2014 olduğu, dava konusu taşınmazın tüm kredi ödemelerinin ise boşanma davası açılmadan çok önce 06.12.2013 tarihinde kapatıldığı, bu nedenle dava konusu taşınmazın tüm borç ödemesinin evlilik birliği içerisinde ve tasfiye tarihinden önce tamamlandığı, dava konusu taşınmazın karar tarihine en yakın değeri olan keşif tarihindeki değerinin 300.000,00 TL olduğu, bu sebeple davacının taşınmazdan kaynaklı olarak 150.000,00 TL katılma alacağının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacının katkı alacağına ilişkin talebinin reddine, davacının katılma alacağı talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 150.000,00 TL katılma payı alacağının karar tarihi olan 27.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve esas yönünden Anayasa ve yasalara aykırı olup bozulması gerektiğini, tarafların 18 ay birlikte yaşadıkları, davacının çeşitli bahanelerle müvekkili ile tartıştığını ve daha sonra müvekkili evde yokken eşyalarını alarak ortak konutu terk ettiğini, daha sonra tarafların boşandığını ve akabinde mevcut davanın açıldığını, taşınmazın sırf evlilik birliği içerisinde alınmış olması nedeni ile davalı tarafın katılma alacağının olduğunun söylenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bu yöndeki yerel mahkeme kararını kabul etmediklerini, davacının taşınmaz ile ilgili bir katkısı da bulunmadığından katılma alacağından bahsedilemeyeceğini, davacının katılma alacağı olmadığının, taşınmazın müvekkili tarafından alınıp ödemesinin müvekkili tarafından yapıldığının, borçları nedeni ile taşınmazı sattığı hususlarının Mahkemece dinlettiği tanıklarla sabit olduğunun belirterek, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehlerine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu İstanbul ili, … ilçesi, … Mahallesi, 155 ada 1 parsel sayılı 2. Kat, 10 nolu bağımsız bölümün 10.04.2006 tarihli satış sonucu tam hisse ile davalı … adına kaydedildiği, 27.12.2013 tarihinde …, 30.06.2015 tarihinde de …’e satıldığı, buna göre taşınmazın tarafların ayrı yaşadıkları dönemde üçüncü kişiye devredilmesinin 4721 sayılı Kanun’un 229 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında, diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yapıldığına dair yerel mahkeme tespitinin somut olayla örtüştüğü, dolayısıyla edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmazın eklenecek değer olarak tasfiyeye dahil edilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, kredi ödemesinin edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde tamamlandığı, davalı tarafından işyeri sahiplerinden alındığı iddia edilen borcun dinlenen tanık beyanından yine aynı dönem içinde geri ödendiği, sonuç olarak taşınmazın tasfiyeye tabi malvarlığı arasında bulunduğu kabul edilerek edinilmiş mal rejimi çerçevesinde tasfiye yapılarak, davanın kabulü ile davacının 150.000,00 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde öne sürdükleri sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma dava tarihinden önce satılan taşınmaz yönünden davacı tarafın katılma alacağının bulunup bulunmadığı, katılma alacağı varsa hesaplanması noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.