Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/2091 E. 2022/3806 K. 19.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2091
KARAR NO : 2022/3806
KARAR TARİHİ : 19.04.2022

MAHKEMESİ : …Bölge Adliye Mahkemesi ..Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı, toplu hükmedilen yoksulluk nafakasına irat şeklinde hükmedilmesi gerektiği, maddi ve manevi tazminat talepleri ve ziynet alacağı talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı-karşı davacı kadının “Reddedilen ziynet alacağı davasına” yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri Kırk Bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu’ nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar “72.070,00 TL” olarak belirlenmiştir.
Somut olayda davalı-davacı kadın tarafından 50.870,00-TL ziynet alacağı talep edilmiş, talebin ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince verilen karar miktar itibariyle kesindir. Bu nedenle davalı-davacı kadının reddedilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davalı-karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a-Dosyadaki yazılara, karanın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b-Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışa göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadın az kusurludur. Bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

c-Yukarıdaki bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50, 51) dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Davalı-karşı davacı kadının “Reddedilen ziynet alacağı davasına” yönelik temyiz dilekçesinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda (2/b), (2/c) bendinde gösterilen sebeplerle KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (2/a) bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.04.2022 (Salı)