Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/1992 E. 2023/962 K. 09.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1992
KARAR NO : 2023/962
KARAR TARİHİ : 09.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1663 E., 2021/2039 K.
DAVA TARİHİ : 14.07.2014
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Emet Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2014/145 E., 2019/40 K.

Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı vekili 1.000,00 TL harca esas değer göstermek suretiyle dava dilekçesinde; davalı adına 1990’lı yıllarda müvekkilinin babasının arsasını aldığı taşınmaza tarafların beraber ev yaptıkları 1 adet ev, yine müvekkilinin babasının aldığı ancak şu anda davalının kullandığı ve diğer evin yanında bulunan 1 adet arsa, 2 dönüm tarla ve 1 dönüme yakın tarlalar, 9 adet büyükbaş hayvan ve 43 … 286 plakalı traktör olduğunu, bu mallardan başka taşınır ve taşınmaz mal var ise bunların da ilgili kurumlardan araştırılarak işbu dava kapsamındaki hak ve alacaklarına ve mal paylaşımına dahil edilmesi gerektiğini, bu mallardan müvekkilinin babasının parasını ödediği taşınmazların müvekkilinin kişisel malı niteliğinde olduğunu, çünkü müvekkilinin babasının kızına hibe yapma gayesiyle aldığını, ancak tapu kayıtları, kadastro tespit çalışmaları sırasında yerel adetler gereğince evin reisi niteliğinde sayıldığından eşi üzerine tespit edilmiş olabileceğini, davalının büyükbaş hayvanları ve traktörü sattığı gibi taşınmazları da satmış ya da başkasının üzerine tespit ettirmiş olabileceğini ileri sürerek; malların tasfiyesiyle, tasfiye sonucunda ortaya çıkacak (davanın gerçek değerinin belirlenmesinden sonra yapacakları ıslahla belirlenmek üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) 5.000,00 TL alacağın tasfiyenin sona ermesinden başlayarak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde, müvekkilinin tarım, hayvancılık ve çiftçilik yaparak müşterek haneye katkısının olduğunu, davalının işe girene kadar tarafların 2000’li yıllara kadar tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sağladıklarını, davalının ailesinin taşınmazların edinilmesine katkısı olmadığını, …’den satın alınan taşınmazın 15.000,00 TL’sinin babasının arsasını eniştesine satması nedeniyle eniştesi tarafından ödendiğini, 5.000,00 TL’sinin de elden verildiğini, davalının kardeşinden alınan borç paranın ödendiğini, davalının müvekkili evden ayrıldıktan sonra boşanma ve tazminat davası açılacağı düşüncesiyle malları sattığını ileri sürmüştür.

3. Davacı vekili 12.11.2018 tarihli dilekçesinde; talep miktarını araç yönünden 8.000,00 TL, büyükbaş hayvanlar yönünden 19.125,00 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacı kadının ev hanımı olduğunu, malların edinilmesinde katkısı olmadığını, malların borçlanılarak edinildiğini ve borçların ödenebilmesi için satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, … Mahallesi, 214. Sokak, No:7’de bulunan 1 adet ev (57 ada 10 parsel) yönünden taşınmazın 01.01.2002 tarihinden önce edinildiği, taşınmazın edinilmesine davacının katkısını ispatlayamadığı; İbrahim’den alındığı iddia edilen taşınmaz (57 ada 9 parsel) yönünden taşınmazın hiçbir zaman davalı adına tescil edilmediği, alım satım bedellerinin tespitinin mümkün olmadığı; …, … mevkiinde bulunan 2 dönüm tarla (97 ada 47 ve 48 parsel) yönünden 47 parsel sayılı taşınmazın mirasen intikal ettiği, 48 parsel sayılı taşınmazın da 21.12.2006 tarihinde satıldığı ve paranın evlilik birliği içinde harcandığı; … mevkiinde bulunan 1 dönüm tarla (104 ada 1 ve 2 parsel) yönünden 1 parsel sayılı taşınmazın mirasen intikal ettiği, 2 parsel parsel sayılı taşınmazın da 21.12.2006 tarihinde satıldığı ve paranın evlilik birliği içinde harcandığı; 43 … 286 plakalı araç yönünden aracın 10.02.2010 tarihinde satıldığı, boşanma davasının 2012 yılında açıldığı, paranın evlilik birliği içinde harcandığı, mal rejiminin boşanma dava tarihinde sona erdiği, fiilen ayrılmanın mal rejiminin sona erme sebeplerinden olmadığı, davacının parayı davalının tek başına harcadığını ispatlaması halinde alacak talebinin değerlendirilebileceği; 9 adet büyükbaş yönünden hayvanların ne zaman satıldığının belli olmadığı, davacının iddiasını ve hayvanların boşanma dava tarihinden önce satılmadığının ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili, … Mahallesi, 214. Sokak, No:7’de bulunan 1 adet ev yönünden ret kararının hatalı olduğunu, arsanın alınmasında müvekkilinin babasının katkısının olduğunun ve evin ortaklaşa yapıldığının açık olduğunu, katkı payı alacağının hesaplanması gerektiğini, İbrahim’den 2002 yılından sonra alınan taşınmazın sırf kadastroda başkasının üzerine tescil edilmesi nedeniyle katılma alacağı hesaplanmamasının hatalı olduğunu, … mevkiinden bulunan 2 dönüm tarla ve … mevkindeki 1 dönüm tarlanın davalının kendi borçları için satıldığını, taraflar arasında daha önce açılan boşanma davalarının da dikkate alınması gerektiğini, katılma alacağı olduğunu, muhtemelen davalının boşanmayı hesap ederek malları devrettiğini, araç ve hayvanların da tarafların ayrı oldukları dönemde satıldığını, sadece son boşanma dava tarihinin esas alınmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın katılma alacağı olduğu, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re’sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilerek başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, … Mahallesi, 214. Sokak, No:7’de bulunan 1 adet ev yönünden ret kararının hatalı olduğunu, arsanın alınmasında müvekkilinin babasının katkısının olduğunun ve evin ortaklaşa yapıldığının açık olduğunu, katkı payı alacağının hesaplanması gerektiğini, İbrahim’den 2002 yılından sonra alınan taşınmazın sırf kadastroda başkasının üzerine tescil edilmesi nedeniyle katılma alacağı hesaplanmamasının hatalı olduğunu, … mevkiinden bulunan 2 dönüm tarla ve … mevkindeki 1 dönüm tarlanın davalının kendi borçları için satıldığını, taraflar arasında daha önce açılan boşanma davalarının da dikkate alınması gerektiğini, katılma alacağı olduğunu, muhtemelen davalının boşanmayı hesap ederek malları devrettiğini, araç ve hayvanların da tarafların ayrı oldukları dönemde satıldığını, sadece son boşanma dava tarihinin esas alınmasının hatalı olduğunu belirterek temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hukuki nitelendirme, ispat, eklenecek değer noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin (743 sayılı Kanun) 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun)50 inci maddesi, 646 ncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu ve 202 nci maddeleri, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 4722 sayılı Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un (4722 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Somut olayda; eşler, 09.11.1998 tarihinde evlenmiş, 18.07.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 11.03.2014 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (4721 sayılı Kanun md.225, f.2). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı Kanun’un md.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Kanun md.10, 4721 sayılı Kanun md.202, f.1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 sayılı Kanun md.179).

3. Tasfiyeye konu 57 ada 10 parsel sayılı taşınmaz 13.01.2000 tarihinde tesis kadastro nedeniyle davalı erkek adına tescil edilmiş, 21.12.2006 tarihinde davalının kardeşi …’e satış yoluyla devredilmiş; 97 ada 47 parsel ve 104 ada 1 parsel sayılı taşınmaz intikal nedeniyle davalı erkek adına tescil edilmiş, 21.12.2006 tarihinde davalının kardeşi …’e satış yoluyla devredilmiş; 97 ada 48 parsel sayılı taşınmaz 21.05.2004 tarihinde, 104 ada 2 parsel sayılı taşınmaz 08.11.2005 tarihinde satış nedeniyle davalı eş adına tescil edilmiş, taşınmazlar 21.12.2006 tarihinde davalının kardeşi …’e satış yoluyla devredilmiş; 43 … 286 plakalı araç 02.08.2008 tarihinde davalı erkek adına tescil edilmiş, 10.02.2010 tarihinde üçüncü kişiye satılmış; 57 ada 9 parsel sayılı taşınmaz 13.01.2000 tarihinde tesis kadastrosu nedeniyle … K. adına tescil edilmiş 21.04.2014 tarihinde davalının kardeşi … adına satış nedeniyle devredilmiştir, işbu taşınmaz davalı adına hiçbir zaman tescil edilmemiştir.

4. Maddî olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı Kanun md.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, 57 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden katkı payı alacağı, diğer mallar yönünden artık değere katılma alacağı istemine ilişkindir.

5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin tasfiyeye konu 97 ada 47 parsel, 57 ada 9 parsel, 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ve hayvanlar yönünden temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

6. Somut olayda, Mahkemece, 57 ada 10 parsel sayılı taşınmazın arsası yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Şöyle ki, davacının taşınmazın arsasının babası tarafından alındığını, kişisel mal olduğunu iddia ettiği, delil olarak 20.01.1991 tarihli adi yazılı arsa satış senedini (köy senedi) sunduğu, senedin içeriğine göre sınırları belirtilen taşınmazın satıcının … C., alıcının davacı kadın olduğu ve satış bedelinin ödendiği, tapuya dayanak kadastro tutanaklarının dosya kapsamında bulunmadığı, Mahkemece, davacının iddiasına dayanak deliller yönünden bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, davalının edinme sebebi ve adi yazılı arsa satış senedi yönünden bir değerlendirme yapılmadan, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

7. Somut olayda, Mahkemece, 57 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan ev yönünden de davanın reddine karar verilmiş ise de, karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, davacının cevaba cevap dilekçesinde tarım, hayvancılık ve çiftçilik yaparak müşterek haneye katkısının olduğunu iddia ettiği, tapu kaydı ve tanık beyanlarına göre evin taraflar evledikten sonra, davalı eş adına tesis kadastrosu nedeniyle tescilinden önce yapıldığı, davacının tarla işlerinde davalı ile birlikte çalıştığı, tarafların 2000 yılına kadar köyde tarlaları ekerek gelir elde ettiği, tarafların evin yapılmasına kadar gelirinin saptanması için dosyada yeterli veri mevcut olmadığı anlaşılmakla, Mahkemece, davacının davalıyla birlikte tarlada çalışarak evin yapımına katkısının olduğunun kabulü gerekir. O halde, davacının ve davalının o dönemdeki gelirlerinin belirlenmesi mümkün olmadığından Mahkemece, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6098 sayılı Kanun’un 50 nci maddesi uyarınca katkı payı oranının hakkaniyet ilkesi gözetilerek takdiri ile gerçekleşecek sonucuna göre davacının katkı payı alacağı yönünde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

8. Somut olayda, Mahkemece 97 ada 48 parsel ve 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar ile araç yönünden de davanın reddine karar verilmiş ise de, karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, 26.12.2006 tarihinde aynı gün davalının kardeşine üç adet taşınmazı satış yoluyla devrettiği, aracın da 10.02.2010 tarihinde satıldığı, taraflar arasında 2006 ve 2010 yıllında açılan boşanma davalarının olduğu, tarafların 18.12.2008 tarihinden beri de bir araya gelmedikleri, davalının evlilik birliği içinde edinilen malları tarafların ayrı yaşadığı ve/veya geçimsizliğin olduğu dönemlerde devrettiği, davalının malların satışından elde edilen para ile borçlarını ödediğini de mevcut delil itibariyle ispatlayamadığı anlaşılmakla, 97 ada 48 parsel ve 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar ile aracın 4721 sayılı Kanun’un 229 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) nolu bendi uyarınca katılma alacağını azaltma kastıyla devredildiği kabul edilerek, işbu malların eklenecek değer olarak tasfiyede dikkate alınması gerekir. O halde, Mahkemece, 97 ada 48 parsel ve 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar ile aracın eklenecek değer olarak tasfiye hesabına dahil edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının tasfiyeye konu 57 ada 10 parsel sayılı taşınmaz arsası ile üzerindeki ev, 97 ada 48 parsel ve 101 ada 2 parsel taşınmaz ile araç yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının tasfiyeye konu 57 ada 10 parsel sayılı taşınmazın arsası ile üzerindeki ev, 97 ada 48 parsel ve 104 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar ile araç yönünden BOZULMASINA,

3. Davacı vekilinin tasfiyeye konu 97 ada 47 parsel, 57 ada 9 parsel, 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ve hayvanlar yönünden temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.