Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/2301 E. 2023/1234 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2301
KARAR NO : 2023/1234
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …’in 10.05.2007 tarihinde evlendiklerini, 24.12.2013 tarihinde boşandıklarını, davalılardan … Öztel adına kayıtlı … ili, Başakşehir ilçesi, … Mah., U3 Blok, C ve 2 no.da bulunan 6 no’lu bağımsız bölümün müvekkili ile … tarafından evlilik birliğinde aile konutu olarak kullanıldığını, … ile müvekkilinin en son 21.12.2011 tarihinde tartıştıklarını, müvekkilinin o gün itibariyle müşterek konuttan ayrıldığını, 22.12.2011 tarihinde …’in müvekkili ve kızı hakkında hırsızlıktan dolayı şikayette bulunduğunu, akabinde tapu müdürlüğüne giderek aile konutu olarak kullandıkları taşınmazı birlikte iş yaptıkları …’a tapuda satış göstererek muvazaalı olarak devrettiğini, 20 gün sonra da …’un muvazaalı olarak taşınmazı 10.01.2012 tarihinde diğer davalı … Öztel’e tapuda satış göstermek suretiyle devrettiğini, taşınmazda halen …’in ikamet ettiğini, dava konusu evde tarafların evlilikleri süresince oturduklarını, müvekkilinin ziynet eşyalarını satarak maddî katkısı ve kaba inşaat halinde alınan evin oturulacak hale getirilmesinde manevî katkılarının olduğunu, taşınmazın ortalama 400.000,00 TL değerinde olduğunu açıklayarak, taşınmazın yarısının müvekkili adına tapuya tescilini ve iş bu taşınmazın satılarak bedelinin yarısının müvekkiline ödenmesini, aksi halde edinilmiş mallara katılma payı olarak fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin davalı …’ten alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiş, 19.11.2019 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda 1.000,00 TL olan taleplerini 165.000,00 TL olarak artırdığını belirterek, 165.000,00 TL katılma alacağının boşanma davasının kesinleşme tarihi olan 15.05.2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin aksi düzenlenmediği sürece Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, görev yönünden itiraz ettiklerini, dava konusu gayrimenkulün aile konutu olduğuna ilişkin tapu kayıtlarında aile şerhinin bulunup bulunmadığının dava dilekçesinde belirtilmediğini, bu nedenle karşı tarafın aile konutu iddiasını ve ayrıca edinilmiş mal olması iddiasını kabul etmediklerini, muvazaa konusunun da gerçek dışı olduğunu, davacının iddia ettiği satış bedeline de itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın mal rejiminin sona ermesi nedeniyle katılma alacağı davası niteliğinde olduğu, dava dilekçesi, davacı vekilinin ve davalı vekilinin alınan beyanları, taraf tanıklarının beyanları, bilirkişi raporları ile dosya içerisinde bulunan diğer tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda davacının … ili Başakşehir İlçesi … Mah.402 Ada, 2 Parsel, 2. Kat 6 nolu taşınmaz yönünden katılma alacağı talebinde bulunduğu, davalının ise taşınmazın boşanma davası açılmadan önce satıldığı bu nedenle mal rejiminin tasfiyesine konu olmadığı ve taşınmazın oğlu tarafından satın alındığı yönünde itirazının olduğu, dosyada dinlenen tanık beyanları, taşınmazın satım tarihi dikkate alındığında davalının itirazlarının yerinde olmadığı ve iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile 165.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarının Mahkemece dikkate alınmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, Mahkemece taşınmazın satıldığı tarih, mal rejiminin sona erdiği tarih ve iş bu dava tarihi dikkate alınmadan karar verildiğini, taşınmazın evlilik birliği devam ederken satıldığını, dolayısıyla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’ nun (4721 sayılı Kanun) 225 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği edinilmiş mallara katılma alacağı davasına konu yapılamayacağını, taşınmazın müvekkilinin oğlu tarafından satın alınıp davalı adına tescil ettirildiğini, evlilik birliği içinde edinilmiş bir mal olmadığını, bu husustaki beyanlarının ve tanık anlatımlarının mahkemece dikkate alınmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davaya konu taşınmazın satılarak bedelinin aile birliğinin borç ve giderleri için harcandığını, dolayısıyla iş bu davanın konusu olamayacağını, ayrıca taşınmazın alım satım işleminin davacının bilgisi dahilinde gerçekleşmiş olup taşınmazın satılması öncesinde pazarlık görüşmelerinde davacının da bizzat bulunduğunu, aradan uzun bir zaman geçtikten sonra davacının dava açmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, boşanma davasında da taşınmazın gündeme getirilmediğini, taşınmazın davacının bilgisi dışında satıldığına dair bir iddianın da ileri sürülmediğini, ek bilirkişi raporunun taraflarına tebliğ edilmeyerek itiraz haklarının kısıtlandığını, talep artırımına ve bilirkişi raporlarına yönelik itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte taşınmazın boşanma davasından önce satılmış olup 4721 sayılı Kanun’un 235 inci maddesi gereği edinilmiş mallara hesapta eklenecek olan bir değer olduğunu, taşınmazın 22.12.2011 tarihinde satıldığı sabit olup bu tarihteki değerin esas alınması gerektiğini, tefrik edilen tapu iptali davasının reddedildiğini, dolayısıyla satışın gerçek bir satış olduğunun Mahkeme kararıyla sabit olduğunu, bu nedenle davada 4721 sayılı Kanun’un 229 uncu maddesinin ve ilgili Yargıtay kararının esas alınmasının mümkün olmadığını, bu husustaki itirazlarının Mahkemece değerlendirilmediğini, bilirkişi raporlarının bilimsel verileri içermeyip denetime elverişli olmadığını, taşınmazın değeri belirlenirken emsal ve rayicinin resmi kurumlardan öğrenilmeden rapor tanzim edilmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazın boşanma dava tarihinden yaklaşık dokuz ay öncesi, davacı müşterek konuttan ayrıldıktan sonra davalı tarafından üçüncü kişiye devredildiği, zorunlu bir ihtiyaçtan dolayı devredildiği ispat edilemediği, taşınmazın edinme tarihine göre edinilmiş mal olduğu, mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı bulunduğu, katılma alacağı yasadan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek bulunmadığına göre Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 229 uncu maddesinin ikinci fıkrası değerlendirilerek ve güncel Yargıtay ilamları nazara alınarak taşınmazın devredildiği tarihteki nitelik ve özellikleri dikkate alınarak tasfiye tarihindeki sürüm değeri belirlenerek katılma alacağı hesaplanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında katılma alacağı davasında davaya konu taşınmazın katılma alacağı kapsamında olup olmadığı, zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı, taşınmaz değerinin belirlenmesinde gerekli kriterlerin dikkate alınıp alınmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 218 inci , 219 uncu, 222 nci ve 229 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.