Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/6797 E. 2023/5513 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6797
KARAR NO : 2023/5513
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1806 E., 2022/971 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2015/122 E., 2020/15 K.

Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların evlilikleri süresince edindikleri malların davalı adına tescil edildiğini, aile konutu olarak kullanılan 455 ada 5 parsel 16 nolu bağımsız bölümün 1999 yılında alındığını, müvekkilinin bu taşınmazın edinilmesine ve iyileştirilmesine ziynet eşyalarını, kendisine ailesinden kalan mirasını ve ailesinden aldığı desteği davalıya vererek katkıda bulunduğunu; 117 ada 18 parsel 92 nolu bağımsız bölüm olan yazlığın 2009 yılında, aracın da 2012 yılında satın alındığını belirterek; evlilik birliği içinde edinilen 117 ada 18 parsel 92 nolu bağımsız bölüm ve araç yönünden alacak haklarının tespiti ile değerlerinin 1/2’sinin yasal faizi ile birlikte müvekkiline verilmesini, katılma alacağı olarak ödenmesini, 455 ada 5 parsel 16 nolu bağımsız bölümün alınması ve iyileştirilmesinde müvekkilin katkısının tespiti ile yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili 26.12.2019 tarihli dilekçesinde;24.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda, 455 ada 5 parsel 16 nolu bölüm yönünden katkı oranının % 20 olarak kabul edilmesi halinde müvekkilinin talep edebileceği katkı payı alacağı miktarının 82.976,29 TL, 117 ada 18 parsel 92 nolu bağımsız bölüm yönünden müvekkilinin talep edebileceği katılma alacağı miktarının 205.000,00 TL, … plakalı araç yönünden müvekkilinin talep edebileceği katılma alacağı miktarının 43.750,00 TL olarak tespit edildiğini belirterek; toplam 336.726,29 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; müvekilinin 1980 yılından 1994 yılına kadar kesintisiz bir şekilde muhasebecilik/mali müşavirlik mesleği ile iştigal ettiğini, davacının müvekkilinin yanında stajer olarak çalıştığını, bu şekilde tanışıp evlendiklerini, müvekkilinin 1994 yılında inşaat üzerine iki farklı şirket kurmak suretiyle ticaret yapmaya başladığını, 2009 yılında şirketleri tasfiye ettiğini, şirketlere danışmanlık yapmaya devam ettiğini, davacının evlendikten sonra bir gün dahi gelir getirici bir işte çalışmadığını, müşterek bütçeye bir katkısı bulunmadığını, 455 ada 5 parsel 16 nolu bağımsız bölümün 1991 yılında müvekkilinin kazancı ile alındığını, davacının hiçbir katkısı olmadığını; 117 ada 18 parsel 92 nolu bağımsız bölümün ise müvekkilinin 1987 yılında üye olduğu kooperatiften aldığı taşınmazı 2002 yılında satılmasından elde edilen para ile alındığını, mülkiyetin kazanım tarihinin 2009 olmadığını bu sadece tapunun alındığı tarihi gösterdiğini, mülkiyetin yıllar önce edinildiğini; aracın alımının ise müvekkilinin yine mesleki kazancı ile 1989 yılında aldığı Doğan marka bir aracın satımı sonrası 1992 yılında Opel Vectra marka bir araç satın aldığını, devamında bu aracın satılarak 1996 yılında Renault Flash marka bir araç aldığını, bunu da satarak 2006 yılında Renault Megane marka otomobil alındığını, son olarak bu aracı da sattığını bunun yerine … plakalı aracı satın aldığını, araçların alımında önceki araç bedelinin peşinat yapıldığını, aradaki farkın banka kredisi ile ödendiğini, aracın son taksitinin 2014 yılında ödendiğini, aradaki fark ücretlerinin müvekkili tarafından ödendiğini, davacının hiçbir katkısı bulunmadığını; davacının dava dilekçesinde düğünde takılan takıların kullanımından ve miras hakkından bahsettiğini ancak delil gösteremediğini, bu iddianın gerçeği yansıtmadığını, davacının edinilen mallara hiçbir katkısı bulunmadığını, davacının evlilik birliği içerisinde harcanmış tek kuruşu olmadığını, zira davacının evlilik süresince gelir getirici hiçbir işte çalışmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 455 ada 5 parsel 16 nolu bağımsız bölümün 03.12.1991 tarihinde davalı adına satın alındığı, davalının kişisel malı olduğu, davacının ziynet eşyaları ile katkı iddiası yönünden ziynetlerin cinsi, miktarı ve niteliği bakımından herhangi bir açıklama olmadığı gibi, ziynetlerin varlığının mevcudiyeti yönünden de somut bir bilgi ve belge ibraz edilmediği, davacının babaannesinin nüfus kayıt örneğinden 28.10.2005 tarihinde vefat ettiği, oysa taşınmazın 03.12.1991 tarihinde edinildiği, davacıya mirasen intikal eden parasal miktarların varlığı ve bu miktarların taşınmazın alımında kullanıldığına ilişkin iddiayı ispata elverişli somut ve inandırıcı hiçbir delil bulunmadığı, bu haliyle kişisel mallarla katkı iddianın ispatlanamadığı, diğer yandan davacının gelire dayalı katkı iddiası bulunmadığı gibi, evlilik tarihinden taşınmazın edinildiği tarihe kadar geçen süre içerisinde de gelir getiren bir işte çalışmadığı bu haliyle taktire dayalı bir katkı oranının da belirlenemeyeceği; 117 ada 18 parsel 92 nolu bağımsız bölümün 14.10.2009 tarihinde davalı adına satın alındığı ve davalının edinilmiş malı olduğu, kooperatif yazısında, davalının 16.01.1990 tarihinde kooperatife üye olduğu, ödemelerini yapmadığı için 27.09.1993 tarihinde üyelikten çıkarıldığı, o yıllarda muhasebe kayıtları bulunmadığı için ödeme yapıp yapmadığının tespit edilemediği, kooperatifin 2000 yılında ferdi mülkiyete geçtiği, davalının 14.04.2009 tarihinde sitede yeni bir villa alarak kooperatif üyesi olduğunun bildirildiği, davalının üyelikten çıktığı 1993 tarihindeki kooperatif hissesine karşılık gelen taşınmazın bedelini 16 yıl sonra 2009 yılında edindiği taşınmaz alımında kullandığı savunması hayatın olağan akışına aykırı olduğu, önceki taşınmaz bedelinin bir banka hesabında muhafaza edilerek nemalandırıldığına ilişkin somut savunma ve delil de bulunmadığı, diğer bir anlatımla davalının kişisel malından edinilmiş malına yönelik kayma olduğu savunmasının ispatlanamadığı, taşınmazla ilgili olarak denetime ve hükme elverişli bulunan hesap raporuna göre, davacının 205.000,00 TL katılma alacağının bulunduğu; her ne kadar dava dilekçesinde davalıya ait aracın plakası … olarak beyan edilmiş ise de, aracın … plakalı araç olduğu, davacı vekilinin araç plakası yönünden maddî hata yaptığı, … plakalı aracın 09.05.2012 tarihinde davalı adına satın alındığı, davalının edinilmiş malı olduğu, davalı vekilince 1989 yılında alınan Doğan marka, 1992 yılında alınan Opel Vectra marka ve 1996 yılında alınan Renault Flash marka araçlarla ilgili olarak somut bir bilgi ve belge ibraz edilemediği gibi araştırmaya esas tescil plakası da bildirilmediği, davalı adına tescil gören tüm araçlara ait tescil ve vergi kayıtları da celp edildiği, bu araçlara ait bir kayda ulaşılamadığı, yalnızca … plakalı aracın 24.04.2006-07.07.2011 tarihleri arasında davalı adına kayıtlı olduğu, … plakalı aracın 09.05.2012 tarihinde davalı adına tescil edildiği, bu haliyle davalının mal ayrılığı rejimi süresince satın aldığı savunulan araçlara ilişkin savunmayı doğrulayacak somut bilgi ve belge bulunmadığı gibi, araç bedellerinin nemalandırılarak banka hesabında değerlendirildiğine yönelik somut bir bilgi ve belge de bulunmadığı, yalnızca davalının 24.04.2006 tarihinde aldığı ve edinilmiş malı olan … plakalı aracı 07.07.2011 tarihinde sattığı onun yerine … plakalı aracın satın aldığı, edinilmiş malın yerine geçen değerinde edinilmiş mal olduğu, edinilmiş mal niteliğinde bulunan araçla ilgili olarak denetime ve hükme elverişli hesap raporuna göre davacının 43.750,00 TL katılma alacağının bulunduğu gerekçesiyle; davacının katılma alacağına yönelik talebinin kısmen kabulü ile, 248.750,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının katkı payı alacağına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; 117 ada 18 parsel 92 nolu bağımsız bölümü değerine yönelik alınan raporlar arasında fahiş değer farkı olduğunu, taşınmaz değerinin %50 artmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin kooperatif üyeliğini 2002 yılında sattığını, müvekkilinin buradan gelen para ile 2009 yılında taşınmazı satın aldığını, kooperatif ödemelerinin müvekkili tarafından yapıldığını; aracın kişisel mal olduğunu, aracın değerinin fahiş belirlendiğini, aracın 45.000,00 TL’ye satıldığını, trafik tescil müdürlüğüne yazı yazılmadan eksik araştırma ile karar verildiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin tanık anlatımlarıyla 455 ada 5 parsel 16 nolu bağımsız bölüme katkısının ispatlandığını, Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere kadının herhangi bir işte çalışmaması, ev kadını olarak evin yemek, temizlik gibi işlerini yapması ve çocukların bakımını üstlenmiş olmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 227 nci maddesi anlamında katkı sayılamayacağı anlamına gelmediğinden, müvekkilinin uzun yıllar süren evliliği boyunca iki çocuğunu yetiştirerek tüm katkısını müşterek haneye sunduğunu, tanıkların beyanlarından da görüleceği üzere gerek ziynet eşyalarını bozdurarak ve ayrıca miras yoluyla gelen maddî katkıyı, gerekse de çalışmış olduğu kısa dönemde elde ettiği tüm geliri yine müşterek hanenin bakım ve onarımına sunduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 455 ada 5 parsel 16 nolu bağımsız bölümün 03.12.1991 tarihinde davalı adına satın alındığı, davacının bu taşınmazın edinilmesinde ve iyileştirilmesinde ziynet eşyalarının, ailesinden kalan mirasın, ailesinin desteğinin ve çalışarak katkısının bulunduğunu ileri sürdüğü, ziynetlerin cinsi, miktarı ve niteliği bakımından herhangi bir açıklama olmadığı gibi, ziynetlerin varlığına dair de somut bilgi ve belge sunulamadığı, mirasen katkı iddiası yönünden ise, davacının babaannesinin 28.10.2005 tarihinde vefat ettiği, oysa taşınmazın 03.12.1991 tarihinde edinildiği, davacıya mirasen intikal eden parasal miktarların varlığı ve bu miktarların taşınmazın alımında kullanıldığına ilişkin iddiayı ispata elverişli delil bulunmadığı, diğer yandan davacının evlilik tarihinden taşınmazın edinildiği tarihe kadar geçen süre içerisinde de gelir getiren bir işte çalışmadığı, bu haliyle taktire dayalı bir katkı oranında belirlenemeyecek olmasına göre davacı tarafın bu taşınmazla ilgili katkı payı alacağının bulunmadığı; 117 ada 18 parsel 92 bağımsız bölümün 14.10.2009 tarihinde, … plakalı aracın da 09.05.2012 tarihinde satış yoluyla davalı adına tescil edildiği ve edinilmiş mal olduğu, 117 ada 8 parsel 92 nolu bağımsız bölümün tasfiye anı sürüm değerinin 410.000,00 TL, aracın ise 87.500,00 TL olduğunun uzman bilirkişilerce somut olaya uygun belirlendiği, bu durumda davacının artık değerin yarısı oranında katılma alacağının bulunduğu, davalı tarafça kişisel malın yerine geçen mal ya da kişisel maldan edinilmiş mala değer kayması iddialarının kanıtlanamamış olduğu gerekçesiyle; taraf vekillerinin başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde; 117 ada 18 parsel 92 nolu bağımsız bölümü değerine yönelik alınan raporlar arasında fahiş değer farkı olduğunu, taşınmaz değerinin %50 artmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin kooperatif üyeliğini 2002 yılında sattığını, müvekkilinin buradan gelen para ile 2009 yılında taşınmazı satın aldığını, kooperatif ödemelerinin müvekkili tarafından yapıldığını; aracın kişisel mal olduğunu, aracın değerinin fahiş belirlendiğini, aracın 45.000,00 TL’ye satıldığını, taaik tescil müdürlüğüne yazı yazılmadan eksik araştırma ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde; müvekkilinin tanık anlatımlarıyla 455 ada 5 parsel 16 nolu bağımsız bölüme katkısının ispatlandığını, Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere kadının herhangi bir işte çalışmaması, ev kadını olarak evin yemek, temizlik gibi işlerini yapması ve çocukların bakımını üstlenmiş olmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 227 nci maddesi anlamında katkı sayılamayacağı anlamına gelmediğini, müvekkilinin uzun yıllar süren evliliği boyunca iki çocuğunu yetiştirerek tüm katkısını müşterek haneye sunduğunu, tanıkların beyanlarından da görüleceği üzere gerek ziynet eşyalarını bozdurarak ve ayrıca miras yoluyla gelen maddî katkıyı, gerekse de çalışmış olduğu kısa dönemde elde ettiği tüm geliri yine müşterek hanenin bakım ve onarımına sunduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, katkı iddiasını ispatı, kişisel mal savunmasının ispatı, usuli kazanılmış hak, değerin fahiş belirlenip belirlenmediği noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin (743 sayılı Kanun) 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.