Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/5489 E. 2023/1301 K. 23.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5489
KARAR NO : 2023/1301
KARAR TARİHİ : 23.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/693 E., 2022/713 K.
DAVACI-DAVALI : … vekili Av. …
DAVALI-DAVACI : … vekili Av. …
DAVA TARİHİ : 30.06.2020-07.08.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/863 E., 2021/932 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma ve ziynet alacağı davalarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 01.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı karşı davalı … vekili Av. … ve karşı taraf davalı karşı davacı … ile vekili Av. … geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için belirlenen gün ve saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı kadının müvekkiline hakaret ve küfür ettiğini, müvekkilin annesini istemediğini, psikolojik sorunlarının olduğunu, sinir krizleri geçirip defalarca hastaneye yatış yaptığını, yatağını ayırdığını, yemeğini ayrı yediğini, boşanmak istediğini dile getirip evi terk ettiğini, evlilikteki amacının maddî kazanç sağlamak olduğunu iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı karşı davalı erkek vekili karşı davaya ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, karşı tarafın altınların saklandığı yönündeki iddialarının doğru olmadığını, altınların zaman zaman bozdurularak evlilik borçlarının ödendiğini, peşin talep edilen kira bedelinin altınlar bozdurularak ödendiğini, bu hususta karşı tarafın bilgisi dahilinde olduğunu, davalı karşı davacı kadının evden çıkarken de bir kısım altını yanında götürdüğünü belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarının asılsız olduğunu, düğünde takılan takıların düğün gecesinde karşı tarafça alındığını ve tekrar müvekkiline verilmediğini, davacı karşı davalı erkeğin müvekkilini darp ettiğini, kısıtladığını, kıskanç olduğunu, iftira ve şiddet dolu tutumlarının olduğunu, sürekli alkol aldığını, küçük şeylerden kavga çıkardığını, müvekkiline hakaret ve küfür ettiğini, davacının öfke kontrolünün bulunmadığını, müvekkiline düğünde 7 adet 22 ayar bilezi, 3 adet 2,5 Reşat altını, 5 adet cumhuriyet altını, 12 adet yarım altın, 45 adet çeyrek altın, 6 adet gram altın, 2 adet büyük gram altın ve 1 adet bilezik takıldığını beyan ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun’un166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, ziynetlerin aynen iadesi olmadığı takdirde şimdilik 10.000,00 TL bedeline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı karşı davacı kadın ikinci cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, karşı dava dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrar ettiklerini, altınların satılarak borç ödendiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, altınların hiç bir zaman kendilerinde olmadığını bu nedenle satılarak borç ödenmesinin söz konusu olmadığını iddia etmiştir.

3. Davalı karşı davacı kadın vekili ziynet alacağı davasında 10.000,00 TL olarak belirtiği talebini ıslah ederek 121.275,00 TL’ye hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi 17.06.2021 tarihli ve 2020/341Esas, 2021/454 sayılı kararı ile davalı karşı davacı kadının kazancı ile evliliğe katkı sağlamadığı, davacı karşı davalı erkeğin ise eşine hakaret ettiği gerekçesi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu, belirtilerek her iki boşanma davasının kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 450 TL tedbir ve iştirak nafakasına, tarafların tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların tazminat taleplerinin reddine, davacı karşı davalı erkek tarafından cevaba cevap dilekçesinde ziynet eşyalarının bir takım borçlar için bozdurulduğu beyan edildiği ve ziynet eşyalarının karşılıksız olarak verildiği ispat edilmediğinden, 22 ayar, her biri ortalama 20 gram ağırlığında 7 adet bilezik, 1 adet 250’lik Cumhuriyet altını, 22 ayar, 10 gram ağırlığında 1 adet bilezik, 23 adet çeyrek altından ibaret ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 10.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, bakiye kalan 92.465,00 TL’nin ıslah tarihi olan 07.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili tarafından, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat talebinin reddi, iştirak nafakasının miktarı, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden, davacı karşı davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, velâyet düzenlemesi, ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 26.10.2021 tarih ve 2021/1472 Esas, 2021/1573 Karar sayılı kararı ile ziynet alacağı davası yönünden hüküm ve gerekçe arasında çelişki yaratıldığı, bu haliyle hükmün istinaf denetimine elverişli olmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı karşı davacı kadının kazancı ile evliliğe katkı sağlamadığı, davacı karşı davalı erkeğin ise eşine hakaret ettiği gerekçesi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu, düğünde davalı karşı davacı kadına 7 adet 22 ayar bilezik, 1 adet 250’lik Cumhuriyet altını, 45 adet çeyrek altın, 1 adet 22 ayar 10 gram bilezik takıldığının dosya içerisinde yer alan görüntüler üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi ile ispat edildiği, talebe konu olan diğer takıların varlığının ispat edilemediği, erkek tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde ziynet eşyalarının bir takım borçlar için bozdurulduğunun beyan edildiği, böylelikle ispat külfetini yer değiştirdiği, erkek tarafından ziynet eşyalarının karşılıksız olarak verildiği hususunun ise ispat edilmedi, gerekçesi ile ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verildiği belirtilerek, her iki boşanma davasının kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, dosya kapsamı ve uzman görüşü nazara alınarak ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk için aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, tarafların tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların tazminat taleplerinin reddine, 22 ayar, her biri ortalama 20 gram ağırlığında 7 adet bilezik, 69.300,00 TL, 1 adet 250’lik Cumhuriyet altını, 8.550,00 TL, 22 ayar, 10 gram ağırlığında 1 adet bilezik, 4.950,00 TL, 45 adet çeyrek altın, 38.475,00 TL değerindeki, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 10.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, bakiye kalan 111.275,00 TL’nin ıslah tarihi olan 07.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, müvekkili yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının evden zorla çıkarılmadığını, kadının evden aracın yedek aracını dahi alarak evden ayrıldığını, ziynetlerin ancak evi terk ederken zorla elinden alındığını ispat etmesi halinde iadesini isteyebileceği, velâyet düzenlemesi hususunda gerekli araştırmanın yapılmadığını belirtilerek; kadının davasının kabulü, velâyet düzenlemesi, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, ziynet alacağı davasının kabulü yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, asıl kusurlu olanın davacı karşı davalı erkek olduğunu, müvekkili açısından nafaka ile maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğunu, ortak çocuk yararına hüküm altına alınan nafakanın çok düşük olduğunu belirtilerek; kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri ile iştirak nafakasının miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesince erkeğe yüklenen kusurun gerçekleştiği, davalı karşı davacı kadına yüklenen kazancı ile evlilik birliğine katkı sağlamadığı vakıasının ispatlanamadığı, ispatlanamayan vakıanın da taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak toplanan delillerden davalı karşı davacı kadının, erkeğin annesini istemediği ve soğuk davrandığı hususunun sabit olduğu, gerçekleşen bu kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğu, velâyete ilişkin sosyal inceleme raporu alındığı, alınan raporda ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun yararına olacağının belirtildiği,ortak çocuğunun yaşı nedeniyle anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyacağı görülmekle mahkemece yapılan velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi yerinde olduğu, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, günün ekonomik koşulları,ortak çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi göz önünde bulundurularak İlk Derece Mahkemesince hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu, İlk Derece Mahkemesince kararda gösterilen gerekçeler ile, kararda sayılan ziynet eşyalarının aynen, iadesine aynen iade mümkün olmadığı taktirde bedel iadesine ilişkin verilen kararın, dosya kapsamına, toplanan tüm delillere, usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadın yararına 20.000,00 maddî, 20.000,00 manevî tazminata, ortak çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı karşı davalı erkek vekili tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının tamamıyla kusurlu olduğu, annenin baba ile ortak çocuğun görüşmesini kısıtlamak istediği, pedagog ile görüşme yapılırsa çocuğun babayı tercih edeceği, velâyetin babaya verilmesi gerektiği en azından ortak velâyet düzenlemesi yapılması gerektiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında müvekkilinin kusurunun olmadığı, kadının tüm eşyalarını alarak evden ayrıldığı beyanla; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, ziynet alacağı davası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi ile davalı karşı davacı kadın yararına hükmedilen tazminatların koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları ile ortak çocuğuna ilişkin velâyet düzenlemesi, davalı karşı davacı kadının ziynet alacağı davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 174 üncü, 336 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Uğur’dan alınıp Ayten’e verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.