Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/1765 E. 2023/908 K. 09.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1765
KARAR NO : 2023/908
KARAR TARİHİ : 09.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/17 E., 2021/62 K.
DAVA TARİHİ : 26.06.2015
KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı asıl tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, kadının evi şiddet tehdidi altında ve jandarma korumasında terk ettiğini, hiçbir eşyasını alamadığını, düğünde kadına 9 adet altın bilezik ve 1 adet yarım metre altın zincir takıldığını ve ziynetlerin davalı erkeğin uhdesinde kaldığını iddia ederek; 9 adet altın bilezik ve 1 adet yarım metre altın zincirin öncelikle aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla, 5.000,00 TL bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. 13.07.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda, fotoğrafların incelenmesinden davacı kadına takılan 9 adet bileziğin her birinin 22 ayar ve 18 gr ağırlığında olduğunun ve bileziklerin dava tarihindeki değerinin toplam 15.876,00 TL olduğunun tespit edilmesinin akabinde; davacı kadın vekili, 15.01.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 11gr, 14 ayar, 65 cm uzunluğundaki altın zincir için talep ettikleri değeri 880,00 TL ve 9 adet bilezik için talep ettikleri değeri 15.876,00 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi davalı erkeğe 24.07.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı erkek süresi içinde dava dilekçesine cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 02.06.2016 tarih ve 2015/94 Esas, 2016/123 Karar sayılı kararı ile; davacı kadına düğünde takılan ziynet eşyalarından altın zincirin erkek tarafından alınarak ortak çocuğun hastane masraflarına kullanıldığının ikrar edildiği, kadının diğer talepler yönünden davasını ispatlayamadığı ve yemin teklif etme hakkını kullanmadığı gerekçesiyle; 1 adet baklalı diye tabir edilen, 14 ayar, 11 gram ve 65cm uzunluğundaki içi boş altın zincirin erkekten alınarak kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde dava tarihinde 880,00 TL olan değerinin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte, kadına ödenmesine ve kadının 9 adet altın bileziğe yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2018/3983 Esas, 2019/302 Karar sayılı ilâmında; davacı kadının 9 adet bileziğin iadesi talebi olduğu, taraflar arasındaki fiziksel şiddet vakıası nedeniyle yürütülen adli kovuşturma dosyası içeriğindeki kolluk ifadesinde erkeğin ziynet eşyalarının çoğunluğunun eşinin babası tarafından eşinden alındığını, geri kalan üç beş parça ziynet eşyasının da bozdurularak araba alınması nedeniyle davacının ailesinin kendisine tepkili olduğununu söylediği belirtilerek; davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile bu beyan doğrultusunda karar verilmek üzere hükmün bozulmasına ve kabul edilen ziynet eşyasının değeri temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından davalı erkeğin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilâmı doğrultusunda davalı erkeğin isticvap edilerek kollukta verdiği ifade doğrultusunda ziynet eşyalarının ne kadarının araba alınırken bozdurulduğunun sorulduğu, davalı erkeğin kolluktaki beyanının yanlış tutanağa geçtiğini ve araba alınırken hiç ziynet eşyası bozdurulmadığını belirttiği, arabayı birikimi ve babası tarafından verilen para ile aldığını söylediği ancak buna dair bir delil sunmadığı, bozma ilâmı uyarınca erkeğin kolluktaki ifadesinin kendisini bağladığı, bu durumda ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığının sabit olduğu gerekçesiyle; 1 adet baklalı diye tabir edilen, 14 ayar, 11 gram ve 65cm uzunluğundaki içi boş altın zincir ile 1 adedi 18gr olan, her biri 22 ayar, 9 adet bileziğin erkekten alınarak kadına aynen iadesine; aynen iadesinin mümkün olmaması halinde zincirin dava tarihinde 880,00 TL olan değerinin ve bileziklerin dava tarihinde toplam 15.876,00 TL olan değerlerinin kadına ödenmesine ve bu değerlere talep tarihine göre asıl taleple istenen miktarın dava ve ıslah edilen miktar için ıslah tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle, ortak çocuğun hastane masrafları için bozdurulan altın zincir dışındaki ziynetlerin kadının annesi tarafından götürüldüğünü belirterek, kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden temyize başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilâmına uyulmasına karar veren Mahkemenin bozma ilâmı doğrultusunda gerekli araştırmaları yapıp bozmaya uygun karar verip vermediği ve kadına düğünde takılan bileziklerin erkek tarafından alınıp alınmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)1 inci ve 6 ncı, 220 nci, 222 nci, 226 ncı, 230 uncu ve 236 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu ise bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı erkeğin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

İş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.