YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6416
KARAR NO : 2023/4977
KARAR TARİHİ : 31.10.2023
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/644 E., 2022/693 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kemer 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/34 E., 2021/16 K.
Taraflar arasındaki babalık davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak davanın Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar edilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 31.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalılar vekili Av. … geldi. Karşı taraf davacı vekili Av. … geldi. Başka gelen olmadı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların murisi müteveffa …’ın küçük …’nun babası olduğunu iddia ederek babalığın hükmen tespitine, küçük yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 24.01.2019 tarih ve 2017/100 Esas, 2019/53 Karar sayılı kararı ile çocuk tarafından açılan babalık davasında hak düşürücü sürenin olmadığı, küçük …’ya kayyım tayin edildiği, böylece usuli eksikliğin tamamlandığı, iddia ile ilgili olarak en etkili delil olan DNA incelemesi yaptırıldığı, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nin 02.11.2017 tarihli raporunda müteveffa …’ın …’nun %99,99 ihtimalle biyolojik babası olabileceğinin tespit edildiği, bilimsel veriler değerlendirilerek DNA incelemesi yapılmış olduğundan, davalı vekilinin tanık dinletme talebinin reddedildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile müteveffa …’ın küçük …’nun babası olduğunun tespitine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tüm yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2019 tarih ve 2019/777 Esas ve 2019/2282 Karar sayılı kararı ile babalık davasının Hazine’ye ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbar edilmesi gerektiği, davanın cumhuriyet savcılığına ihbar edilmediği, ön inceleme duruşma günü tebliğ edildiği ancak yapılan tebligat usulsüz olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çocuk tarafından açılan babalık davasında hak düşürücü sürenin olmadığı, küçük …’ya kayyım tayin edildiği, böylece usuli eksikliğin tamamlandığı, iddia ile ilgili olarak en etkili delil olan DNA incelemesi yaptırıldığı, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nin 02.11.2017 tarihli raporunda müteveffa …’ın …’nun %99,99 ihtimalle biyolojik babası olabileceğinin tespit edildiği, bilimsel veriler değerlendirilerek DNA incelemesi yapılmış olduğundan, davalı vekilinin tanık dinletme talebinin reddedildiği, çocuğun başka bir erkekle soybağı ilişkisi olmadığı, bu durumun yurtdışı makamlarınca düzenlenen nüfus kayıt örneğinde açıkça belirtildiği, çocuğun evlilik dışı dünyaya geldiği ve beyanen baba adının yazdırıldığının da anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile müteveffa …’ın küçük …’nun babası olduğunun tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili, teminat yatırılmadan davanın görülmesinin hatalı olduğunu, davanın hak düşürücü süre ve zaman aşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili, davanın anne tarafından açıldığını, anne tarafından açılan davalarda 1 yıllık hak düşürücü sürenin halen yürürlükte bulunduğunu, soybağı düzenlenen çocuğun nüfus kaydının dosyada bulunmadığını, halen bir başkası ile arasında soybağı bulunduğunu, baba hanesinin dolu olduğunu, mevcut soybağı kalkmadan babalık davasının görülemeyeceğini, davacı tanıklarının yokluklarında dinlenildiğini, davalılar tanıklarının ise hepsi dinlenilmeden karar verildiğini, müteveffanın kan örneklerinin alınması için yasal mirasçılarından muvafakat alınmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, yargılama yapılmasına sebep olmayan davalılar aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, müvekkillerinin de çocuk olduğunu, Aile Mahkemesinin çocuk olan müvekkillerinin de yüksek yararını koruması gerektiğini, davacının Türk vatandaşı olmadığını, teminat yatırmasının zorunlu olduğunu, davacı tarafa teminat yatırması için kesin süre verilmesi ve sonucuna göre davaya devam edilmesi gerektiği halde bu eksikliğin giderilmediğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, babalığın hükmen tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın çocuk adına anne tarafından velâyeten açılıp açılamayacağı, soybağına ilişkin davalarda tanık beyanının hükme etkisi olup olmayacağı, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı, Adli Tıp Kurumu raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 182 nci, 301 inci, 302 nci, 303 üncü, 304 üncü, 333 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü, 19 uncu maddeleri; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 48 inci maddesi; 23.11.2000 tarihli Türkiye Cumhuriyeti İle Ukrayna Arasında Hukukî Konularda Adlî Yardımlaşma ve İşbirliği Anlaşması
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.