Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/3278 E. 2022/3660 K. 18.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3278
KARAR NO : 2022/3660
KARAR TARİHİ : 18.04.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakası

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 05.04.2022 tarihli yazısı ile istenilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı erkek dava dilekçesi ile davalı ile boşandıklarını, ortak çocukların velayetlerinin kendisine verildiğini belirterek çocuklar yararına iştirak nafakası hükmedilmesini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 150 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak çocuklara velayeten davacıya verilmesine miktar itibariyle kesin olarak karar verilmiş, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 05.04.2022 tarihli yazısı ile, karar ile ilgili kanun yararına temyiz talebinde bulunulmuş, dosya Dairemize gönderilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “hukuki dinlenilme” başlıklı 27. maddesi, T.C. Anayasası’nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesi nazara alındığında davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini içeren bu hakkın ve yargılamanın aleniliği ilkelerinin gerçekleşmesinin en önemli aracı duruşma yapılmasıdır. (Y.H.G.K., 19.03.2019 tarih ve E:2017/12-343 – K:2019/323).
Savunma hakkının temelini teşkil eden hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma ilkesinin ayaklarından biridir. Bu hakkın ihlal edilmemesi için yapılan bildirimin tebligat hukukuna uygun olması gerekir. Muhatap usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile açılan davadan zamanında ve tam olarak haberdar olur. Buna göre taraflardan birine duruşma gününün tebliğ edilmemesi hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmesine sebep olur.
Somut olayda dosyanın yapılan incelemesinden; 08.07.2020 tarihli ön inceleme duruşma gününün davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği, davalının bu duruşmaya mazeret bildirmeksizin katılmadığı, duruşmada taraflara delillerini ve tanıklarını bildirmeleri için süre verildiği ve bu hususun davalı tarafa tebliğine ilişkin ara karar kurulduğu, duruşmanın da 27.10.2020 tarihine ertelendiği ancak ara karar gereği yerine getirilmeyerek davalıya duruşma zaptının tebliğ edilmediği ve bu nedenle davalının duruşma gününden haberdar olmadığı anlaşılmıştır. Yargılama usulüne ilişkin hususlar kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece resen dikkate alınacaktır. Bu çerçevede davalıya duruşma gün ve saati usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden duruşma yapılarak karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 363/1. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oy birliğiyle karar verildi. 18.04.2022(Pzt.)