Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/5110 E. 2022/6819 K. 12.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5110
KARAR NO : 2022/6819
KARAR TARİHİ : 12.09.2022

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından velayetler yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, manevi tazmınat talebinin reddi, nafakalar, velayet, vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin nafakalar ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2-Davalı-davacı erkeğin, kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a-Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı görülen karşılıklı boşanma davasında ilk derece mahkemesince kadının farklı kişilerle görüşmek suretiyle sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği, çocuklarının sorumluluklarını alamayıp onlarla yeterince ilgilenmediği, erkeğin ise; eşini darp etmesi ve çocukları ile yeterince ilgilenmemesi sebepleriyle kadının ağır kusurlu olduğu değerlendirmesi yapılarak tarafların boşanmalarına, erkek yararına manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı-davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, velayet, manevi tazminat,erkeğin davasının kabulü, erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, velayet, tedbir ve iştirak nafakası, vekalet ücreti yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, kadının birden fazla erkekle görüşmek suretiyle sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği, çocukların sorumluluğunu almayıp onlarla ilgilenmediği, erkeğin ise; eşine şiddet uyguladığı, tehdit suçundan cezalandırıldığı, çocuklarla yeterince ilgilenmediği, belirlenen bu kusurlu davranışlara göre tarafların eşit kusurlu olduğu değerlendirilerek, kadının kusur belirlemesi ve erkek yararına hükmedilen manevi tazminat yönünden istinaf talebinin kabulüne, erkeğin manevi tazmınat talebinin reddine, sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemece erkeğe yüklenen tehdit vakıasının kadının davranışlarına tepki niteliğinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Buna göre; boşanmaya sebep olan olaylarda davacı- davalı kadın, erkeğe nazaran daha fazla kusurludur. Hal böyle iken tarafların eşit kusurlu kabul edilmeleri doğru olmamıştır.
b-Yukarıda 2a. bendinde açıklandığı üzere; tazminat isteyen davalı- davacı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir.
O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4) dikkate alınarak erkek yararına manevi tazminata (TMK m.174/1-2) karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Tarafların velayetlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Mahkemece, boşanma kararı ile ortak çocukların velayetlerinin anne -babadan alınarak çocuklara vasi atanmak üzere Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulmasına karar verilmiş, taraflarca bu hususta da istinaf incelemesi talep edilmiş, bölge adliye mahkemesince tarafların velayete yönelik istinaf itirazları esastan reddedilmiştir. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocukların üstün yararı ve menfaatidir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedegog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, her iki ebeveyn ve çocuklarla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip, tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocukların sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra, velayet hakkında bir karar verilmesi gerekir.Somut olayda, mahkemecen psikolog, pedegog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlara rapor tanzim ettirilmemiştir.O halde mahkemece, yukarıda belirtilen kıstaslar dikkate alınarak üçlü uzman raporu tanzim ettirilerek diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra, gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda 2a., 2b ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 12.09.2022 (Pzt.)