Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/5210 E. 2023/1048 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5210
KARAR NO : 2023/1048
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı-davacı … ile vekili Av. … ve karşı taraf davacı-davalı … vekili Av. … … geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili asıl dava dilekçesinde; taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası ile 350.000,00 TL maddî ve 350.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; davalı-davacı erkeğin başka bir kadın ile birlikte yaşadığını iddia ederek tarafların zina nedeniyle boşanmalarına; aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 450.000,00 TL manevî, 400.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili asıl davaya verdiği cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına 350.000,00 TL maddî ve 350.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 31.10.2018 tarihli ve 2017/322 Esas, 2018/482 Karar sayılı kararıyla; kadının asıl davasının reddine, erkeğin birleşen davasının reddine, erkeğin başka bir kadınla karı-koca hayatı yaşayarak zina yaptığının sabit olduğu, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının birleşen davasının kabulüyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, tazminatlara boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili kadının reddedilen davası, tazminat ve nafaka miktarları yönünden; davalı-davacı erkek vekili; kadının kabul edilen davası, erkeğin reddedilen davası ve boşanmanın fer’ileri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2020 tarihli ve 2019/524 Esas, 2020/1749 Karar sayılı kararıyla; tarafların bir araya gelerek birlikte yaşamaya başladıkları tarihe kadarki eylemlerini karşılıklı olarak affettikleri; sonrasında erkeğin şiddete yönelik söz ve davranışlarının artarak devam ettiği, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, başka kadınla ilişkisinin olduğu, ortak konutu terkettiği; erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların kusur belirlemesi ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne; kadının, asıl davasının kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle reddedilen asıl davasına ve kadın yararına hükmolunan tazminatların az olduğu gerekçesiyle tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kadının asıl davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; tarafların sair istinaf talepleri reddedilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın tarafından tedbir nafakası ve tazminatların miktarı ile vekâlet ücreti ve reddedilen yoksulluk nafakası yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise reddedilen davası, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 15.12.2021 tarihli ve 2021/8716 Esas, 2021/9575 Karar sayılı ilamıyla kadın yararına hükmolunan tazminatların az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına; erkeğin tüm temyiz temyiz itirazları ile kadının sair temyiz itirazlarının reddiyle bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek; kadınının kusurlu olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, miktarların fazla olduğunu kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu belirterek; kusur belirlemesi ile tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tazminat miktarları ile bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen kusur belirlemesine yönelik temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceğine yöneliktir.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL. vekâlet ücretinin …’den alınıp …’ye verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.