YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1786
KARAR NO : 2022/4627
KARAR TARİHİ : 18.05.2022
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi… Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının kabul edilen davası, tedbir ve yoksulluk nafakası ile miktarları, velâyet ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların ortak çocuğu Mustafa 2013 doğumlu olup, yargılama sırasında idrak çağına ulaşmıştır. Velâyet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun “üstün yararı” (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Velâyet düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup, resen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Tarafların davayı kabulü de tek başına hukuki sonuç doğurmaz. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Bu sebeple ilk derece mahkemesince, ortak çocuk Mustafa’nın bizzat ya da istinabe yoluyla velayet hakkındaki tercihinin hakim tarafından kendisinden sorulması ve psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan yeniden inceleme ve rapor istenip, ebeveyn ve ortak çocuk ile görüşülmek suretiyle, ortak çocuğun eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velâyet hakkındaki görüşünün uzmanlar tarafından alınması, toplanan diğer delillerler birlikle değerlendirilmek suretiyle, velâyet ve kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile ortak çocuk Mustafanın velayetine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazının 2. bentteki bozma sebebine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 18.05.2022 (Çrş.)