YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1154
KARAR NO : 2022/3224
KARAR TARİHİ : 04.04.2022
MAHKEMESİ : …Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı mirasçıları tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasının yargılaması devam ederken, ilk derece mahkemesinin karar tarihinden önce, davalı erkek ölmüş ve akabinde de davacı kadın “davasından feragat ettiğini” bildirmiştir. İlk derece mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ve bölge adliye mahkemesi davalı erkek mirasçılarının istinaf talebini esastan reddetmiştir. Hüküm davalı erkek mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde, feragatin davaya son veren bir taraf işlemi olduğu, karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı ve davalı müteveffa tarafından açılmış bir karşı dava da bulunmadığından bahisle, mirasçıların istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Bilindiği üzere, medeni usul hukukunda hakim olan tasarruf ilkesi gereğince tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra tasarruf yetkisi devam eder. Bunun sonucu olarak, taraflar kural olarak hüküm kesinleşinceye kadar her aşamada davalarından feragat edebilirler. Feragatin hüküm ve sonuç doğurması için karşı tarafın muvafakati veya hakimin izni gerekmez. Ancak, feragat beyanının hüküm ve sonuç doğurabilmesi için hukuki varlığını sürdüren bir davanın mevcut olması gerekir. Boşanma hükmünün kesinleşmesinden önce taraflardan birinin ölmesi halinde, evlilik birliği ölüm ile sona ereceğinden, boşanma davası konusuz kalır ve bunun sonucu olarak davacı eşin ölüm tarihinden sonraki “boşanmadan feragat beyanı” hukuki bir sonuç doğurmaz.
Türk Medeni Kanunu’nun 181/2. maddesi uyarınca, boşanma davası devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen eşin mirasçılarının davaya kusur belirlemesi yönünden devam etme hakları bulunmaktadır. Bu durumda, boşanma davası konusuz kalmıştır ve mirasçıların sağ kalan eşin kusurunun olup olmadığının tespitini talep etmeleri halinde, bu talep yönünden kusur tespiti davasına dönüşmüştür. Sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığının tespiti talebinin “talep eden davacısı” davalı eşin mirasçılarıdır. Bunun bir sonucu olarak, davalı eşin mirasçılarının Türk Medeni Kanunu’nun 181/2. maddesinden kaynaklı haklarını kullanmasını engelleyecek şekilde feragat beyanı hüküm ve sonuç doğurmaz.
Dosyanın tetkikinden, davalı erkeğin … tarihinde öldüğü ve davacı kadın vekilinin de dosyaya … tarihli “davasından feragat ettiğini bildiren” dilekçe sunduğu anlaşılmıştır. Davacı kadın her ne kadar açmış olduğu davadan feragat ettiğini mahkemeye bildirmiş ise de, feragatin geçerli kabul edilebilmesi için hukuki varlığını sürdüren bir davanın mevcut olması gerekir. Boşanma davası erkek eşin ölümüyle konusuz hale geldiğine göre, davacı kadının feragat beyanı boşanma davası yönünden hukuki bir sonuç doğurmayacağı gibi; Türk Medeni Kanunu’nun 181/2. maddesi uyarınca ölen eşin mirasçılarının kusur tespiti yönünden davaya devam etme haklarını da ortadan kaldırmaz. O halde; ilk derece mahkemesi kararından önce meydana gelen ve niteliği gereği son karar üzerinde belirleyici ve değiştirici etkiye sahip olan ölüm vakıası dikkate alınarak; davanın esası hakkında “konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına” ve davalı eşin mirasçılarının kusur tespiti davasında da TMK m.181/2 gereğince sağ kalan eşin evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede kusurlu olup olmadığının tespiti yönünde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi hükmünün BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 04.04.2022 (Pzt.)