YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4131
KARAR NO : 2022/7051
KARAR TARİHİ : 15.09.2022
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar ile miktarları, kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine hükmedilmiş, hükme karşı davacı kadın ve davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur, bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı erkek tarafından yukarıda gösterilen sebeplerle temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir.
Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı takdirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba … ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Bu sebeple çocuk ile baba arasında hafta sonlarını da kapsayacak şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, sadece özel günlerin ve yaz tatilinin bir kısmı belirtilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2).
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple temyiz edilen bölge adliye mahkemesinin kişisel ilişkiye yönelik esastan ret kararının KALDIRILMASINA; ilk derece mahkemesinin hüküm fıkrasının 3. fıkrasında ortak çocukla baba arasında kişisel ilişkinin düzenlendiği bölümün tamamen hükümden çıkartılması ile yerine “Velâyeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk ile davalı baba arasında, her ayın l. ve 3. hafta sonu Cumartesi günü 09:00 ile takip eden Pazar günü 17:00 saatleri arasında, dini bayramların 2. günü 09:00 ile 3. günü 17:00 saatleri arasında, her yıl babalar günü 09:00 ile 17:00 saatleri arasında; sonu tek rakam ile biten yıllarda, çocuğun doğum gününde saat 09:00 ile 17:00 arasında; her yıl 1 Temmuz günü 09:00 ile 15 Temmuz günü saat 17:00 arasında çocuğun eğitimine ve sağlık tedavisine mani olmayacak şekilde yanına almak suretiyle kişisel ilişki kurulmasına” cümlesinin yazılmasına, hükmün kişisel ilişki bölümünün bu şekilde DÜZELTİLEREK, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 15.09.2022 (Per.)