Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/1753 E. 2023/598 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1753
KARAR NO : 2023/598
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

MAHKEMESİ … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı vekili, edinilmiş mal olan arsanın 100.000,00 TL’lik kısmının maddî tazminat olarak verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı 31.10.2018 tarihli dilekçesinde; talep miktarını bilirkişi raporunda hesap edilen 130.842,00 TL’ye yükselterek, alacağın tasfiye tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava dilekçesinde delil bildirmediği, tefrik edilen dosyada da verilen sürede delil bildirmediği, taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu, taşınmazın değerinin belirlenmesi için keşif ve değer tespiti gerektiği, edinilmiş mal olup olmadığı ve alacak miktarını ispat yükü davacı taraf da olduğu, davacı tarafın verilen sürede alacağın türünü net olarak açıklamadığı gibi delil de sunmadığı gerekçesiyle davanın ispat edilemediğinden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, dava konusunun evlilik içinde edinilen malların paylaşımına yönelik olduğunu, müvekkilinin yıllarca yurt dışında çalışarak boşandığı eşine para gönderdiğini ve dava konusu taşınmazı aldığını, ancak yurt dışında olduğu için tapuda davalı adına kaydedildiğini, davalının o dönemde çalışma hayatının olmadığını, müvekkilinin eşine gönderdiği ve zaman zaman izinli olarak geldiğinde verdiği paraların yazılı veya belgeli kayıtlarını tutmadığını, müvekkilinin tanıklarına zamanında ulaşamadığını, zaten edinilmiş malların kabul anlamı taşımamakla birlikte (tamamını talep ettiklerini) zaten eşit olarak paylaştırılması gerektiğini, Yargıtay içtihatları gereği ağır kusurlu tarafın mal talebinde bulunamayacağını, her ne kadar dosyaya delil ve tanık sunmadıkları yönünde karar verilmişse de zina yapan tarafın hiçbir delil sunmadığını, hatta zina yaptığını mahkeme huzurunda kabul ettiğini, çocukları evdeyken eve yabancı erkek aldığını kabul ettiğini, ne çalıştığına dair bir belge ne de herhangi bir kazanç belgesini dosyaya sunmadığını, mahkemenin bu hususları dikkate almayıp hukuka aykırı karar verdiğini, kendi delilleri yok ise davalının da delilinin olmadığını, edinilmiş malda hakkının müvekkilinin elinden alınarak hakkı olan alın teriyle kazandığı taşınmazın yerel mahkemece davalı tarafa verildiğini bildirerek hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, davalının kişisel malı olduğu, ispat yükünün davacı da olduğu, davacının katkı payı isteyebilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddî veya hizmet değeriyle katkıda bulunduğunu çalışarak, düzenli ve sürekli gelire (maaş, gündelik, kar payı vs. gibi) sahip olduğunu ispat etmesi gerektiği, davacının iddiasını ispat edecek delillerini kendisine verilen süre içinde bildirmediği ve dolayısıyla davanın ispat edilemediği, Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, dava konusunun evlilik içinde edinilen malların paylaşımına yönelik olduğunu, müvekkilinin yıllarca yurt dışında çalışarak boşandığı eşine para gönderdiğini ve dava konusu taşınmazı aldığını, ancak yurt dışında olduğu için tapuda davalı adına kaydedildiğini, davalının o dönemde çalışma hayatının olmadığını, müvekkilinin eşine gönderdiği ve zaman zaman izinli olarak geldiğinde verdiği paraların yazılı veya belgeli kayıtlarını tutmadığını, Yargıtay içtihatları gereği ağır kusurlu tarafın mal talebinde bulunamayacağını, davalının taşınmazın kendisi tarafından alındığını, çalıştığını ispatlayamadığını, her ne kadar dosyaya delil ve tanık sunmadıkları yönünde karar verilmişse de zina yapan tarafın hiçbir delil sunmadığını, ne çalıştığına dair bir belge ne de herhangi bir kazanç belgesini dosyaya sunmadığını, müvekkilinin yurtdışında çalıştığının sabit ve delilli olduğunu, taşınmazın sırf mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde alındığından davalının kişisel malı olduğunu söylemenin gerçeğe ve hakkaniyete uygun olmadığını, davalının katkısını ispatlayamadığını belirterek istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ispat yükü noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ve 190 ıncı maddesi, 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 646 ncı maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.