Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/11564 E. 2023/1007 K. 14.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11564
KARAR NO : 2023/1007
KARAR TARİHİ : 14.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/697 E., 2022/891 K.
DAVACI- DAVALI : … vekili Av. …
DAVALI- DAVACI : … vekili Av. …
DAVA TARİHİ : 10.08.2020- 17.08.2020
KARAR : Kısmen kabul, kısmen ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına; İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen onanmasına ve kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden karar verilmesine yer olamadığına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin tazminat talebinin ise kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir eş ve anne olarak üzerine düşen vazife ve sorumlulukları yerine getirdiğini, buna rağmen davalının müvekkiline hakaretlerde bulunduğunu, müvekkilinin ailesinden para istemeye başladığını, müvekkili açısından utanç kaynağı olduğunu, davalının, müvekkiline ve müşterek çocuklarına küfür ettiğini, müvekkilinin ailesine karşı da sinkaflı küfürler ettiğini, davalının müşterek çocuklar arasında ayırım yapıp, otizimli olan çocuğunu doğduğundan beri benimsemediğini, bu durumu kabullenmediğini ve gereken ilgi ve alakayı çocuğuna göstermediğini, babalık görevini yerine getirmediğini, müvekkilinin, davalı ile davalının kök ailesine gittiğinde ev halkı tarafından dışlandığını, psikolojik baskı uygulandığını, müvekkilini zorla ilişkiye zorladığını, son olarak davalının müvekkilini evden kovduğunu iddia ederek tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına 100,000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, evlilik birlikteliği içerisinde edinilen 1 daire ve 1 araba ile banka hesaplarında bulunan 20.000,00 TL birikimlerin üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, sahip oldukları dairenin üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı -davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tren teşkil görevlisi olduğunu ve 8-24 uygulaması ile vardiyalı olarak çalıştığını, müvekkilinin çok ağır şartlarda çalışmasına rağmen ailesine karşı sorumluluklarını aksatmadan yerine getirdiğini, büyük çocuklarının otizm rahatsızlığından dolayı özel ilgi ve özel eğitime muhtaç olduğunu, müvekkilinin işe gitmediği zamanlarda çocukları ve eşi ile ilgilendiğini, davalının ise ev işlerini dahi canı istediği zaman yaptığını, evin mutfağında örümcek ağları bile olsa canı istediğinde temizlik yaptığını, son 8 aydır davacının sürekli olarak müvekkilinden boşanmak istediğini dile getirmeye başladığını, ancak boşanmak için bir sebep gösteremediğini, davalının çocukları ile ilgilenmek yerine telefonuyla uğraştığını, sürekli olarak sosyal medya kullandığını, müvekkilinin hassasiyet göstermesine rağmen davalının telefon bağımlılığından kurtulamadığını, tarafların 07.08.2020 tarihi itibari ile fiili birlikteliklerini sonlandırdıklarını, müvekkilinin, davalının sadakatsizliğini öğrendiğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocukların velâyet hakkının müvekkiline verilmesini, her bir çocuk için aylık ayrı ayrı 250,00 TL tedbir 250,00 iştirak nafakasına, müvekkili lehine 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.12.2021 tarihli 2020/427 Esas, 2021/893 Karar sayılı ilamı kararıyla; davacı erkeğin, kadına ve ailesine sinkaflı küfürler ettiği, kadının ailesinden para istediği bu hususta davalıya baskı yaptığı, erkeğin annesinin davalıyı kabul etmediği, “Ben olmasam annem bunu eve almaz.” dediği, davalı kadının ise evi ile ilgilenmediği, evin yemeğini, temizliğini yapmadığı, sürekli telefonda vakit geçirdiği, gece saatlerinde başka erkeklerin arabasına binip giderek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu evlilik birliğinin sona ermesinde her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle taraflarca açılan her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocukların velâyet haklarının davalı babaya verilmesine, anne ile kişise ilişkitesisine, kadın lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına çocuklar için iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, her iki tarafın maddî ve manevî tazminat taleplerinin eşit kusur nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı vekili, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının miktarı, birleşen davanın kabulü, reddedilen tazminat talepleri, davalı-davacı vekili ise eksik inceleme kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının kabulü, erkeğin iştirak nafakası talebinin ve tazminatların reddine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.02.2022 tarihli 2022/338 Esas, 2022/311 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak açılan asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesinde, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davacı-davalı kadın yararına 4721 sayılı Kanun’un 175 inci maddesi uyarınca yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, davalı-davacı erkeğin aynı zamanda velâyeti kendisine verilen müşterek çocukların giderlerini de karşılayacak olması, davacı-davalı kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, velâyete ilişkin sosyal inceleme raporu ve davacı- davalı kadının velâyete ilişkin talebinin bulunmaması nedeniyle müşterek çocukların velâyetlerinin davalı-davacı babaya verilmesinde, davacı- davalı kadının ev hanımı olup herhangi bir gelirinin bulunmaması nedeniyle davalı-davacı babanın iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmesinde, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olması nedeni ile tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde; davalı-davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, hükmedilen yoksulluk nafakası, reddedilen iştirak nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06.06.2022 tarihli 2022/3539 Esas, 2022/5402 Karar sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadının ağır kusurlu olduğu, ağır kusurlu kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği, erkek yararına koşulları oluştuğundan uygun maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı-davacı erkeğin kusur, yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat talepleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, temyize konu diğer yönlerden kararın onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, asıl dava yönünden boşanma kararı, davacı-davalı kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, müşterek çocukların velâyeti ile müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakasına ilişkin hükümlerin kesinleşmesi nedeniyle bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadının şartları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine, birleşen dava yönünden evlilik birliğinin sona ermesinde kadın ağır, erkek az kusurlu olmakla erkek yararına 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince 8.000.00 TL maddî, 8.000.00 TL manevî tazminata, birleşen davada kesinleşen yönler hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı-davacı erkeğin dava dilekçesi ve sonraki dilekçelerde iddialarını somut bir delile dayandırmadığını, iddialarını temellendiremediğini bu nedenle davalı erkeğin tanık beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, tanıklarının beyanlarının da kendi içerisinde çelişkili olduğunu, davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunu, kusur tespitinin yanlış yapıldığını beyan ederek müvekkili aleyhine kabul edilen maddî manevî tazminat taleplerinin ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası talebi ile erkek yararına hükmedilen tazminatlar yönünden kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda karar verilip verilmediği, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği, erkek yararına hükmedilen tazminatların miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş bölümlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı- davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı- davalı kadına yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.